Kuşlarım, sözlerime öncelikle bölüm bekleyenleriniz açısından üzgün olduğumu söyleyerek başlamak istiyorum.
Lütfen hepsini okuyun, çünkü bu yazarkuşun iç döküşü gibi bir şey olacak.
Kaç yıldır buradayım? 3 ya da 3 buçuk. Uzun zamandır elimin, yüreğimin yettiği kadar emek veriyorum ben burada kuşlarım. Kiminiz bölümlerin uzun aralıklar ile gelmesinden yana bir şikayet içerisindesiniz.
Sizce ben yazabilme fırsatına erişsem elimin tersi ile itecek biri miyim? Anlıyorum sizleri. Belki en merak ettiğiniz yerde bitiyor ve beklemek istemiyorsunuz. Ya da kimi yazarın kısa aralıklı attığı bölümlere alıştınız. Bilemiyorum.
Herkes kendi hayatını farklı pencerelerden bakarak yaşar. Kiminin çerçevesi geniştir, kimininki ise küçük bir odanın kırık dökük penceresidir.
Elimden geldiğince zaman ayırmaya, bölüm yazmaya çalışıyorum. Geniş bir ailenin ferdiyim. Pandemi salgını sağ olsun, üniversitelere gitmeye de ara verdik ve kendime ait bir odaya sahip değilim. Mutfakta sandalye kapmaca oynuyorum. Bunlar kiminize göre geç bölüm gelmesine neden olarak görülmeyebilir. Bunu da anlarım ama sizlerin de beni anlamanızı istiyorum.
Bir bölümü ortaya çıkarmak için sakin bir kafaya ihtiyaç duyuyor insan. Köşene çekildiğin anda, gölgene giren insanlar, kulaklarından eksilmeyen gürültülere değil. Maalesef bende bunlar fazlaca olduğundan dolayı bölüm yazmaya başladığım zamanlar gece yarıları oluyor. Ervam'ın son bölümünden örnek vereceğim (çoğunuz okumadınız.)
Ben o bölümü yazmak için gecemi gün içerisine sığdırdım. Gecenin gölgesi çatıya değdiği anda başladım o bölümü yazmaya. Bittiğinde bende bitmiştim, günün ışığı cama vuruyordu artık ben o bölümü bitirdiğimde. Artık yeter demiştim çünkü. Gerekirse böyle uykusuz kalırım, omuzlarım, parmaklarım acır ama ben o gece o bölümü bitireceğim. Bitirdim de zaten bölümü. Oldukça uzun bir bölüm oldu (Her ayrılığın sonunda sizi tatmin etmesini umduğum bölümler yazmaya çalışıyorum). Birkaç saatlik uykunun ardından geri kalktım. Gün boyunca tabiri caizse mal gibi, kendinden geçmiş bir şekilde gezindi ortalıkta. Ama bu sefer de bölümü bir an önce atmak için düzenlemeye giriştim. Maalesef düzenlemesi de en az yazması kadar uzun sürüyor.
Neysemsi. Düzenledim. Büyük hevesler uğruna attım bölümü. Heveslerin yolunda ağaçlar devrildi. Yolarım kapandı.
Ben hiçbir zaman işte neden okumuyorsunuz, neden oy ya da yorum atmıyorsunuz yazarı olmadım. Ama artık içimden dışıma taşmaya başlayan şeyler var. Canımın kemiğine dayanmış hüzünler var.
Son zamanlarda çok fazla kuşumu kaybettiğimi görüyorum. Belirli olan ve eminim burada da kendini gösterecek kuşlarımın dışındaki kuşlarım ya yuvadan uçmuş ya da sessizlik yemini etmişler. Bilemiyorum.
Bunu neden dediğimi size şöyle açıklayacağım. Şu an hangi kurgudan bu iç döküşü okuyorsunuz bilmiyorum ama lütfen ilk bölüm ve son bölüme bakar mısınız. Ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Ama ben size en açık örneği sunmak istiyorum. Vaveyla. 972-175. Neredeyse sekiz yüz kuşum benden geçmiş. Dilimin olmayan kemiğine ağır geliyor bunlar. Ve bu sadece Vaveyla'ya has bir şey de değil maalesef. Ciddili değil. Tüm kurgularımda bu oran böyle.
Kendi kendime düşünüyorum. Ya diyorum. Çok mu kötü yazıyorum ben. Yazımım mı kötü, karakterlerime karşı bir sevgisizlik mi var, kurgumu mu beğenmediler? Neden böylesine bir düşüş içerisindeyiz? Cevap bulamıyorum. Ciddili bir cevap bulamıyorum kuşlarım. Şu an bunları yazarken dahi gözlerimde doluluk, boğazımda yumru var.
Ben oğluşlarımı bir beklenti içerisinde yazmıyorum. Benim onları yazarken sizden ya da başka herhangi bir taraftan bir kazancım yok. Ben sadece oğluşlarımı yaşatmak istiyorum. Bendeki varlıkları devamlılık sürdürsün istiyorum. Benim hayallerimde nasıl nefesleniyorlarsa, kuşlarımın da gözlerinin pınarında, hayallerinin ucunda nefeslensinler istiyorum. Çok bir şey istediğimi sanmıyorum.
Demek ki gerçek bir yazar değilim ben diyorum şimdi de içten içe. Ben oğluşlarımın nefeslenmesine aracı olamadıktan sonra ne yazmışım, ne yazmamışım.
