DAĞ

Yaşadığını biliyorum

Bölüm 29- Yaşadığını biliyorum

✨Bölümü yayınlamam yoğunluk nedeniyle biraz zaman aldı ancak bugün zaman bulabildim...Oy vermeyi unutmazsanız sevinirim.Buradan gizli okurlarıma sesleniyorum ((: okunma oranı ile yorum ve oy sayısına baktığım zaman ciddi anlamda eşitsizlik görüyorum.En azından bu bölümü 500 oy yapalım ve bol yorum lütfen.Sınır koymayı pek sevmiyordum ama yazarları artık anlamaya başladım ((:

Keyifli okumalar.

~Yazar'dan

Cihangir'in söyledikleriyle Akın'ın yüzündeki gülümseme yerini koruyordu.Yavaş bir şekilde sandalyesine geri oturarak Cihangir'i izlemeye devam etti.Cezaevine henüz çok yeni girmesine rağmen yüzünden yorgunluğu okunuyordu.İki adım atıp Akın'ın karşısındaki sandalyeyi çekerek oturdu.Yüzündeki sinsi gülümseme ile ona bakıp "Daha erken gelirsin diye düşünüyordum...Şaşırttın."

Akın histerik bir gülüş atıp sakallarını sinirle sıvazlayarak "Oyunlarına pek düşmüyorum diyelim...Ama yinede bu sefer ne uyduracaksın diye merak edip geldim...Keyifli oluyor biliyor musun.Senin çaresizce bir çıkış yolu aradığını görmek yani...Doğrusu bunu kaçıramazdım."

Cihangir dişlerini sıkıp kaşlarını hafifçe çattı.Başını sağ tarafa doğru hafifçe çevirip kapının yanında duran görevliye baktı.Ardından derin bir nefes verip Akın'a dönerek kısık bir sesle "Yaşadığını biliyorum kardeşim."

Akın sırtını sandalyeye yaslayıp ona rahat bir şekilde bakarak "Ee yani?"

"Bu bilgiyle ne yapacağımı düşünüyorsun değil mi?" Kısa süren sessizlik sonrası tekrar konuşmaya başladı. "İnan bana çok şey yapabilirim ve sen bunu iyi biliyorsun..."

Akın gülümseyerek "Sende iyi bilirsin ki kanıt olmadan bir sikim yapamazsın...Her neyse beni bu saçmalık için çağırdıysan daha fazla vaktimi bu rutubetli yerde harcamayacağım." Derken ayağa kalkıyordu.Gitmek için bir adım atmıştı ki Cihangir gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Üzerimdeki suçlamaları kaldıracaksın Akın.Elindeki ses kaydıyla bunu çok rahat bir şekilde yapabileceğini ikimizde biliyoruz.En kısa sürede beni bu delikten çıkaracaksın."

Akın sinirle ona bakıp "Ne kullanmaya başladın lan sen burada? Sana bunları yapacağımı düşündürten şey ne? Elinde hiç bir önemi olmayan bir bilgiyle mi bana bunları yaptıracağını söylüyorsun?"

Akın'ın söyledikleri üzerine Cihangir'de oturduğu sandalyeden kalkıp ona dik bir şekilde bakmaya başladı.Kapıda duran görevli Cihangir'e doğru bir adım atmıştı ki Akın eliyle onu sorun yok dercesine durdurdu.Bunun üzerine Cihangir hafif bir tebessüm ile ona bakıp "Beni biraz tanısaydın elimde kanıt olmadan seni buraya çağırmayacağımı bilirdin...Elimde görüntülerin var ve ikinizinde yüzü oldukça net...Söylesene resmi olarak ölü biriyle oturup konuşmak nasıl bir duygu?Ve asıl soru , bu kayıdı gerekli yerlere gönderirsem ne olur? Üstelik teşkilatta hala dosyası kapanmamış bir olayın baş failiyse bu kişi?"

Akın kaşları çatık bir şekilde onu dinlerken , Cihangir gülümsemesini büyüterek "İşte şimdi bu konuşma olması gerektiği gibi , öyle değil mi?"

Akın'ın sessizliği üzerine kapıya doğru bir adım atıp ona döndü ve "Beni buradan en kısa zamanda çıkarmazsan eğer o kayıt haber kanalları dahil her yere dağıtılacak.İşte o zaman seninde olacağın yer burası...Ya beni buradan çıkaracak kaydı ortaya çıkarırsın ya da ben seni bitirecek kaydı ortaya yayarım." Dedikten sonra görevliye çıkmak için bir bakış atması üzerine kapıyı açtı ve kolundan tutarak odadan çıkardı.