31. Bölüm

2.2K 118 1.6K
                                    

Merhabalarr güzel kuşlarımm. Çok bi hoşgeldinizz 🌺

Bu bölümü güzel kuşumm @EXOOt9153'a ithaf ediyorumm 🤍🤍

Umarım güzelce okuyacağınız bir bölüm daha olur, keyfili okumalar dilerimm 💋

Bir de, bölüme geçmeden önce sormak istiyorum, bir önceki bölümü beğenmediniz mi? Çünkümsü o kadar okunma almasına rağmen oy ya da yorum almamıştı birkaç güzel kuşum haricinde 😔 üzüldüm buna ben.

Ateşten gömlekler giyip de yangına körükle katılmak her yiğidin harcı değildi. Aslında bakınca, çok da ahmakçaydı. Yolun sonunu görmeden, düşünmeden atılan adımların sonu hüsran yarası, cana kan katan diyarlar yoluydu. Kahpe dedikleri feleğin oyunuydu belki de kişinin kendi içerisinde düştüğü, sonu çıkmazlar adımlarının kaçınışları. Yaptığı her işe bir kulp bulmanın kaçınılmaz durağıydı, dili yanmış gönüllerin diz çöküşü. Edilen her sözün, yapılan her hareketin sonunda bir ziyan vardı, yadsınamaz olan.

Ben de ziyanların en dibinde, hemen ardımda her adımımda izimi sürecek olan adamla dikilirken boynum bükük, tenimde başvurmuş acıların kabuğu yüreğimdeki nasır nasır küskünlüğümdü. İnsafa gelmez hayatın devri sürmüştü bir kere daha, ruhumun kaçışlarındaki çıkmaz sokaklarda. Kendi içimdeki acılara karşı koyamamış, ablamın düğün yerinde izi kalmış kanı uğruna düşüncesiz hareketler sergileyerek, kendi sonumu düşünmemiştim.

Bir başkaydı işte bu can acısı, yürek yarası dedikleri. Nafileydi düşünmek, kaçınılmazdı fevrileşmemek.

"Ne yaptın lan sen! Ne yaptın!" Ne olursa olsun yaptığımın arkasında oluşuma nazaran şeytana uymuşluğumun cezası hiddetli ses tonu kulak zarımda acılar nevri olmuşken, babamın bir kere daha elini kaldırmasıyla beraber yüzümü savunmasız bir çabayla boynuma doğru bükmeden edememiştim.

Habersiz kaçışlarımın önüne ise kolumdan tutup çektiği gibi bedenimi kendi vücudunun ardına alan beden olurken, babamın bir kere daha suretime hınçla inmek için kaldırılmış eli havada kalmıştı. Assolist olan, beni ardında sığınan yapmaktan gocunmamış, göğsünü gere gere babama meydan okumuştu.

"Sakin ol Çetinkaya." Kendinden yaşça büyük olan babamın karşısında dahi tüm heybetini ve nüfuzunu sergileyen adamın geniş sırtına ve omzuna doğru korkuyla ve küskünlükle kıstığım bakışlarımı hafiften açarak gezidirmiş ve hala daha boynuma doğru bükük olan başımla beraber, Assolist olanın sıkıca kolumu kavrayarak bedenimi ardında gizleyişindeki güvene gözüm kapalı sığınmadan edememiştim.

"Sen karışma Turgut!" Babam, Resul Çetinkaya, Assolist olanın olaya müdahale etmesiyle beraber daha bir öfkeyle dolmuş gibi daha şiddetli ve ağır bir havayı solutan tonda avlunun ortasında bağırmış, bana bir kere daha vurmak amacıyla havaya kaldırdığı elini sıkı bir yumruk yapıp indirmesi ardından, bu sefer de işaret parmağını Assolist olanın ardında giz olmuş bedenime doğru uzatmıştı.

"Çabuk buraya gel, Baran Çetinkaya! Ne demek benim yıllarca senin canın uğruna göz yumuşlarımı tek bir anda heba etmek! Ulan, babası şerefsiz! Yıllardır boşuna mı seni uzak tuttum ben buradan! Anan boşuna mı o kadar evlat hasreti çekti, düşüncesiz deyyus! İt! Gel buraya dedim, Baran!" Babamın titrek, kırışık parmak ucu şiddetle sallanırken Assolist sığınağına sıvışmış kayıp bedenimin önünde, aynı şiddetle sarf ettiği sözler benim biraz daha, habersizce boynumu bükmeme ve büyük bir suçlulukla yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Nereden bakarsam bakayım, haklıydı.

Çocukluğumun da gençliğimin de en büyük korkusu babası tarafından yaşanacak olan bir hayal kırıklığıyken, şimdi cahil gocunmazlığımda atmış olduğum adımlar babamın benden yana güven sarsılmaları ve benim yüreğimde vuku bulan hüzünler seli olmuştu. Ben, ablamın canı uğruna gözlerimi yumarken, babamın bana karşı olan güvenindeki göz yumukluğunu açtırmıştım. Her şey bitmişti onun nezdinde. Şımarık, ne yaptığını bilmeyen, yaşanacak olanı öngöremeyen hayırsız olmuştum. Bu, benim yüreğimdeki en hakiki acıydı.

Karışalım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin