~3. Bölüm🎻

6K 249 23
                                    

Kemanın O Huzurlu Sesini Mutlaka Dinleyin. Sona Bıraktım🎻🥀♥

Sinirime yenik düşüp bir tane daha vuracağım sırada acıyla inleyip yüzüme baktı.
"Lan Dur dur! Tamam vurma lan! Sikeyim ya!"
Dudağını sildiği sırada giderek artan sinirimle yutkundum.
Elimde kalacaktı!
Ve Ben onu Ölmekten beter edecektim!
"Seninle Değil Mi?"

Hayır demesini Bekliyordum, Ama bu imkânsızdı.
Onun yanındaydı.
Vereceği cevabı beklerken bir yandan da yüzüne bir daha vurmak için hazırlanıyordum ki kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Aslında, sana ait bir yerde, normal olarak seninle oluyor değil mi? Ben konu dışıyım yemin ederim!"
"Buğra?"
Yüksek çıkan sesimle hızla ensesini kaşıyıp konuştu.
"Yerini Biliyorum Evet!"
Üzerine yürüyüp sesli bir şekilde bağırdım.
"Bunu Bile Bile! Siktir! Lan Nasıl gizliyorsun benden! Nasıl Lan!"
"Ulan Sikik! Ben senden ne zaman bir şey gizledim! Doğa o gün yanıma geldi şaşırdım başta ama, dağılmış haldeydi. Eve çağırdım gelmedi. Bende öyle kapıda kaldım onunla. Sonra yardım et Bana Buğra dedi. Yanına getiricektim ki, Sizin Çiftlik evine gitmek istediğini söyledi. Başta anlamadım sonra bana olanları anlattı. Arastan niye kaçıyorsun dedim, ona güvenmediğimi sanıp ondan gittiğimi sanıyor dedi. Kendime güvenemeyip çıktım evden oysaki dedi. Arka bahçeden gittim, annem bile beni görmedi dedi. Ne yapacağımı bilmiyorum, dönersem Arasın yüzüne bakamam dedi. Sonra iyice durumu kötü olmaya başladı ki..."
"Ki Ne Lan! Ki Ne!"
"Siktir Ya! Yanına getiricekken Annen Geldi Aras! Kaldım öyle orda. Ne bok yicemi şaşırdım. Sonra aldı gitti Doğayı, gitmeden önce de eğer sana haber verirsem, onun zaten bundan haberi olacağını ve Doğayı direkmen başka yere göndereceğini söyledi. En azından yerini ben bileyim dedim ne yapsaydım amına Koyim!"
"Ulan Sikik! Lan Beynini Sikeyim! Haber versene lan bana!"
"Vermedim Mi Sanıyorsun! Telefonlarına kadar aradım senin haberin var mı! Eve kaç defa geldim içeriye almadılar bana yurt dışına gittiğini söylediler! Peşinden gelicektim,  seni resmen bilmediğim bir şekilde o kadar ülke ülke aradım! Beni delirtme!"
Nefes alışlarım hızlandığında devam ettim.
"Bugün seninkiler haber verince geldim eve. Baktım tam tahmin ettiğim gibi darma dağın olmuşsun. Böyle olmaz dedim, annenin sözünü tutmak adına bir anda değil de yavaşça söylemeye çalıştım. Tabi sen biraz salak olunca. Son çare seni normalleştirme çabası oldu. Doğru Yoldaymışım bak..."
Beni kendine hızla çekip sarıldığında karşılık verdim.
Bu Adam...
Bu Adam Benim Arkadaşımdı İşte.
"Buğra Benim İzmire Gitmem Gerekiyor!"
"Onu da halletim."
Sırtıma vurup geri çekildi.
"Biletini aldım, Havaalanına gitmen yeterli."
Hızla kapıya yürüdüğüm sırada duraksayıp konuştum.
"O Masayı Sen Yaptırıcaksın sikik beyinli!"
Gülmeye başlayıp, kafasını olumsuz anlamda salladığında hızla  odadan çıkarak kendi odama geçtim. Üzerimi bir defa daha değiştirip ilk yardım kutusundan sargı bezi alıp elimi sardım.
Odaya dönüp telefonumu ve cüzdanımı alarak odamdan Çıktım.
"Arabalardan birini Hazırlasınlar!"
"Hemen Söylüyorum Aras Bey."
Asansöre binip hızla  zemin katı tuşladım. Asansörün kapıları açıldığında otoparka yürüdüm.
Hazırda  bekletilen Arabamın içindeki şoför indiğinde ben bindim.
Hız sınırını fazlasıyla geçerek havaalanına sürdüm.
Vücudum aniden hızlanmış, Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
Havaalanına geldiğimde Arabayı kapıdaki görevlilerden birine teslim ettim.
"Almaya Gelecekler. Aras Pamir."
İçeriye hızla girip kontrol alanlarından geçtim.
Sırada beklerken bir yandan da İsmetti Aradım.
"Buyur Abi?"
"Yeni Havalimanına gelip arabamı alıyorsunuz!"
"Nereye Gidiyorsun abi? Tek Misin? Bekle Geliyoruz Hemen!"
"Hayır Şimdi Değil! Sadece gelip Arabamı alın!"
"Ama Abi!"
"Haber Vereceğim!"
Telefonu yüzüne kapatıp bana gelen sırada danışmaya baktım.
"Aras Pamir. İzmire tek gidişli bilet."
Bilgisayar ekranına baktıktan sonra çıkardığı bileti zımpalayıp elime verdi.
"Yarım Saat Sonra Uçağınız Kalkacak Efendim."
Hızla bileti elinden alıp yürümeye başladım.

