Aşağıdan seslenip duran ablam yüzünden aceleyle iliklediğim gömlek düğmelerimden sonra ense ve kol yakalarımı düzelterek çekmeceden aldığım saatimi koluma geçirdim. Güç bela iliklediğim gömleğimin üzerine dolaptan aldığım blazer ceketimi geçirdim ve saçlarıma ellerimle şekil verdikten sonra parfümümü sıkarak odamı terkettim.
Ablam aşağıda söylenirken merdivenleri iniyordum. "Senin yüzünden sabahtan beridir Kayra'ı bekletiyoruz, hem de bu sıcakta." Dedikten sonra çalışanlara işaret vererek kapıyı açmaları gerektiğini göstermişti. Annem başka bir işi olduğunu öne sürerek Hazal'ı benim tek başıma götürmemi istemişti.
"Ne yapabilirim, Kayra beyler de sabahın köründe ayarlamasaymış buluşma saatinizi." Dedikten sonra ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Kapıdan çıkarken söylenmeye devam eden ablama döndüm. "Bilmiyor musunuz yurtdışından geldim ve saat farkına alışmam zaman alacak. Geç kalmam gayet doğal."
Ablam beni beklemeden kot pantolonunun üzerine giydiği tişörtünü düzeltti. "Bu tişört ne diye bu kadar kısa ve dar?" Dedim üzerindeki dapdar olup her hattını belli eden tişörte bakarak. Dar olması yetmezmiş gibi kısa ve az bir açıyla kolunu kaldırsa karnını tamamen gözler önüne serecek tişörte bir düşmana bakar gibi baktım. "Ebru içeriden Hazal'a uzun bir ceket getir." Kapıyı açmış olan Ebruya seslendim. Başını sallayıp içeri yöneldi. "Sanane be, istediği kadar kısa veya dar olsun. Giymeyeceğim ceket falan." Dedi kaşlarını çatıp bana bakarken. Gözlerimi kısarak benden hayli küçük bedenine üstten baktım, aramızda bir yaş bile yoktu neredeyse az daha zorlasalarmış ikiz olacakmışız.
"Beni deli etmek mi istiyorsun Hazal abla(!)." Ebru'nun getirdiği gri uzun, yazlık ceketi tutuşturdum eline. "Gitmek istemiyorsun galiba çarşıya?" Dedikten sonra tek kaşımı kaldırarak yüzüne bakmaya başladım. Oflayarak ağzının içinde homurdanmaya başladı. "Küçükken de böyleydi bu, uyuz herif." Dedikten sonra üzerine ceketi geçirmişti.
Elimle Mahmut'a arabayı çalıştırmasını işaret ettim. "Önünü de iyice kapat." Çığlık vari bir sesle bağırmış ve önden ilerleyerek arabanın arka koltuğuna oturmuştu. Yüzüme hafif bir sırıtma yayılırken onu hemen yok edip ön koltuğa oturdum. Ne kadar bunca yılımı yurtdışında geçirmiş, bu tür şeylere, hatta daha beterlerine alışkın olsamda kişinin karakteri değişmezdi. İsteyen istediğini giyer, açılıp saçılırdı ama benim çevrem bu kadar abartılı davranamazdı. İzin vermezdim.
"Gidelim bakalım Mahmut." Dedikten sonra geriye yaslandım ve yolun akıp gidişini izledim. On, on beş dakika kadar sonra halk meydanına girmiştik birkaç dakikalık yoldan sonra da Mahmut arabayı köşede bir yerde durdurdu. Önümüze bakınca Kayra Ağa'nın arabasını önümüzde park edilmiş bir şekilde gördüm.
Kapımı açıp arabadan indim ve ceketimi düzelterek Hazal'ın kapısını açtım. Bana dönüp bakmadan somurtarak arabadan indi. Gözlerimi devirdim. Biz arabadan indiğimizde diğer arabanın da kapısı açılmış ve içeriden Kayra Ağa çıkmıştı.
Bize doğru ağır adımlarla ilerlerken bu sefer üzerinde rahat, yaşına uygun kıyafetler vardı. Görünüyordu ki takım elbise onu olduğundan daha olgun ve yaşça büyük gösteriyordu. Şu an tam yaşını yansıtıyordu kıyafetleri.
Bize doğru yaklaşıp elini sıkmam için uzattı. "Hoşgeldiniz Baran Ağam." Elini tutarak sıktım. Buğday renkli bana oranla küçük, sıcak bir eli vardı. Benim soğuk ellerimin aksine. Elimi çekip arkama dönerek Hazal'a baktım. O da ilerleyip Kayra Ağa'nın elini sıktı. Bana uzun gelen tokalaşmayla boğazımı temizleyerek Mahmut'a yöneldim ve yanında durdum.
Boğazımı temizleyerek uyarmamla Kayra Ağa elini Hazal'ın elinden çekip bizim yanımıza yürüdü. "İlk nereye gideceksiniz?" Dedikten sonra önümdeki orta halli alışveriş merkezine baktım. "Önce benimle gelin, almam gereken birkaç parça kıyafet var." Hazal konuşmuş ve Kayra Ağaya bakmıştı. O da bana bakıp başıyla onaylamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karışalım (BxB)
ActionEvvel zaman içinde, insanların gerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan iki adam varmış. (BxB) 12 Ekim 2018 yayımlanma tarihi~ Lütfen emek hırsızlığından kaçının. Artık bunlarla ilgili mesajlar almaktan çok sıkıldım ve yoruldum. Eğer yazar olmak is...