✨Öncelikle oy vermeyi unutmazsanız sevinirim .Satır arası yorumlarda görüşmek üzere...Keyifli okumalar.
Bölüm 23 - Sana ihtiyacım var
Bilinmezlik ve kaos hayatımda bu güne kadar hiç olmayan iki kelime...
Cihangir'in bir yılan edasıyla anlattığı yalan tılsımlı sözleri beynimin içerisinde yankılanırken , karşımda tüm heybetiyle duran Akın'a bakıyordum.Yüzüne taktığı İfadesizlik maskesinin altında öfkeli olduğunu biliyordum.Bakışlarım az ilerideki bana eşlik eden korumaya takıldığında silahını yere bırakmış elleri başının üzerinde , dürbünlü tüfeğini kendisine doğrultan adama doğru bakıyordu.Kapıda olan diğer güvenlikler ise silahlarını kuşanmış sanki Akın'dan bir hareket bekliyorlardı.
Arkama bakmadan Akın'a doğru yürümeye başlamıştım ki Cihangir'in sesiyle duraksadım ;
"Bana bir şey söyleyecektin?"
Derin bir nefes vererek arkamı dönüp yavaşça baştan aşağıya baktım ve "Dilindeki pis zehiri akıttığını düşünen sinsi bir yılansın..." diyerek tepkisiz bir şekilde yürümeye başladım.
Akın'ın hemen yanına geldiğimde bana ifadesiz bakmaya devam ediyordu.Ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yoktu.Tek isteğim bu durumu yanlış anlamamasıydı.
Yavaşça evin kapısına doğru yürürken Akın ellerini siyah kot pantolonun içerisine koyarak Cihangir'e doğru yürümeye başladı.İçeriye girmeden şaşkınca arkasından bakarken gitme demek istedim ancak daha sonra ne yaptığını bildiğini düşünüp kapıyı açıp içeri girdim.
Montumu çıkarmadan hızlıca salonun arka tarafa bakan penceresine doğru giderek onları izlemeye başladım.Akın , Cihangir'in yanına gittiğinde aralarında olan tek şey elektrikli tellerdi.Elleri hala cebinde rahat bir edayla Cihangir'le konuşuyorlardı.Ev ile onların bulunduğu yer arasında biraz mesafe olması nedeniyle yüz mimiklerini göremiyordum ama anladığım tek şey kesinlikle kavga etmedikleriydi.
Birbirinden bu kadar nefret eden iki insan nasıl olur da böyle sakin konuşabilirdi?
Hareketsiz bir şekilde onları izliyordum.Akın başını yavaşça salladıktan sonra Cihangir arkasını dönerek hemen az ilerisinde bulunan adamına doğru yürümeye başladı.İkisi birlikte gözden kaybolana kadar Akın orada durdu.
Yakalanması için kimseyi aramamıştı...
Akın'ı bahçede ilk gördüğümde aklımdan geçen ilk şey burada olduğunu bildireceğiydi.Fakat o bunu yapmamıştı.
Eve doğru yürüdüğünde silahını yere bırakan korumanın olduğu yöne doğru yürümeye başladığını anlamıştım.Ancak evin gerisinde kaldığı için korumayı göremiyordum.Sıkıntı ile derin bir off çekerek montumu çıkarıp portmantoya astım.Tekrar salona dönüp kendimi koltuğa bırakıp Akın'ın eve gelmesini bekledim.Yaklaşık yarım saat sonra anahtar sesini duymamla geldiğini anlayıp oturduğum koltuktan kalkarak ayakta gergin bir şekilde bekledim.
Kapıyı açmasıyla karşısında beni ellerimi gergince birbirine bastırdığımı görmesiyle hızlaca bir süzdü.Kaşları hafif çatılmıştı.İşte şimdi bittin Mira diye içimden söylenirken sabırsızca Akın'ı bekliyordum.Beni yanlış anlasın istemiyordum.Onun gördüğü benim Cihangir ile kendi isteğimle sakince konuştuğumdu.Fakat durum çok farklıydı.
Korumayı hedef alan adamı olmasaydı ve beni bununla tehdit etmeseydi onunla asla konuşmazdım.Akın bu durumu bilmiyordu ve beni yanlış anlama ihtimali çok yüksekti.Eminim şimdi kızıp bağırıp çağıracaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞ
Novela JuvenilŞiddetli kar yağışında, hiç bilmediği yoldan aracını çıkaramayan Mira , tanımadığı bir yabancıdan yardım istemek zorunda kalır. ~ "Duvarlarına öfke ve barut kokusu sinmiş bu eve, nasıl kışın ortasında açan kardelen kokusunu getirdin..." ~ "Dedim y...