~ 14. Bölüm🌹

4.9K 205 12
                                    

Tepki dahi veremiyor, Öylece Arasa bakıyordum.
O biraz önce ne demişti?
Yüzüğü Bizzat Senin İçin Özel Tasarladım Mı Demişti?
Senin İçin, O Kusursuz Şeyi Mi Yaptım Demişti?
Nefesim kesilmeye başladığında Arasın dudakları yukarıya doğru kıvrıldı.
"Seni Heycanlandıran Bir Yüzük Mü Yoksa Ben Miyim Şuan Gerçekten Anlayamadım?"
Gözleri kısıldığında Ensesinden Kavradığım Adamı hızla kendime çekerek dudaklarına yapıştım. Karşılık verip geri çekildiğinde tam konuşacağı sırada Sözlerini kesen bir öksürük olmuştu.
"Gençler Zamansız Geldiğim İçin Kendi Ağzıma Sıçayım Ama, Arasa Bir Şey Söylemem Gerekiyor!"
Yüzüm utanç içinde kızarırken Aras gülerek kafasını olumsuz anlamda salladı ve konuştu.
"Böldüğün İçin Pek Pişman Olduğunu Hissedemedim Buğra. Her Neyse, Ne İstiyorsun."
Yanımıza yavaşça yaklaşıp elini hızlı bir hareketle Arasın Cebine atarak telefonunu çıkardı.
"İstesen Ben De Verebilirdim?"
Buğra Arasa Gozlerini Devirip ekranında bir şeyler yaptıktan sonra telefonu Arasa gösterdi.
Saniyeler içinde Aras Sesli bir şekilde küfür etti.
"Siktir! Gerçekten böyle bir miktarın ödemesini yapmış mı?"
"Üzgünüm Aras, Satışın iptal edilmesini istediğimde Çoktan Ödemeyi Yapıp mücevheri Alarak Gittiği Söylendi. Ancak Yarın Gece Yeniden Burada Olucakmış. Önlerden bir yer ayırtmış kendine."
"Kim Olduğu Belli Mi?"
"Rusya Asıllıymış. Fransızcası Bozuk Rusça Aksanı Düzgünmüş. Yarın Ögrenirim. Önemliyse senin için, Hesabına yatırılan paranın banka hesabına girerek de bulurum."
"Boşver Yarın Bizzat kendim Tanışırım. Gece için senden istediğim bir şey vardı. Halletin mi?"
"Evet. Herşey hazır."
"Doğayı Aşağıya Götürün geliyorum ben hemen."
Aras yürümeye başlayıp gözden kaybolduğundan arkasından bakmayı kesip Buğraya bakışlarımı çevirdim.
"Hadi İnelim Aşağıya."
Kafamla onaylayıp yürüyen adamı takip etmeye başladım.

Danışmanın önüne geldiğimizde Buğraya bakıp konuştum.
"Çantamı Rica Eder Misin?"
Hafifçe gülüp kafasıyla onayladı.

"Peut J'ai Le Sac De Votre Dame."
(Hanım Efendinin Çantasını Alabilir Miyim?"

"Tout De Suite Monsieur."
(Hemen Efendim.)

Buğra elindeki çantam ile yanıma gelip bana uzattığında konuştum.
"Teşekkür Ederim."
Önemi yok der gibi kafasını sallayıp dışarıya beraberce çıktık. Kararan havanın altında etrafı inceliyordum. Son derece lüks ve işlek bir caddede yer alıyorduk. Tam Karşımızda gövdesinin üst kısmı görünen devasa yapıya bir defa daha hayranlıkla baktım...
Işıklandırmaları Hava Karardığı için açılmış saniyede bir yavaşça renk değiştiriyordu.
Belimden kavrayan Eller ile hızla doğrulup Arasa Baktım. Onun da bakışları biraz önce baktığım Kuleyi Bulmuştu.
Yavaşca bana döndü ve konuştu.
"Üzgünüm Ama sende Gördüğüm Güzelliği Bana Sunamıyor..."
Kalbim biraz öncekinin aksine düzelmişken, Yeniden bütün kontrolünü kaybedip hızlı hızlı atmaya başladı.
Arasın bakışları bu defa da Buğrayı buldu.
"Arabanın Orda Olmasını Söyleyin. Yürüyerek Gideceğiz."
Buğra Kafasıyla onayladığında Aras bana komut vererek yürümemi sağladı.
Arkaya kısa bir bakış atarak Arasa döndüm.
"Nereye Gidiyoruz?"
"Soru Sormak Yok."