İstanbul - İzmir Arası, Sefer Sayılı Uçağın Yolcuları Beklenmektedir! Kalkış Birazdan Gerçekleşicektir.

Kulaklarımı dolduran anons ile yerimden fırlar gibi kalkarak uçağa açılan kapıya doğru hızla yürümeye başladım.

Uçak Piste indiğinde, önümde yavaşça ilerleyen sıraya sövdüm.
Acele Etsenize Lan!
Yavaşça aşağıya indiğimde koşar adım, hatta direk koşmaya başladım. 2. Defa daha kontrolden çıkıp dışarıya çıktım. Şimdi Taksiye binmem gerekiyordu.
Tam boş bir taksiye bineceğim sırada kulaklarımı tanıdık bir ses doldurdu.
"Aras Bey Oğlum!"
Bakışlarım Annemin Kavgasını bulduğunda yanıma hızla geldi.
"Buğra Oğlum Haber Verdi Geleceğini."

Arabanın şoför koltuğuna geçtiğimde Osman Abi de ön tarafa kuruldu.
Arabayı Çalıştırıp Normal hızın biraz daha üstüne sürdüm.
Orman yoluna girdiğimizde Kumlu taş yoldan geçtiğimiz için hızı düşürdüm.
Öyle ki, Kaplumbağa bizden daha hızlı giderdi böyle.
Ya Da Ben Öyle düşünüyordum bilmiyorum.
Kalbimde Oluşan bütün kırıkların yavaş yavaş toparlandığını hissediyordum.
Sanki Ona Yaklaştıkça Ruhum Huzur Buluyordu.
Düşünme yetimi falan kaybetmiş birazdan inip bu yolu falan koşucaktım nerdeyse.

Evin önünde durduğumuzda hızla aşağıya inip kapıya doğru koşmuştum ki, ön bahçede oturan annemi görünce yanına yaklaştım.
İki kişilik servis açılmıştı yanında.
Bu ikinci kişi Doğa olabilir miydi?
Annem Birini fark etmiş olucak ki, hızla kafasını kaldırıp şaşkınlıkla yüzüme bakmaya başladı.
Yavaşça Ayağı kalkıp konuştu.
"Oğlum.... Ho- Hoşgeldin."
"Nerde Anne O?"
"Kim?"
"Doğadan Bahsediyorum! Biliyorsun!"
Yutkunup kafasını çevirdi. Saniyeler sonra yeniden yüzüme baktı.
"Aras... Biraz zaman ver lütfen, görüyorum ki, ikiniz de dağılmışsınız."
"Anne Lütfen!"
"Aras, kimseyle görüşmek istemiyor... Seni görmeden git lütfen."
"O Benim Karım! Farkında Mısın Benden Kaçıyor! Benden!"
Sesim sonlara doğru kısıldığında kafamı öne eğdim.
Annem ona ulaşmamı istemiyordu.
Böylesinin  bizim için daha iyi olucağını mı düşünüyordu sahiden? Kafamı olumsuz anlamda sallayıp dolan gözlerimi anneme belli etmedim. Oradan ayrılmak için doğrulacağım sırada hızla çenemden tutup yüzüne bakmamı sağladı.
O sıra Düşen gözyaşlarımı elleriyle silip konuştu.
"Aras, Sen... Sen Baban Gibi Değilsin. Sen Benim Oğlumsun!"
Beni hızla kendine çekip sarıldığında şaşkınlıkla sadece karşılık verebildim.
"Evinizde Aras... Durumu Hiç İyi Değil."
Fısıldayarak konuşmuş, Aynı zamanda endişesini de belli etmişti.
Annemden ayrılarak konuştum.
"Ben Babam Değilim! Çünkü ben Hayatım boyunca, Bu Hayata Eşlik Edecek iki Kadını biliyorum."
Anlına bir öpücük bırakıp hızla cevap vermesini dahi beklemeden koşmaya başladım.
Çöken karanlığın altından koşarak eve ilerledim.
Ormanın içindeki yapıyla karşılaştığımda hızla evden içeriye sesiz bir şekilde girdim.
Salonda olmadığını fark edince yukarıya çıkan merdivenlere yönelmiştim ki, Aşağıdan gelen sesler yönümü değiştirmeme neden oldu.
Bodrum kata geldiğimde büyük salona doğru yavaşça ilerledim.
İçeriye gideceğim sırada kapıda duraksadım.

Doğanın Çaldığı Müzik


Doğa Tam Karşımda birlikte oturduğumuz Piyano sandalyesine oturmuş Karadeniz müziği tarzında bir ton ile keman çalıyordu.
Gözlerim şaşkınlıkla aralanırken, daha önce böyle güzel  bir tınıda hiçbir müzik dinlemediğim konusunda yemin edebilirdim!
Ben Müziğin büyüsüne kapılmış giderken aniden susan keman sesiyle düşüncelerimden kurtulup bakışlarımın hedefindeki kıza odaklandım. Kemanı hızla bırakıp gözyaşlarını serbest bıraktı.
"Aras... Seni Özlüyorum... Özür Dilerim..."
Hıçırıklar içinde kaldığında içeriye doğru birkaç adım atıp duraksadım. Konuşamıyordum.
Sanki sesim beni terk etmişti.
Aniden kafasını kaldırıp bakışlarımızı buluşturduğunda yüzüme bakmaya başladı.

Bölüm Sonu🎻

Nefret: Aşk'a Sadık♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin