Seher Hanımın Gönderdiği bütün yemekleri dibine kadar sıyırmış, mutfağı topladıktan sonra evden ayrılmış orman yolunda yürüyorduk.
Aras Yarın İstanbula döneceğimizi söylemişti bu yüzden de annesinin yanında kalma isteğime olumlu bakıp kabul etmişti. Kendi evimizin aksine Seher hanım iki evde de yatak odalarımıza fazlasıyla kıyafet stoğu yapmıştı. O yüzden hiçbir şeyi sıkıntısını çekmediğim gibi, kıyafet sıkıntısı da çekmiyordum.
Aras elimi tutmuş karanlık yoldan emin adımlarla yürüyordu. Orman yolundan çıktığımız an, karnıma giren sancılarla duraksadım.
Aras Da beraberimde durup hızla ışığı yansıyan evlerin önündeki aydınlığa beni çekerek yavaşça boyunu boynuma denk olucak şekilde getirdi.
"İyi Misin Güzelim? Göğüsün Mü Ağrıyor yine?"
Ard Arda iki tane daha sancı girdiğinde Arastan elimi kurtarıp yavaş hareketlerle yere çömelip oturdum.
Neden Bu Aralar düzensiz olmaya başlamıştı bu? Vaktini de takip edemiyordum!
Aras dizlerinin üzerine çöküp elini göğüsüme bastırdı.
"Doktoru arıyorum!"
Zar zor kendimi toparlayıp elindeki telefonunu elimle kapatıp müdahale ettim.
"Ha- Hayır Gerek Yok Aras. Göğüsüm Ağrımıyor."
"Ama Ağrın Var Değil Mi?''
"Evet."
"Neyin Var?"
Bakışlarımı kaçırdığım sırada çenemden tutarak yüzüne bakmamı sağladı.
"Yoksa Sen? Hani o gün olduğun şeyden mi ?"
Utanarak kafamı çevirip başımı olumlu anlamda salladım.
Kasıklarımdaki ağrılar biraz daha olsun geçince Arasın yardımıyla Doğruldum ve eve yürümeye başladık.
"Bunun Bir Tedavisi Yok Mu?"
Omuz Silktip Kafamı Olumsuz Anlamda Salladım.
"Siktir! Her Ay Acı Çekiyorsun Yani Böyle Ciddi Ciddi!"
"Aras Gerçekten Bu Şeyi Bilmiyor Muydun?"
Durup yüzüme bakmaya başladı.
"Nereden Biliyim Kızım Ben! Kızların özel günleri olup olmadığını mı kontrol ediyorum?"
Ağrılarıma rağmen hafifçe gülümseyip kafamı olumsuz anlamda salladım.
"En azından denk gelmişsindir ha?"
"Evet Birinde Geldim. Hala da gelmeye devam ediyorum."
Bana gönderdiği büyük imayı anladığımda ona dil çıkararak yavaş adımlarla bahçeden içeriye girdim.
Seher Hanım bahçede bizi gördüğünde acil durumumu kaş göz işaretleri ile belli ederek hızla içeriye girip merdivenleri tırmanıp odama çıktım.
Dolapta aradığım şeyi bulunca, temiz bir iç çamaşırı ve yazlık güzel bir elbiseyi de çıkarıp beraberinde banyo ya ilerledim.
Kan değmiş iç çamaşırını ve pet kutusunu çöpe yollarken çıkardığım kıyafetleri kirliye atıp elbisemi üzerime geçirdim. Spor güzel bir şeydi.
Fazlasıyla da Rahattı.
Odadaki işlerimi halledip merdivenlerden aşağıya hızla indim.
Serap abla elindeki fincanları masaya bırakıyordu. Yardım etmek için yanına yürüdüğüm sırada tam yanı başında olan Seher Hanım beni kendine çekerek sıkıca sarıldı.
Aynı karşılığı verdiğimde önümde dumanı tüten sıcak çikolatanın kokusu burnumu doldurdu.
Aras ve Seher Hanım kahve içiyordu. Demek ki, durumumu Seher hanıma anlatabilmiştim.
Üzerindeki şalın bir kısmına beni de aldığında Yeniden Annem olduğu hissi ağır basmış kendimi bu kadının limanına sığınırken bulmuştum.
Bu kadın çok iyi biriydi. Sanırım annemden nefret etmememi sağlayan, Anneme öfke duymamamı sağlayan bu kadındı. O gün hiç konuşmamış ertesi gün yemek yememiş 3. Günü ise tamamen sakin bir ortamda Seher hanım ile baş başa kalıp her şeyi ona hıçkıra hıçkıra anlatmıştım.
O ise kendi oğlunu 2. plana atarak annemin geçerli bir sebebi olduğu konusunda uzun bir uğraş vererek beni ikna etmişti.
Ama inanmak istemiyordum.
Konunun bir şekilde bizim aramızda kapanmasını sağlamıştım. Annemi altan aldığımı düşünüyordu Seher Hanım ancak, benim kabul ettiğim tek şey, bir annenin bunu asla yapamayacak oluşuydu.
Bir İnsan Kendini Evladından Gizleyemezdi!
5 yaşında sevgine ihtiyaç küçücük bir kızı kimse terk edemezdi!
Hemde Ölmüş süsü vererek.
Tüm bunlar mantıksızdı. Gerçekten Mantıksızdı.
Peki Ya Babam?
Hayatımdaki Herkesi sorgulamaya başlamıştım.
Bilmediğim bir teyzem olduğu gibi, bir dayım da çıkacak mıydı karşıma? Halam, Amcam?
Kuzenlerim falan var mıydı mesela?
Birbirimizi biliyor muyduk?
Düşüncelerim Konudan Konuya Büyük bir çaba ile atlarken hepsini birbirine bağlamayı da ihmal etmiyordum tabi ki.
Saçlarımı okşayan kadın sanki çok kırılgan bir şeye dokunuyor gibi, öyle kibar bir şekilde omuzlarından kalkmamı sağladı ki, bir anda kıkırdamaya başladım. Gülüşüme eşlik ettiğinde yanaklarına sıcacık iki öpücük bırakıp, gerçekten soğumak üzere olan sıcak çikolatamdan bir yudum alıp dudaklarımı yaladım.
Lezzizdi.
Evet Regl durumları böyle saçma sapan psikolojik durumlara girmemde başı çeken en önemli etken olabiliyordu.
Bir yanım deli gibi ağlamak isterken, diğer yanım gülmeyi istiyordu.
Bir yudum daha almış dudaklarımı yalıyordum ki, Aras bardağını sert bir şekilde masaya bıraktı.
Sanırım bu dikkat çekmek için yapılan bir hamileydi.
Bakışlarım sert bakışlarını bulduğunda emdiği dudağını sert bir şekilde bırakıp bakışlarını benden çekti.
Bu hareketi bir tek bana mı çok cool gelmişti?
Nefesimin kesildiğini hissettiğimde gecenin kalan diğer kısmı yarı sesszilik yarı sohbet derken geçip gitmişti.
Seher hanım kalkıp odasına gittiğinde Aras ve Bende Geç olan saatle ayaklanıp yatak odasına yöneldik.
İçeriye girdikten saniyeler sonra Aras kapıyı kilitleyerek dudaklarımızı sert bir şekilde birleştirdi.
Ama öpmüyor, aksine dilini dudaklarımın üzerinde gezdiriyordu.
Sanırım Yalıyordu!
Diliyle dudaklarımı atamadığı an bu gerçek bir öpüşe dönmüştü.
Elim ensesini kavradığında yavaşça okşamaya başladım. Gevşeyen vücudu vücuduma değerken eli bacaklarımın altından iç çamaşırıma kaydığında ani bir hareketle geri çekildim.
"Aras Dur! Olamaz!"
Gözlerini kısmış yüzüme bakarken yutkundum.
"Bu Durumda İlişkiye Giremeyiz. Hem sağlık açısından hem de, dini bakımdan iyi değil... Üzgünüm."
Gözlerini hızla ovuşturup konuştu.
"Siktir ya! Ne kadar sürüyor bu şey?"
"1 hafta..."
"Anasını Sikeyim! 1 hafta ne lan!"
Dudaklarımı büzdüğüm sırada yutkunup dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı.
"Yürü Yatalım! Elimden bir kaza çıkacak Doğa!"
Bu haline gülmek istesem de, tepkisiz kalmayı tercih ederek üzerimdekileri çıkarıp Arasın yaptığı gibi dolaba yönelip rahat bir şeyleri üzerime geçirdim.
Yatağa geçip uzandığımız sırada yutkundum.
"Aras..."
"Efendim?"
"Eğer Benden Rahatsız Olursan... Söyle lütfen ben kalkarım. Kötü kokabilirim..."
Rengim biber patlıcan diye gezerken Aras dibime biraz daha girerek saçlarımı karıştırıp yüzünü saçlarımın arasına sokup derin derin nefesler almaya başladı.
"Üzgünüm Ama, Bu Kokudan Rahatsız Olacağımı Hiç Sanmıyorum. Kendini Kasma Ve Rahat Rahat Uyu."
Beni kendine çeken adama biraz daha sokulup gözlerimi kapatım. Bize uygun pozisyonu bulup bacaklarını bacaklarımın arasına, kollarını da sıkıca belime sardı.
Küçük bir nefes alıp verme problemi yaşıyor olabilirdim ancak, hiç sorun değildi.Gecenin bir yarısı gözlerimi açtığımda Aras sırt üstünde uyuyordu. Gece lambası açık olduğu için yüzünü en net haliyle görebiliyordum.
Kahve rengi saçları dağılmış, yüzünde belli belirsiz nefes alıp verdikçe oluşan bir çizik vardı.
Ellerim ince saçlarının arasından girdiğinde, saçlarının bende tarifsiz bir his bıraktığını hissettim.
Muazzam Bir Olay Gibiydi bu benim için. Mırıldanıp kafasını benden tarafa çevirip yeniden kolları belime sardığında hafifçe gülümseyip ondan tarafa daha çok dönerek bende az önce saçlarıyla oynadığım elimi boynuna sardım.
Oynama ya devam etmek isterdim ancak, rahatsız edip uykusunu bölmeye hakkım yoktu.
Bundan habersiz olacaktı ancak, benim için geçmiş en güzel gecelerden biri olarak kalıcaktı.Seni Seviyorum Aras Pamir.🌹
Bölüm Sonu🍁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret: Aşk'a Sadık♥
Random/ ~2. KİTAPTIR♥ / "ÇÜNKÜ DOĞA, SEN HAYATIMI GÜZELEŞTİRİYORSUN..." Önceden Nefretinin Nedenini Bilmiyordu, Geçmişi Aklındaki Bütün Soruların Cevaplarını, Nefret İle Yeşertiyordu. Ancak Bu Nefreti Hak Eden, Karşısında ki Kız Değildi... Geçmişi Planlay...