Doğadan:
Bora gözlerimin önünde iki dizinin üzerinde çökerken sağ eli titredi ve o metal şey sert bir şekilde yere düştü. Yüzümde hiçbir mimik oynamadan öylece onu izliyordum. Titreyen elini yavaş bir şekilde karnının sol bölgesinde bulunan böbreğine götürdü ve saniyeler içinde yere düştü. Ağzından gelen kanları gördüğümde artık beynim bir tepki vermeyi akıl edebildi ve sesimin en yüksek seviyesinde sert bir şekilde bağırdım.
"BORA! HA-HAYIR!"
Okan denilen herifin ellerinde çırpınıp Boraya doğru hamle yapmak istesem de sert bir şekilde o metali kafama bastırdı ve hiç acımadan beni çekiştirmeye başladı. Ondan kurtulmak için kendimi zorlasam da, bir o kadar da o bana beni bırakmamak için zor kullanıyordu. Beni bırakmayacağını anladığımda bebeğimin bir zarar görmemesi adına pes ettim ve beni sürükleyen bu adamın peşinden itiraz etmeden yürümeye başladım. Porsche marka beyaz bir jipin önüne geldiğimizde hızla durdu ve yüzüme dahi bakmadan sert bir şekilde silahı boynumun altında bir yere geçirdi. Bilincim hızla kapandığında yere düşmeme izin vermeden beni tutan kollara kendimi bıraktım.
Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda boynuma inen dayanılmaz acı ile yüzümü buruşturdum. Bana biraz uzak bir mesafeden konuşma sesleri geliyordu ancak ne konuştuklarını anlayamıyordum. Zor da olsa gözlerimi açtığımda nerede olduğuma bakmaya başladım. Kahverenginin kullanıldığı boyalı bir odada bulunuyorum. Eşyalar bej renginde ve siyah renkte bir birine uyum sağlıyordu. Duvarda bir tablo bulunuyordu. Dikkatle baktığımda bu tablonun Okanın eline silah ile çekilmiş bir portresi olduğunu fark ettim.
Bu nasıl hastalık ruhlu bir adamdı böyle? Kim duvara elinde silah bulundurduğu bir potresini asardı?
Kafamı biraz daha olsa da toparlayıp yavaşça uzandığım yerden oturur pozisyon aldım. Elim yavaşça karnıma geldiğinde derin bir nefesi ciğerlerime gönderdim. Buradan kurtulduğum o ilk an, yapacağım o ilk şey, bu adi herifi polise şikayet etmek olacaktı!Hamile bir kadına nasıl şiddet uygulayabilirdi? Bebeğim iyi durumdaydı. Bunu hissedebiliyordum...
Peki ya, Borayı da vurmuştu? Peki ya onun durumu nasıldı? Zamanında tedavi uygulayabilmişler miydi? Kalanlar Beni arıyorlar mıydı?Sorularla beynime işkence etmeyi bir kenara bırakarak bu defa da ayağı dikkatli bir şekilde kalktım. Biraz başım dönse de, yürüyebilir durumdaydım. İçeride her kim varsa, sesleri giderek yükselmiş, adeta kavga eder gibi konuşuyorlardı.
Kapıyı aralayıp seslerin geldiği yöne doğru yürümeye başladım.
"Siktir! Oğlum geri zekalı mısın lan sen! Arasın hamile karısını getirdim bir de diyorsun karşıma geçmiş. Ulan Arastan bahsediyoruz, bizi sikmekten beter eder sen farkında mısın?"
"Abi! Üzerime gelmekten vazgeçer misin? Şok haline girmiştim herşey çok hızlı oldu ben ne yapabilirim?"
"Aptal! Bari kıza bir zarar vermedin inşallah? Ondan kurtulalım!"
"Abi Şey..."
"Ney ulan!"
Dinlemekten vazgeçip karşılarına sert bir şekilde çıktım. İkisinin de bakışları ışık hızında beni bulduğunda, önce kafama vuran Okan şerefsizine daha sonra da Tanımadığım ancak, sarışın, tıpkı benimkiler gibi yeşil gözlere sahip olan o çocuğa baktım. İkisi de bana bir anda şaşkınlıkla bakmaya başlamıştı.
"Bana zarar verip vermediğini sormuştun öyle değil mi?"
Hızla karnımdaki şişliği gösterip biraz daha yüksek seste bağırdım.
"Senin bu şerefsiz arkadaşın, hamile bir kadına hiçbir şekilde acımadan o bir tarafına soktuğu silahı kafasına geçirip onu bayıltı! Borayı silahla vurdu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret: Aşk'a Sadık♥
Losowe/ ~2. KİTAPTIR♥ / "ÇÜNKÜ DOĞA, SEN HAYATIMI GÜZELEŞTİRİYORSUN..." Önceden Nefretinin Nedenini Bilmiyordu, Geçmişi Aklındaki Bütün Soruların Cevaplarını, Nefret İle Yeşertiyordu. Ancak Bu Nefreti Hak Eden, Karşısında ki Kız Değildi... Geçmişi Planlay...