İçten içe kendimi tüketiyorum. Tam uçlarda salınırken bir bakıyorum, kuşumun biri herhangi bir kurgum için yeni bölüm istediğini söylüyor. Daha önce görmedim seni kuşum, ne izin sindi bana ne kendin. Ama diyorum yine de, merak ediliyor, bölüm bekleniyor. Bahsettiğim o zorluğun içerisinde yazmaya başlıyorum yeniden. Bölüm binbir güçlükle bitiyor. Yayımlıyorum düzenleme de biter bitmez. E, kuşum. Neredesin? Attım bölümü. Sen istiyordun bunu. Yine izini giz ettin.
Boşver diyorum sonra. Zaten çok da pek matah olmayan hayatımı şenlendiren, devamlı olan kuşlarım var. Size hani gülümsüyorum diyorum ya bazen yorumlarda. Gerçekten gülümsüyorum kuşlarım teşekkür ederim size.
Off çok duygusala bağladım. Tiksinçli oldum kendimden he.
Neysemsi kuşlarım, eğer artık kalemimi sevmiyorsanız bana söyleyin. Ben oğluşlarımı kendimde de yaşatırım. Şu an yirmi küsur taslağım, sayısı sayılı oğluşlarım var sizlerle buluşturmak istediğim. Ama yoksa, ben kendim çalar kendim söylerim yine. Bundan gocunmam cidden.
Son zamanlarda pek iyi bir durumda olduğum söylenemez. Çok kafaya takıyorum sanırım bazı şeyleri. Şu an yazdığım şeyler kendi açımdan beni rahatlattı.
Diyeceğim o ki kuşlarım, eğer seviyorsanız bana bunu gösterin. Eğer sevmiyorsanız ben anlarım zaten. Her yolun yolcusu yolda gerekir.
Ben hiçbir zaman oğluşlarımı yazmayı bırakmam ama, bu da sizin tarafınızdan yanlış anlaşılmasın. Onlar benler, ben onlarım. Tek birinden geçmem bile mümkün değil.
Benim istediğim şey şu kuşlarım sizden. Eğer okumayı bırakıyorsanız, hoşunuza gitmeyen bir yer varsa bana söyleyin ki kendi içimden kendime düşman olmayı, sorgulamayı keseyim bende. Eğer severek okuyorsanız da bana bunu da yaşatın kuşlarım. Şu an bunları yazdığım için dahi inanın kendimi çok üzünçlü hissediyorum. Daha fazla bu konuyu uzatmak da istemiyorum.
Ayrıca kısaca şunu da söyleyeceğim. Başkasının hayallerinin üzerine hayal perdenizi çekmeyin. Özgün olmak sizin için en iyisi. Son zamanlarda bu konu hakkında başım çok ağrıdı. Herkesin karakteri kendinde eşsizdir, yeri kuytudur. Benim oğluşlarımdan uzak durun. Hoşuma gitmiyor. Hiç gitmiyor hem de. Umarım bir daha bu konuya yönelik mesajlar almam, konuşmalara girişmem. Kesinlikle yaptın diye bir suçlama içerisinde asla olmadım. Ama aklımı kurcalayan durumların önünü öremiyorum.
Umarım birbirimizi anlamışızdır kuşlarım. İlk bölümler ve son bölümler arasındaki uçurumda kanat çırpamıyorum ben. O kadar yükseklerde kanatlarım kasılıyor, her çırpış göğsüme batıyor. Her şekilde de sizi seviyorum ama beni sevdiğinizi de sizin açınızdan görmek istiyorum, çok değil kuşlarım. Hatta, hiçbir şey bu.
~~
Tammam, şimdi içimizin döküşü canımıza dayandıktan sonra benim açımdan da güzel olan bir şeyden bahsedeceğim size.
Eğer sizden yana da oluru varsa bir instagram hesabı açmayı düşünüyorum. Çünkü birçok kuşum benimle watty dışında iletişime geçmek istediklerini söylemişlerdi. Bakın aramızda ama ben cidden sosyal medya insanı değilimdir. Kullanmam öyle.
Ama eğer sizler de isterseniz açarım güzelinden bir hesap. Canınız ne zaman isterse bana oradan ulaşabilirsiniz. Çok aktif olacağımı söyleyemem. Ama sizleri de boşlukta bırakmam kuşlarım. Eğer sizden yana da olumlu olursa bu, wattydeki aynı @Ajinqamxx kullanıcı adımla bir hesap açacağım.
Sizin de bu konudaki düşüncelerinizi almak istedim. Ben açıkçası sizlerle daha çok yüz göz olmak isterim kuşlarım 👉🏿👈🏿
Eğer açarsam sayfayı, watty panomda bir duyuru paylaşırım ve hakkında kısmına linki eklerim kuşlarım.
Söyleyeceklerim bu kadardı güzel kuşlarım. İçimi döktüğüm için de ayrıca mutluşum. Kuşlarımın da beni anladığını biliyorum.
Ve şunu da söyleyeyim. Aranızdan bazı kuşlarıma Siyah Gökkuşağı ya da Karışalım, hangisi kendisini yazdırırsa ona bölüm yazmaya başlayacağım demiştim. Dün yazmaya başladım. Her zamanki gibi, araya giren şeyler oldu ama Karışalım'ı yazmaya bu gece devam edeceğim. Sabahlar olmasın artık.
Sizleri ciddili çok bir seviyorum kuşlarım 💗 (İçimden pek emoji atmak gelmiyordu ama kuşlarımı kalbişimden mahrum etmem asla)
Kendinize ve sevdiklerinize özel ve güzel bakın kuşlarım benim ☀️🏳️🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karışalım (BxB)
AcciónEvvel zaman içinde, insanların gerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan iki adam varmış. (BxB) 12 Ekim 2018 yayımlanma tarihi~ Lütfen emek hırsızlığından kaçının. Artık bunlarla ilgili mesajlar almaktan çok sıkıldım ve yoruldum. Eğer yazar olmak is...