Işıklı Sokaklardan Geçerken kaç dakikadır yürüdüğümüz hakkında hiçbir fikrim yoktu. Arasın duraklaması ile bende durdum.
"Bana Güveniyor Musun Doğa?"
Gözlerimi hafifçe kısarak yüzüne baktım. Neden böyle bir soru sormuştu şimdi?
"Tabikide Sana Güveniyorum Aras!"
Elini cebine atarak çıkardığı siyah kumaş ile direkmen gözlerime bakmaya başladı.
"Nedenini sormadan, Burada gözlerini bağlamama izin verir misin?"
Bunu neden yapmak istiyordu? Hiçbir fikrim yoktu. Ama aynı zamanda red etmem için de hiçbir sebep yoktu. Kafamı olumsuz anlamda sallayarak gülmeye başladım.
"Eğer Düşersem Seni Mahfederim!"
"Eğer Seni Düşürürsem Kendimi Mahfederim!"
Siyah Kumaş Bandana gözlerime dediğinde hafifçe irkildim. Vücuduma soğuk bir etki veriyordu. Aras yavaşça arkama geçerek gözlerimi sıkıca bağladı.
Omuzlarıma küçük bir öpücük bırakıp duyulmayacak kadar sessizce fısıldadı.
"İşte Şimdi, bütün kontrol bende."
Ellerimden tutup normal hızımızın üzerinde yürümeye başladığında, karanlıkta kalmış gözlerime rağmen, tökezlemeden, yalpalamadan Arasın yürüyüşüne eşlik ediyordum.
İnsan seslerinin kesildiğini fark ettiğimde ortamdaki sessizliğe bir anlam veremedim.
"Aras Nereye Gidiyoruz?"
"Soru Sormak Yok Dememiş Miydim?"

Yürütmekten değilde, Doğrusu koşmak olur bunun, yorulduğum için nefes nefese kalmıştım ki Aras Durdu. Bende Beraberinde durduğumda yavaşça arkama geçip konuşmaya başladı.

"Geceme Yakışan Bir Kadın..."

Kalbim hızlanmaya başladığında Yavaşça göz bandanasını açtı. Bulunduğumuz Yeri nerden geldiğini bilmediğim bir şekilde yabancı bir şarkı doldurdu.

Dikkatlice dinlediğimde bu şarkının Ellie Goulding'e ait olduğunu anladım.

Ellie Goulding- Burn

Kalbim Ritimin dolgunluğu ile ağzımda atmaya başlarken, Karanlıktan çıkan gözlerim etrafı incelemeye başladı. Ayaklarımızın Altında Sırayla dizilmiş ışıklandırmalar bulunuyordu. Aynı ışıklandırmalar, Ağaçların üzerine de konulmuştu. Tam Karşımda ki Sahilin üzerine küçük dilek mumları konulmuş, ışıklandırma orada da devam ediyordu.
Nefes alışlarım daha da hızlanırken, Kafamı yavaşça kaldırıp, tam karşımda devasa bir şekilde duran Eyfel Kulesine baktım.
Müzik Giderek Hızlanırken Arasın Ilık nefesini boynuma hissettim.
"Nasıl Hissettiriyor?"
Konuşmamı Mı Bekliyordu? Gerçekten Bu Halde, Konuşmamı Mı Bekliyordu?
Elleri karnımı kavradığında boynuma yavaşça bir öpücük kondurup geri çekti ve daha etkisi geçmemiş yeri dudaklarının arasına alarak emmeye başladı. Elim ensesini kavradığında yavaşça geri çekilip kulağıma yöneldi ve konuşmaya başladı.
Erkeksi Tok Sesi, o kadar etkileyici çıkıyordu ki, Tahrik olmamak elde değildi.
"Seni Severken, Hissettiklerim... Kesilen Nefesim, Kalbimde Boy Gösteren Adrenalin... Vücudumda çarpan Elektirikler..."
Yavaş yavaş nefes alıp vermeye başladı.
Ben İse onun aksine nefesimi dahi kontrol edemiyordum.
Yavaşça arkamı döndüm ve yüzüne bakmaya başladım.
Yavaşça kaldırdığım elim ile Arasın yüzüne dokundum ve yanağını okşamaya başladım. Buna Engel Olup yüzünü benden kurtarmak için hamle yaptığında boşta kalan elim hızla ensesini kavradı. Kapattığı gözlerini yavaşça açarak gözlerime baktığında Arasın hızla dudaklarına yapıştım.
Elleri belimi daha da sert kavradı ve bu öpüşe daha da sert bir şekilde karşılık vermeye başladı.
Nefes Nefese Kalmış Birbirimizden Ayrıldığımızda Aras Anlını Anlıma Yaslayarak gözlerini bir kez daha kapattı.
"Dünyaya Eşi Benzeri Olmayan, Tek Mücevher Sensin. Seni Keşfedip, Sana Dokunduktan Sonra, Paralar dökülen hiçbir Taşa Mücevher Demiyorum!"
Gözlerini yavaşça açarak dudaklarını anlıma bastırdı ve aramızdaki mesafeyi açıp elimden tutarak sahile doğru yürümeye başladı. Geçtiğimiz ışıklar yanıp yanıp sönmeye başlamıştı.
Biri burdaydı Artık emindim. Ya bu ince detay, Planlama, Her Biri Arasa Ait Miydi?
Kesinlikle Ona Aitti!
Sahilin Diğer köşesinden Gelen Botu Gördüm. İçindeki Sanırım Buğraydı. Hemen yanımıza gelip durduğunda Ellerini açarak konuşmaya Başladı.
"Emrinizdeyim Gençler ..."
Aras Kafasını olumsuz anlamda sallarken ben çoktan gülmeye başlamıştım bile.
Aras Bota Bindikten Sonra elini bana uzatatak benim de binmemi sağladı.
Buğra Botu yeniden çalıştırdığında Aras Oturup Beni De Yanına Oturttu. Yüzüme gözlerini Kırpmadan Bakarken cebinden çıkardığı Kutunun taşlı kısmını çevirerek, Açılmasını sağladı.
Siktir!
Bu O Yüzük Değildi Değil Mi?
Kapağını Açtığı kutudan Gözlerime çarpan yüzüğe, biraz daha büyülenerek baktım.
Aras Yüzük Parmağımı eline alarak alyansı dikkatli bir şekilde çıkarıp küçük bir öpücüğü parmaklarıma bıraktı. Daha sonra kutudan çıkardığı yüzüğü dikkatli bir şekilde parmaklarıma geçirdiğinde, nutkum tutulmuş halde Bir Arasa, Bir De Parmağıma Taktığı yüzüğe bakıyordum.
Öyle güzel, öyle mükemmel bir şeydi ki, diyicek hiçbir şey bulamıyor, sadece izliyordum.
Böyle kısa bir zaman içersinde, bu kadar çabuk bu yüzüğü tasarlaması, mümkün müydü?
Bilemiyordum...

Bir Saniye?
Bu Yüzük Yeni Mi Tasarlanmıştı Sahiden?

Bölüm Sonu🌹

Nefret: Aşk'a Sadık♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin