Hiç geçmeyecekmiş gibi

10.1K 569 70
                                    




Keyifli okumalar ♥️


Gün doğumu ile sıkıntılı bir nefes verip boş bakışlarımı odanın içerisinde gezdirdim.Gece İshak abiyle konuştuktan sonra kaldığım odaya giderek sabaha kadar gökyüzüne bakmıştım.İçimde öyle bir ateş vardı ki...Sanki hiç sönmeyecekmiş gibi hissettmeme neden oluyordu.Ve bu da beni umutsuzluğun içerisine düşürmüştü.

Canım yanıyordu...Öyle bir haldeydim ki Akın için ağlıyor olmama bile kızıyordum ama elimden gelen bir şey yoktu.Gözyaşımı durdurmak mümkün değildi ki.Kokusuna bile aşık olduğum adam beni paramparça etmişti.Ve en acısıda bunu bile isteye yapmasıydı.

Kızıyordum kendime hem de çok.Hissetmiştim en başında bir farkılılık olduğunu ama ben salak gibi söylediği her şeye inanmayı seçmiştim.Bu kadar mı gözüm kör olmuştu?Onu tanıdığım güne kadar hislerine çok güvenen ben , onu tanıdıktan sonra nasıl kendi iç sesimi dinlemeyi kesmiştim?

Ona inanmayı seçmiştim...

Ve şimdi elimde olan tek şey hayal kırıklığıydı. Belki de bu sonu hak etmiştim.Kim benim gibi koşulsuz şartsız güvenirdi ki?Düşüncelerim tamamen karmaşık bir hal almıştı.Tüm gece üzüntümü gökyüzüne bakarak dindirmeyi denemiştim.Yıldızlar sakinleştirirdi beni hep.Bu dünyada ufacık bir kum tanesi olduğumu hatırlatırdı bana.Ama bu gece yeterli gelmemişti işte.Hayatım dediğim adam nefesimi kesmişti.Beni tüm ömrüm boyunca unutamayacağım bir acıyla baş başa bırakmıştı.

Nasıl devam edecektim şimdi?Tekrar güvenip , sevebilecek miydim peki?

Oturur pozisyonda olduğum yataktan yavaş bir şekilde kalktım ve hiç uzanmadığım yatağı elimle şöyle bir düzelttim.Duvara asılı olan ahşap motifli aynaya doğru giderek aynadan kendime baktım.Bir gecede yaşlanmıştım sanki.Göz altlarım çökmüştü ve yüzüm bir kireç kadar beyazdı.Gözlerimdeki ışık ise sönmüştü.İşaret parmağımı hafifçe yüzüme değdirdiğimde bakışlarımdaki acı kendini gün yüzüne tekrar çıkarmıştı.

Gülüşümü çalmıştı benden.

Derin bir nefes verip zorla yutkundum.Yokluğuna alışacaktım...Hiç var olmamış gibi devam edecektim.Belki her gece odamda ağlayacaktım ama annem için güçlü olacaktım.Akın bizim ufak dünyamıza pis ellerini uzatmamış gibi temize çekecektim her şeyi.Zor olacaktı ama yapacaktım.Yapmalıydım.Bildiğim tek bir şey vardı ki ben bunların hiç birini hak etmemiştim.Kim hak ederdi ki böyle bir şeyi zaten?

Üzerimi gardırobun aynasından biraz düzeltip odanın kapısını yavaş bir şekilde açtım.Hole kısa bir göz gezdirdikten sonra salonda unuttuğum çantamı almak için oraya adımladığımda İshak abiyi tekli koltukta kolları göğsünde bağdaş kurmuş bir şekilde uyurken gördüm.Uyuya kalmış olduğunu anlayarak koltukta katlı duran ince battaniyeyi alıp yavaşça üzerine örttüm.Hafif bir kıpırdanıp tekrar uykuya dönmesiyle buruk bir tebessüm ile ona baktım.

O da çok acılar çekmişti.Kolay bir hayat yaşamamıştı ama buna rağmen ayakları yere oldukça sağlam basıyordu.Oldum olası kimseye eyvallahı olan bir adam değildi zaten .Yüreğinin temiz olduğunu bilmeme rağmen içten içe onun için üzülüyordum.Hak ettiği yalnızlık değildi.Böyle bir adamın onu sevgiyle kucaklayan bir eşi olmalıydı.Tekli koltukta uyuya kaldığı zaman onu sıcak yatağına götüren biri...Evet , belki bunun olması ya da olmaması her şey değildi ama insan bazen özellikle hayatının zor dönemlerinde yanında olduğunu bildiği birini istiyordu işte.Bakışlarımı ondan çekip koltuktaki çantamı alarak evin dış kapısına adımlayarak hızla evden çıktım.Kapıyı kapattıktan sonra kısa bir an duraksayıp nefes aldım ve bahçe kapısına doğru yürümeye başladım.Sokağa çıkar çıkmaz Akın'ı arabasının ön kaportasına yaslanmış düşünceli bir şekilde sigara içerken görmemle bakışlarımı ondan çekip eve doğru yürümeye başladım.Beni fark etmesiyle sigarasını yere atıp yanıma bir kaç adımda gelerek kolumu hafifçe tuttu ve "Mira gel önce bir konuşalım."

DAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin