Keyifli okumalar ♥️Çok sıradan bir hayatım olduğunu düşünürken duyduklarıma inanmakta güçlük çekiyordum.Bu karşımda oturan gözlerimin içine bakan kişi babam değildi...O böyle biri değildi ki.
Bu hayatta tek dayanağım annem ve ablam kalmıştı.Artık güven kelimesini duymak bile istemiyordum.Yaşadığım süre boyunca kimseye bir zararım dokunmamışken etrafım farkında bile olmadan yılanlar tarafından kuşatılmıştı.Şimdi düşünüyorum da eski sıradan günlerime dönmek için neler vermezdim.
Babamı özlemle hatırladığım o huzurlu günlere...
Söyledikleriyle gözlerimden akan yaşları yavaşça sildim.İçinde bulunduğum oda üzerime üzerime gelmeye başlamıştı.Sanki biri boğazımı sıkıyormuş gibiydi.Üzerime giydiğim tişörtün yakasını genişletmek istercesine elimle gevşetmeye çalıştım ama olmuyordu.Yanaklarıma doğru hücum eden bir ateş parçası tüm vücudumu ele geçiriyor gibiydi.Babam elime uzanıp bir şeyler söylüyordu fakat sesi sadece fısıltıdan ibaretti.
Yanıma gelen görevlileri görüyordum ancak bir şey söylemem mümkün değildi.Kısık kısık aldığım nefesler bana yetmiyordu.Babamın oturduğu sandalyeden kaldırılıp götürülürken endişeli bakışlarını görebiliyordum ancak yanıma gelen ve beni kaldırmaya yardım eden görevliye söyleyebildiğim tek şey nefes alamadığımdı.
"Ne-fes" derin bir soluk çekmeye çalıştım ve tekrar "A—a -la-mı"
"Tamam , sakin ol.Revire götürüyoruz seni.Konuşma nefes almaya çalış."
Bir yere götürülüyordum ancak neresi olduğunu anlamam mümkün değildi.Her şey dönüyordu.Hissettiğim tek şey ise yanaklarımdaki ateşi az da olsa serinleten gözyaşlarımdı...
Gözümü açtığımda uzandığım yerden gözüme vuran gün ışığıyla az da olsa yüzümü buruşturdum.Anlık tekrar gözlerimi kapatıp açtığımda elimin üzerinde hissettiğim sıcaklıkla yavaşça gözlerimi araladığımda karşımda Akın'ı gördüm.Bir eliyle saçlarımı okşarken diğeriyle elimi tutuyordu.
"Daha iyi misin?"
Kaşlarımı çatıp elimi hızla onun elinden çekerek doğrulmaya çalıştım.
"Yardım edeyim sana." Derken elini sırtıma doğru götürüyordu.Hızla kendisini durdurup "Gerek yok...Ben iyiyim."
Hareketimle buruk bir yüz ifadesiyle kendisini bir iki adım geriye çekip bana bakmaya devam etti.Kapının açılmasıyla ikimizinde bakışları o yöne doğru çevrildiğinde beyaz önlüklü orta yaşlı erkek doktor içeriye girdi.Oturur pozisyonda olan beni gördüğünde hafif bir tebessümle , "Kendinize gelmişsiniz.Baş dönmesi veya bulantı var mı Mira hanım?"
Sorduğu soruyla yerimde hafifçe kıpırdanırken aslında tek öğrenmek istediğim şey Akın'ın nasıl burada olduğuydu.
"Hayır şu an iyiyim...Stresten sanırım kendimi biraz kötü hissettim.Sizinde vaktinizi aldım , kusura bakmayın." Cezaevinin revirinde olmam nedeniyle bunu söyleme gereği duymuştum.
Doktor söylediğim şeye hafifçe bir tebessümle cevap verip masasına doğru ilerlerken "Panik atak geçirdiniz.Fizik muayeneneniz yapıldı ve aynı zamanda biraz oksijen verildi.Ancak hastanede EKG ve kan tahlili yaptırmanızı şiddetle tavsiye ederim.Birde tabii, psikiyatrist ile görüşmeniz sizin için faydalı olacaktır."
Derin bir nefes verip oturduğum sedyeden yavaşça kalktığımda "Tabii giderim...Çok teşekkürler."
"Rica ederim geçmiş olsun."
Kapıdan çıktığımda bana eşlik edecek görevliyle birlikte yürümeye başlarken Akın arkamızdan geliyordu.Bir odaya girdiğimizde ilk içeriye girerken almış oldukları bazı şahsi eşyalarımı aldım ve kimliğimi alacağım noktaya doğru yürümeye başladık.Yanımda görevli olması nedeniyle Akın'a tek bir kelime etmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ
Novela JuvenilŞiddetli kar yağışında, hiç bilmediği yoldan aracını çıkaramayan Mira , tanımadığı bir yabancıdan yardım istemek zorunda kalır. ~ "Duvarlarına öfke ve barut kokusu sinmiş bu eve, nasıl kışın ortasında açan kardelen kokusunu getirdin..." ~ "Dedim y...