Aras Buğra ve Yıldırım yanımızdan ayrıldığında beri aralıksız kavga eden bu ikiliye baktım.
"Beni koruman gerekiyordu Taha!"
"Siktir lan senin yüzünden bebek cildime zarar gelmesine izin mi vereceğim? Çıkma dedim sana o sikik hastaneden demi?"
"Beni düşünen herif odama girdiğinde kapıyı niye kilitleyip üzerime yürüdü lan o zaman!"
"Onu ben değil sen yaptın hatırlatırım salak."
UPS!
Gülmeye başladıklarında Yüzüm kıpkırmızı olmuş gayet sinirli andan bir anda sakin sakin konuşan birbirlerine gözleriyle ima veren bu iki salağı buldu. Beni unutmuşlar mıydı sahiden?"OHA!"
Tanımadık, fazlasıyla yabancı ince bir ses kulaklarımı doldurduğunda kafamı hızla kaldırıp sesin sahibine baka kaldım. Kapalı ince fizikli, benden birkaç santim daha uzun bir kız bahçede öylece Taha ve Boraya bakıyordu.
Çocuklar tanıyor mu acaba diye onlara kafamı çevirdiğimde Taha tek kaşını kaldırmış kızı süzüyordu. Bora ise kafasını Tahanın göğüsüne yaslamış gayet sakince bu kıza bakıyordu. Gözlerimi o an kıstım çünkü, Öyle sakin duruyordu ki sanki tanıyor gibiydi.
Kızın öksürük sesi geldiğinde tekrar kafamı çevirdim.
"Umarım rahatsız etmemişimdir."
"Yok be Dünyacık ne rahatsızlığı, gel otur."
Evet dediğim üzere Bora bu kızı tanıyordu o yüzden fazlasıyla sakindi.
Peki kimdi bu Dünyacık?
Meraklı halimi gizleyemedim ve kıza bakarak konuştum.
"Merhaba ben Doğa."
Gülümsedi ve cevap verdi.
"Memnun oldum bende Dünya. Yıldırım Beyin çalışanıyım."
"Peki ya Arasın?"
"Aras beyle henüz yüz yüze tanışmadım, Ancak adını çok duyduğum doğrudur."
Gülümsediğinde karşılık verdim.
"Ne işle meşgulsünüz peki?"
"Yasal olaraktan mı illegal olaraktan mı?"
Yüzüm kızarırken bu kız gayet keyif alıyordu ve yüksek seste kahkahalar attı.
"İnanmıyorum, çekiniyor musun yoksa. Şuan Çok tatlı olduğunu biliyor musun?"
"Dünyacık o evli ama."
Kızın güler yüzü hızla soldu ve dönüp Boraya dil çıkarıldığında yavaş yavaş yüzümdeki sıcaklık geçti ve bu defa ben gülümsedim.
"Ne tuhaf karnındaki şişliği de yastık sanmıştım."
Bora bir anda göğüsünü tutup öksüre öksüre doğrulduğunda Taha öyle bir panikle kalkıp dizlerinin üzerine çöktü ki anlatamam. Dünya masadaki suya hızla koştuğunda ben zar zor hamile göbeğimin izin vermesiyle uzattığım ayaklarımı masadan indirim.
Bora suyu içtikten sonra hızla benimle göz teması kurdu.
"İyiyim iyi. Telaşlanma."
"Sahi mi? Bende ufak bir gıcık sandım. Tüh."
Gözlerini bana devirdiğinde bu defa Dünya konuştu.
"Neyin var böyle? Yüzün de solgun hasta mısın?"
Taha sinirlense de ciddiyetini korumadan dalga geçer gibi konuştu.
"Kendisi 1 hafta önce ölümden döndü ve 2 gündür yeni yoğunbakımdan çıkmış durumda!"
Şaşkınlıkla Boraya bakan Dünya bir anda telâşlanmıştı. Sanırım bazı şeylerden haberi yoktu.
"Inanıyorum bu doğru mu Bora! Bana nasıl haber vermezsin! Nasıl oldu böyle?"
Iç çekip susmayı tercih edince Dünya bir defa daha konuştu. Bu defa sesi sinirli çıkıyordu.
"Pardon da sen daha yeni komadan çıktın madem! Burada ne işin var ne halt yemeye geldin durumun ciddiyetini anlamıyor musun ?"
"Sevdiğimiz için yediğimiz kurşunlar bizi hayata bağlıyor Dünyacık. Iyiyim lütfen susun Yıldırım abi bir de bunu duyarsa iyice çekeceğim var!"
Bora boş boş konuşup Tahaya baktığında Taha elinin tersini yaklaştırdı gibi hızla yüzünü kapatması bir oldu.
"Tamam be. Nankör HERIF ."
Dünya ikisine gözlerini devirip bana baktı.
"Sen niye hala ayaktasın kızz. Otur günah. Bide buna endişelenip kalktın mı."
Gülerek oturmamı sağladıktan sonra hızla yanıma oturup elini şişmiş karnıma koydu.
"Umarım sakıncası yoktur."
Kafamı hızla olumsuz anlamda salladım. Öyle içten davranıyordu ki, hatta şuan bir arkadaşım oluyor diye fazlasıyla mutlu bile oluyordum.
Dünya elini yavaşça gezdirirken karnımdaki hareketlenme ile ona baktım. 4.5 aylık bebeğim içeride neler yapıyordu öyle. Kusursuz ince parmakları bebeğimi etkiliyor muydu yoksa?
"Doğa! Ahahahha... Bu erkekse kesinlikle benim kocam olacak anlaşıldı mı? Baksana elektrik alıyorum."
Gülmeye devam ettiğinde bende ona eşlik ettim.
Sahi minik bebeğimin cinsiyeti neydi? Aras ile bu durumu hemen konuşup hastaneden randevu almamız gerekiyordu.
Dünya ile yan yana hala daha oturuyorduk ve derince bir sohbette girmiştik. Taha ve Boranın ilişkisini öğrenip imalı imalı bakmıştı onlara daha sonra beni tanımak istediğini söyleyip kendinden uzun uzun bahsetmişti.
Bir cafesi olduğunu, bir butiği olduğunu ve bir de gizlice yönettiği günlük yaşamındaki çalışanlarını dahil etmediği, ince bir işle yönettiği yeraltı dünyasını anlatmıştı. Tabi burda işin içine Yıldırım abi de giriyordu. Sevgili kocacığım da başka bir şekilde parçasıydı. Yapmalarını ne kadar istemesem, bu duruma olumsuz baksam da, bu insanların maalesef ki ruhlarının bir kısmı çoktan bu iş ile bütün olmuştu.
O yüzden kirlenen ruhlar temizlenemiyordu ancak bir kısmını temiz tutmaya uğraşabiliyorlardı.
Konu konuyu açarken Başka bir kadın sesi duydum. Evde ne de çokça kadın oluvermişti?
~Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret: Aşk'a Sadık♥
Random/ ~2. KİTAPTIR♥ / "ÇÜNKÜ DOĞA, SEN HAYATIMI GÜZELEŞTİRİYORSUN..." Önceden Nefretinin Nedenini Bilmiyordu, Geçmişi Aklındaki Bütün Soruların Cevaplarını, Nefret İle Yeşertiyordu. Ancak Bu Nefreti Hak Eden, Karşısında ki Kız Değildi... Geçmişi Planlay...