✨Bölüm az miktarda küfür içerir.Bilginize.Bölüm 15 -Gönülde olan
Anın büyüsüne kapılıp bulunduğunuz ortamı unuttuğunuz oldu mu hiç?
Düşünme yetinizi kaybettiğiniz , öyle ki herşeyin durmasını istediğiniz bir an...
Başa çıkılması zor olan duygular benliğimi ele geçirmişti.Hissettiklerim yok sayılamayacak kadar güçlüydü ve ben ne yapacağım konusunda oldukça tecrübesizdim.
Korkuyordum...Sonunda kanatlarımın kırılmasından , kalbimin küle dönmesinden , umutsuzluk zincirini boynuma takmaktan ölesiye korkuyordum.Bir yanım ise aksine koşa koşa daha önce tatmadığım bu hisler dünyasına girmek için sabırsızlanıyordu.Emin olduğum tek bir şey vardı.Akın'a dair herşeyi bilmek istiyordum.Yüzünü güldüren kişi ben olayım istiyordum.Ona dair olan herşeyi bilmek istiyordum.İçimde anlamlandıramadığım bir merak duygusu vardı.Bunun onu yeteri kadar tanımıyor olmamdan kaynaklandığını biliyordum.Buna rağmen güvenip denemek istiyordum.
Hayatımda ilk defa sonunu düşünmek istemiyordum.Akın'ın bana sunmuş olduğu bu tarifsiz duyguları sadece düşünmeden yaşamak istiyordum...
Gözlerim kapalı bir şekilde Akın'ın iki kolundan hafifçe tutmuş başımı kaldırarak gözlerinin içine bakıyordum.Bakışları sabit bir şekilde gözlerime bakıyordu.İçimi okuyordu sanki...Bakışları yavaş bir şekilde dudaklarıma doğru indi.Panikle bakışlarımı kaçırarak başımı eğdim.Belimde olan bir elini çekerek çeneme hafif bir baskı uygulamasıyla başımı kaldırdı.Yavaşça yutkunduğunda adem elmasının hareket etttiğini gördüm.Nasıl böyle güzel bir yüzü olabilirdi?Yüzündeki her noktaya dikkatli bir şekilde sanki bir daha bakmaya fırsat bulamayacakmış gibi bakıyordum.Tek bir kusur yoktu...Buna rağmen sanki yakışıklılığının farkında değilmiş gibi hareket ediyordu.Tekrar gözlerine baktığımda kararmış olduğunu görmemle burun ucu burnuma değdi.Bu bakışı biliyordum.Beni kesinlikle öpecekti.Vücuduma yayılan ani bir şok dalgasıyla bulunduğum konumun büyüsünden hızlıca çıkarak kendimi çekmek üzereydim ki kapının açılması ve ardından gelen konuşma sesleriyle olduğum yerde kalakalmıştım.Annem ;
"Sağol oğlum ben götürürdüm" derken kapalı olan mutfak kapısını açmış bir yandan hemen arkasından gelen Ali ile konuşuyordu.Bizi görmeleriyle ikiside oldukları yerde kalmış şaşkın ve sorgulayıcı gözlerle bakıyorlardı.
Akın ve ben ise mümkün olan en kısa sürede kendimizi toparlamaya çalışmıştık ancak durum hala pek iç açıcı değildi.İkimizde yüzümüz kapıya dönük tezgah hemen arkamızda duracak şekilde kalmış bir yandan çay suyunun kaynadığını belli eden çaydanlığın içerisindeki suyun kaynama sesi odayı doldururken annemin bakışı Akın'ın hala belimde olan eline gitmişti.Durumu fark eden Akın hızlıca kolunu çekerek mahçup bir şekilde bakıyordu.Resmen yakalanmıştık mutfakta!
Ali kısa süreli şaşkınlığını üzerinden atarak annemin yanından geçip mutfağa adımlarken bir yandan " Teyzem tencereyi ocağın üzerine koyuyorum." Dedi.
Elinde yemek takımının ,annemin çorbayı koyduğu porselen tencere duruyordu.Ocağın üzerine koyduktan sonra bize doğru dönerek göz ucuyla bize bakıp ardından Akın'a bakarak "Su içecektin sen?" Derken sorgulayıcı bir bakış attı bıyık altından.Ben o esnada tatlı tabaklarını çıkarmaya başlamıştım.
Akın ise sert sesi ile "Evet içtim zaten Mira'ya yardım edilecek bir şey var mı diye soruyordum."
Annem şaşkınlığını üzerinden atarak "Yok oğlum hallederiz biz hadi siz geçin oturun." Derken ocağın altını kısarak hazır olan bardaklara çayı koymaya başlamıştı.Onların içeri geçmesiyle yan gözle anneme baktığımda çaydanlığı ocağa koyup hemen bana doğru döndüğünü görmemle annemin yapmış olduğu tatlıyı dilimlemeye hızlıca geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ
Teen FictionŞiddetli kar yağışında, hiç bilmediği yoldan aracını çıkaramayan Mira , tanımadığı bir yabancıdan yardım istemek zorunda kalır. ~ "Duvarlarına öfke ve barut kokusu sinmiş bu eve, nasıl kışın ortasında açan kardelen kokusunu getirdin..." ~ "Dedim y...