25. Bölüm

3.8K 215 1.5K
                                    

Eveytt 🦋

Çok bi hoşgeldinizz güzel kuşlarımm benimm 💕💕

Umarım çok bi keyifle okursunuz bu bölümü, en iyisinden okumalar diliyorumm 💜💜

Kendi nefsine galip gelen, bütün alemi hükmü altına alır derlerdi. Nefsin yolunda akıp giden direnişleri gözetmezlerdi. Nefisler yolunda mağlup ayrılanlar denince ise akla düşerlerdi, çok güçlükler çekerek direnenler. Benim nefsimin yolu, soluğuma dayanmış solukların çıkmazı olmuştu. Dudak aralığımdan sızmaya çalışan her bir nefes hücresi bir diğeri, Assolist tarafından alıkoyulur olmuştu.

Şimdi dudakları dudaklarımı bir cezanın süslü imzasında ezerken, bedenimin gölgesinde yükselmiş bedeninin yüceliği kibrimin de nefsimin de önüne geçmişti. Assolist soluğundan oluşmuş akıntılar içerisinde sürüklenir olmuştu naçiz bedenim. Artık kabullenişlerin selası okunur olmuştu, her bir göğüsten bir diğerine dayanmaya çalışan kalp atışlarında. Yarının kaçışları sakınılasıydı.

"Görüyorsun değil mi?" Dudakları dudaklarıma tam anlamıyla oturmuş adamın aramızda bıraktığı aralıkta fısıldadığı sözler azgınlığımın önüne geçen saniyeler olurken, nefes nefese kalmış bedenimin soluksuz yapısında dinler olmuştum nağmelerini. Ne idiği belirsiz gözler tarafından kuşatılmıştı her bir yanım. Sadece onun soluğundan dilenir olmuştum bu anlar içerisinde.

"Ne kadar kaçarsan kaç hep bu kadar yakın olacağız. Hatta daha da yakın, bundan kurtulmamız da, kaçmamız da yok küçük ağa." Bir elini yavaşça bedenlerimizin arasına uzatarak fısıldadığı sözler içime derin bir nefes çekmeme vesile olurken, elinin dokunduğu her bir nokta onun dokunuşları altında kasılmaya başlamıştı. Parmak uçları benliğinin imzasıyla süslemişti bedenimi, tıpkı dudakları gibi.

"Belki de benim kaçışlarım, en çok birbirimize çekilişimizdir Turgut Ağası." Elimi yavaşça uzatarak bedenime tünemiş bedeninin yakasına uzanırken, gömleğinin ütülü yapısında kırışıklıklar oluşturmaya başlamıştım parmak uçlarımın davetkar tutuşunda. "Böylesine iç içe geçişimiz." Parmak ucumun dürttüğü yakayı biraz daha sıkıştırarak hali hazırda bedenime tünemiş adamı biraz daha kendime doğru çekmiş ve derin bir nefesi sus çizgisine bırakmıştım.

"Sen yine de bırak bu kaçışlarını küçük ağa, ben yine geçerim senin içine de dışına da." Buğulu sesindeki imalar göğsümdeki sızıya batarken, alt taraflarımdaki baskılar arzularımın yılmaz varlığıydı. Amacının yolunda direnişler sergiliyordu. Sonun şenine erişmek istiyordu.

"Ağzın çok laf yapıyor Assolist Ağası." Söylediği sözler her ne kadar benliğimi etkiliyor dahi olsa bunu bile kendine yediremeyen varlığım inatçıyken, sözlerinin manasız olduğunu savunan dilime rağmen içimde bir yerlerde kıpraşan hisler sahiciydi. Benim kendisine söylediğim sözler dudağının bir köşesini yavaş bir zarafetle havalandırmasına neden olurken, derin bir nefes alarak burnunun kalkık ucunu dudak çizgimin kıyısına sürtmüştü.

"Hım." Burnunun ucunu biraz daha dudak çizgimdeki paya sürtmesi ardından boğazının derininden gelen bir mırıltıyı bırakmış ve aramızdaki elini göğsüme sıkıca bastırarak tenim üzerinde baskılı bir tutumda kaydırmıştı. "Bu boş laflarımın hayaliyle geceyi gün ettiğini bilmiyor olsaydım, alınırdım sözlerine küçük ağa." Alaylı sesinin tonu bir fısıltının asalet ipinden sarkarken, parmak uçlarından çıkan ihtiras kıvılcımları tenimde çağlamaya başlamıştı.

"Hım," Tıpkı onun yaptığı gibi boğazımdan çıkan bir mırıltıyla sözlerine olan tepkimi bildirmiştim. Hemen sonrasında ise elimi yavaşça sırtına sarmamın ardından bedenimi hareket ettirerek ani bir şekilde bedenini kuvvetle ters döndürerek yatağımın üzerinde, altımda uzanmasına neden olmuştum.

Karışalım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin