Yaşamınızın bir döneminde acılar, bir döneminde ise mutluluklar olur.Çok sevdiğiniz birini kaybettiğinizde acınız çok büyüktür.Bir daha gülemeyeceğinizi düşünürsünüz.Bir yanınızın hep eksik kalacağını...Ama zaman denen şey işte tam da burada kendini gösterir.Zamanla acınız hafifler.Unutmazsınız belki ama hafifler.Tekrar gülersiniz , sizi yaşama geri döndüren, ayakta kalmanızı sağlayan sevdikleriniz size güç verir.
Çocukluğum babasız geçmişti.Babamı kaybetmiştim ve benim omuzlarıma binen üzüntü fazla gelmişti.Zaman zaman taşıyamamıştım...Hep eksik hissetmiştim ama annem ve ablam beni ayakta tutmuştu.Fakat dediğim gibi zaman acınızı hafifletiyor...Gülüşlerim hep eksikti belki ama şu son dönemde Akın'ı tanıdıktan sonra daha bir içten gülmeye başlamıştım.Onu seviyordum hem de çok.
Kalbinin huzur ve mutluluk bulduğu bir limanı kim sevmezdi ki?
Akşam yemeğinin üzerinden bir hafta geçmişti ve bu süreçte Akın ile sık sık görüşme imkanı bulmuştuk.Ailesi Adana'ya geri döneceği için nişan tarihini de beş gün sonrası için belirlemiştik.
Aynadan kendime son bir kez baktıktan sonra telefonuma uzanarak saate baktım.Ardından odamdan çıkarak aşağı doğru inmeye başladım.
Nişan alışverişine çıkacaktık ve ben aşırıya kaçmak istemediğimi belirtmeme rağmen Suna Teyze en azından kıyafet seçiminde olmak istediğini söylemişti.Aşağı indiğimde annemin telefonda olduğunu görünce mutfağa giderek masanın üzerinde bulunan sürahiden bardağıma su koydum.Bahçeye bakan pencereden dışarıya bakarken bir yandan suyumu yudumluyordum.Annemin gelmesiyle ,
"Şükran ablanla konuştum kızım.Yarın onların dükkana gidelim de nişan için eksikleri alalım."
"Tamam olur.Sabah gideriz oradan ben dükkanı açmaya giderim."
Ocakta kaynayan çaydan kendisine bir bardak koyduktan sonra yavaş adımlarla mutfak masasına otururken "Olur kızım...Valla nişan bahçede güzel olacak inşallah.Havalarda ısındı hem..."
Elimde tuttuğum su bardağıyla hemen karşısındaki sandalyeye otururken "Evet annem güzel olur...Sen ne yapacaksın bugün?"
Çayından bir yudum alırken aynı zamanda mutfakta bulunan küçük tüplü televizyonda açık olan sabah programını izliyordu.Sorduğum soruyla tekrar dikkatini bana vererek "Kuzum dün aldığım çiçekleri ekeceğim bahçeye.Hem nişanında da güzel olur."
"Anne onun için beni bekle gelince beraber yaparız."
"Anneciğim sen zaten bütün gün dükkandasın.Bugün git rahatça elbiseni seç.Hem biliyorsun ben toprakla uğraşmayı seviyorum."
Başımı olumlu anlamda salladıktan sonra kapının çalmasıyla ikimizde oturduğumuz yerden kalkarak kapıya yöneldik.Annem kapıyı açtıktan sonra Akın ve Suna teyzeyi görmemizle "Hoş geldiniz , buyurmaz mısınız?"
Suna teyze gülümseyerek "Terzide randevumuz var inşallah başka bir zaman geleyim Perihan hanımcığım."
Annem başıyla onayladıktan sonra "Tabii olur bekleriz her zaman."
Portmantoda bulunan ayakkabımı alıp giyerken , annem ve Suna teyze ayak üstü sohbet ediyorlardı.Hazır olduğumu görünce vedalaşarak bahçe kapısına doğru yürümeye başladık.
Bahçeden çıktıktan sonra Akın'ın aracına doğru yürümeye başlarken bir yandan Suna teyze nasıl olduğumu soruyordu.Çok kısa sürede aracın yanına geldiğimizde Akın kapıları kilitsiz konuma getirdikten sonra kapıyı açarak binmem için yönlendirmişti ki anlık olarak sokağın başında gördüğüm kişiyle duraksadım.Bakışlarımı fark eden Akın'ın bakışlarını aynı noktaya çevirmesiyle kaşlarını hafif çatması bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ
Teen FictionŞiddetli kar yağışında, hiç bilmediği yoldan aracını çıkaramayan Mira , tanımadığı bir yabancıdan yardım istemek zorunda kalır. ~ "Duvarlarına öfke ve barut kokusu sinmiş bu eve, nasıl kışın ortasında açan kardelen kokusunu getirdin..." ~ "Dedim y...