"İyi Misin Buğra?"
İrkilip hızla önüne dönüp yüzüme bakmadan menüsünü açtı.
"İyiyim, Yok Bir Şey. Hadi Ne Yiyceksin Seç."
"Farketmez Sen Seç.".
Gözlerini gezdirdiği menüden kaldırıp yüzüme baktı.
"Buranın kahvaltı tepsileri harika. Yanında ek çok güzel şeyler veriyorlar. İstiyorum iki tane."
"Farketmez."
Bana gözlerini devirip yanımıza yeniden gelen kıza gülerek baktı ve siparişleri vermeye başladı. Cebimdeki telefonu elime alıp kilidini açtığım sırada ana ekranda gördüğüm fotoğraf ile yutkundum.
Doğanın Kiraz Bahçesinde kulağına taktığı kirazlarla gülerken çektiğim bir fotoğrafını siyah ekran yapıp telefonuma ekran yapmıştım.
İçilmdeki Hasret giderek artarken Buğranın sesiyle doğruldum.
"Tüm beynini E-Postalara verme Bebeğim, Bir O Kadar Dosya Masanda Seni Bekliyor!"
Gülerek kafamı olumsuz anlamda salladım E - Mailimi kontrol ediyorum sanıyordu. Şuan bildirim yağmuruna girmiş o uygulamaya girmeye niyetim yoktu.
Kahvaltılıklar masaya geldiğinde birkaç lokma yiyerek arkama yaslanıp sıcak çayımı elime alarak yudumladım.
Yemek yemediğimi fark eden Buğra Da arkasına yaşlanıp yüzüme bakmaya başladı.
"Anlatmanı bekliyorum Aras Ancak, Sen inatla susmayı sürdürüyorsun! Ne Olucak Böyle?"
"Anlatılcak Bir Şey Yok!"
Sert sesime gülüp konuştu.
"Darmadağın Olmuşsun Lan! Darmadağın! Bugün korumalar haber vermese ben hala seni yurt dışında diye bileceğim! O eve gelmesem, Alkol komasından Geberip Gidiceksin!"
Yükselen sesiyle yan masalardaki birkaç insan yüzümüze baktı.
"Doğanın Evi Terk Ettiğini Bize Ne Zaman Söyleyecektin Peki?"
"Doğa Evi Değil! Beni Terk Etti Buğra."
Ellerini Masaya Yaslayıp yüzüme bakmaya başladı.
"Aras Sormak istemiyorum ama, kıza istemediği bir şey mi yaptın?"
Sinirle soludum.
"Öyle Şerefsiz Biri Miyim Lan Ben!"
Geri çekilip hızla konuştu.
"Haklısın, Her Boku Yapacak Potansiyel sende var ama, bunu yapmasın. Ne Oldu Da Gitti Bu kız? Ve sen bu hale geldin? Öyle mantıksız ki bu yaptığın, hani normal şartlarda Doğanın gittiği gün alıp onu geri getirirdin. Nerde Peki?"
Omuz silkip çayımdan bir yudum daha aldım.
"Nerde Olduğunu Bilmiyorum."
"Ne Demek Bilmiyorum! Lan Siki-"
Yükseltiği sesini hızla indirip bana doğru yanaştı.
"Ulan Sikik Herif Ya Başı Beladaysa?"
"Annesiyle Gitti!"
Şaşkınlıkla yüzme bakıp konuştu.
"Anlamadım kimle gitti dedin?"
"Annesiyle!"
"Siktir Bu Kızın Annesi Ölmemiş Miydi?"
İnsanlar bize tuhaf tuhaf bakarken yeniden omuz silktim.
"Hortlamadıysa Eğer. Ölmemiş Demektir."
"Biliyor Muydun?"
"Yeni Öğrendim Diyelim."
"Ve Böyle Bir Şeyi Doğadan Gizlemeyi Mi Seçtin Aptal?"
Sakinliğim beni terk ederken yüzüne baktım.
"Çok Sevdiği Kemal Amcasının, Aynı Şekilde Ondan bir o kadar nefret ettiği Teyzesiyle iş birliği yaptığını öğrenince, Ardından o gece hesabını kestiğim Kemalin Doğaya zarar vermesiyle, Ben daha Teyzesinin ne Mal olduğunu öğrenmeye çalışırken, Sahte Kimlikle Kendini gizleyen Annesinin ortaya çıkmasını Doğaya Anlatamadım Kusura bakma. Hemen ardından Da Doğa vurulup Komalık olduğu ve Hemen ardından Hastaneden çıktığı ilk günün sabahı Annesi evimize dadanınca, anlatmaya da pek vakit kalmadan, direk beni terk ettiği için..."
Soluklanmak için durduğumda, Buğra Dahil herkes şaşkınlıkla bana baktığında ensemi kaşıyarak konuştum.
"Baya Güzel Yerdeyiz Farkında Mısın?! Dışardayım, Hesabı Ödeyip Gel!"
Ayağı kalkıp kafeyi terk ettiğimde dönüp hemen arkamda kalan Buğraya baktım. Kafasını olumsuz anlamda sallayıp ayaklandı. Kafeden hızla çıkarak karşı yoldaki sahile ilerleyip boş bankalardan birine oturdum.
Birkaç dakika sonra Buğra Da hızla yanıma gelip oturdu.
"Annesiyle Gittiğine Emin Misin?"
Omuz Silktim.
"Başka Şekilde Korumlar Çıkmasına İzin Vermezdi O Evden."
"Haklısın... E ne olucak şimdi? Annesinin yanında mı bırakıcaksın?"
"Ne Yapayım?"
"En Azından Kendini Eve Kilitleyip İçkiye Falan Vurma! Ne Biliyim Doğaya Ulaşmaya Çalış. Belki de Senden Gitmemiştir, Sana Çok yakın bir Yerdedir?"
"Dizi Mi Çekiyoruz Burada Amına Koyim! Terk Etti Arkasına Bakmadan Gitti İşte! Bana gelmek istese 1 ayda gelirdi zaten! Siktir! Onu da suçlayamıyorumki... Onca yaptığım şeyden sonra, benden korkuyor."
Gülmeye başladığında sinirle soludum.
"Ne gülüyorsun lan sikik!"
"Onu Özlüyorsun..."
Sessiz kaldığımda kafasını olumsuz anlamda sallayıp ayağı kalkıp beni de beraberinde kaldırdı.
"Yok, Senin Beynin Durmuş. Yürü Gidiyoruz."
"Nereye?"
"Şirkete!"
"Ciddi Misin Buğra?"
Kolumu daha da sıkı tutup karşıya geçtiğinde oflayıp kolumu ondan kurtararak yürümeye başladım.Şirkete geldiğimizde sekreterlerimden biri hızla gelip konuşmaya başladı.
"Hoşgeldiniz Aras Bey, Buğra Beyin imzalamadığı Dosyalar var."
Ters Ters Buğraya baktığımda omuz silkip gülmeye başladı.
"Ve de, Ertelenen Toplantılar. Saat 1 de uygun musunuz? Erdem Beyler sizle olan 1.5 ay önceki toplantının artık olmasını istiyorlar. Ertelenmesinden Hiç memnun olmadıklarını söylediler."
Siktir Ya!
O da vardı değil mi?
Saate baktığımda 11.44 dü gösteriyordu.
"12.30 a ayarla. 1 çok geç."
"Emredersiniz Efendim."
Hızla yürümeye başladığında yanımda pis pis sırıtan Buğranın Karın Boşluğuna bir tane geçirdim.
"Sikik! Baya İlgilenmişsin Burayla!"
"Başında Olmak Bile Yeterdi Ha?"
"Tahayla Bora Nerde?"
"Birlikte takılıyorlardı bilemiyorum."
"Ulan Sikik! Uyar Şunları Bak beni Deli etmesinler!"
Arkamdan omuzuma yaslanıp ellerini belime sararak yürümeye başladı.
"Yavrum Benim! Karışma çocuklara ben sana her şekilde Yeterim!"
"Ben Şimdi Sana Yeticem!"Odaya girdiğimizde dinlenme odasına geçerek dolaplardan birini açarak, takım elbiselerimden birini elime alarak üzerimdekilerden kurtuldum.
İçeriye geçtiğimde Buğra Leptopu açmış kafasını gömmüş bir sey ile ilgileniyordu.
"Piç! Hala Oyun Mu Oynuyorsun Sen?"
Sesli bir şekilde gülmeye başladıktan birkaç saniye sonra bilgisayarı kapatıp yüzüme baktı.
"Küçük Bir İşim Vardı Bebeğim. Sendeyim Ne yapıyoruz?"
"Seni Sikmekle Başlıyoruz. Programına uyuyor mu?"
Biraz düşünüp üzerindeki gömleğin düğmelerini açmaya başladığında masadaki dosyalardan bir tanesini kafasına fırlattım.
"Ulan! Kes Zevzekliği!"Sonunda Anlaşma Sağlayabildiğimizde Buğra Diğerlerini yolcu etmek için onlarla birlikte çıktığında yutkunup kravatımı gevşettim.
İçimdeki Acı giderek büyüyordu.
Normal yaşıyor gibi Davranmak, daha da canımı acıtıyordu.
Normal yaşıyamıyordum.
Doğaya İhtiyacım Vardı!
Gözlerimi kapatıp olanların hepsini baştan aşağıya düşünmeye başladığımda, son nokta olarak Doğada durduğumda sinirden gerilen vücudumla hızla önümdeki Cam masaya bir yumruk savurdum.
İnce sunum masası paramparça dağılırken yutkunup geriye yaslandım. Ellerim paramparça olmuş kanıyordu.
Saniyeler sonra aklıma başka görüntüler geldiğinde duraksadım."Annesiyle Gittiğine Emin Misin?"
"Başka Şekilde Korumlar Çıkmasına İzin Vermezdi O Evden."
"Haklısın... E ne olucak şimdi? Annesinin yanında mı bırakıcaksın?"
"Ne Yapayım?"
"En Azından Kendini Eve Kilitleyip İçkiye Falan Vurma! Ne Biliyim Doğaya Ulaşmaya Çalış. Belki de Senden Gitmemiştir, Sana Çok yakın bir Yerdedir?"
"Dizi Mi Çekiyoruz Burada Amına Koyim! Terk Etti Arkasına Bakmadan Gitti İşte! Bana gelmek istese 1 ayda gelirdi zaten! Siktir! Onu da suçlayamıyorumki... Onca yaptığım şeyden sonra, benden korkuyor.".
"Ne gülüyorsun lan sikik!"
"Onu Özlüyorsun..."Ulan!
Siktir!
Siktir!
Lan!
Sikeyim Seni Buğra!
Kapı açıldığında hızla ayağı kalktım.
"Sekreterler İçeriye Girmeye korkmuş bir şey mi kırıl-"Yüzüne hızla geçirip konuştum.
"Doğa Annesinin Yanında Değil Değil Mi Puşt! Seninle!"
Dudaklarını birkaç saniye Birbirine bastırdı. Daha sonra daha fazla durmayıp kahkaha atmaya başladığında sinirden boşalan bedenimle sağlam bir şekilde bir daha yüzüne geçirdim.
Kafası sarsılıp geriye düşmemesi için uğraşırken, acıyla inleyip kafasının geriye düşmesine izin verdi.
Hala daha arsız gibi gülüyordu.Bölüm Sonu🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret: Aşk'a Sadık♥
Acak/ ~2. KİTAPTIR♥ / "ÇÜNKÜ DOĞA, SEN HAYATIMI GÜZELEŞTİRİYORSUN..." Önceden Nefretinin Nedenini Bilmiyordu, Geçmişi Aklındaki Bütün Soruların Cevaplarını, Nefret İle Yeşertiyordu. Ancak Bu Nefreti Hak Eden, Karşısında ki Kız Değildi... Geçmişi Planlay...