29. Bölüm

2.8K 156 1.6K
                                    

Sabahtan beri düzenlediğim, düzenledikçe de yeniden sekiz bin kelimeyi bulma raddesine gelmiş, bolca edepsizinden, çokça ayıplısından bölümümüzün ikinci partına hoşgeldiniss güzel kuşlarımm 🌺

Ayrıcaa bu bölümü dee iki bölüm önce söz verdiğim gibi Theladysevilknight kuşuma ithaf ediyorumm 🍀💋

Her birinize keyifle okumalar dilerimm güzel kuşlarımm 🤍

Yeniden hatırlatayımm, kendinizi ayıplı sahnelere kaptırıp bölümü değerlendirmeyi unutmayınn ✨🦋

Hadi bakalımm, gazamız mübarek olsundu 🎈

Eğimli direnişler çukuru, can çekişip de ölmemek için direnenlerin son miladı, azaplarıydı. İçinden durmak gelmezken, bir an önce sona ulaşmak uğruna hareket etmekti, ısrarcı el oynaklıklarındaki ruhani kıvılcımlar şerri. Emeller boyu bir diğerinin tenine kendinden imzalar bırakmak isteyenin son raddiydi işte bu, çukurlu yollar, çamurlu topraklar seyahati.

Kanadı kırık kuşlar misaliydi bedenler mücadelesi. Uçmak adına, kanat yokluğuna rağmen atılımlar gerçekleştirirdi böyle, arzular geçiti bedenler sırrı ve sabrı. Bir küsüp bir alınışıyla yarışır olurdu, dize gelen öfkesi ve yenik acılar birliği. Acılara doyunca dün, bugün sığınak bulmuşluğunun şımarıklığıyla yanındaki bedenin canında hükme bağlanmıştı köksüz başsız kalmış, yağışsız fırtınalar sahibi.

Tüm yol boyunca şımarık, kışkırtıcı ve bir o kadar da sinir bozucu tavırlarda şekilden şekile girerek Assolistin vücudunda etini sıkıştırmadığım, tenini yoklayıp mıncırmadığım yer kalmamışken, tüm sessiz kabullenişlerindeki asaletiyle bana arada yandan bakışlar atarak başını iki yana doğru sallayan ve tüm rahatsız etme çabalarıma rağmen dudak kıvrımındaki hülyalı çıkıntılarla yüzüme doğru soluksuz kalmışcasına bakan adam sinirimi oldukça bozmasının yanında, kaybolmuş bir dilim sözcükler yolunda methiyeler düzmek isteyeşime de sebepti.

"Geldik!" Bir elim kasıtlı bir çabayla Assolist olanın üzerindeki siyah ceketin yakasını çekiştirerek, yine siyah olan gömleğinin düğmeleri arasındaki boşluktan sızarak parmak uçlarımı çıplak tenine dokundurarak temas ettiğim ve ulaşabildiğim her bir yanına tırnaklarımı bastırışım yolunda, sonunda sabrının sonuna gelmiş bir nefeslenmeyle, sessizliğimizin sağır tutsaklığında solumuştu.

"Görürsün sen şimdi nasıl et sıkıştırılırmış, kasıtlı olarak tırnak batırılarak sabırla oynanırmış şımarık, küçük ağa." Bir süre boyunca benim bedeninde elimin ulaştığı her yerine parmaklarımı geçirerek tenini hem sıkıştırışım, hem de teninin keyfine gönlümce varışıma sakin yüz ifadesiyle direksiyon sallamaya devam etmiş olan adam, Assolist bu sefer beklenmedik bir hiddetle ve sert bir dönüşle arabayı durdurması ardından, benim tüm yol boyunca süregelen hazzımı karanlık bir tonda gölgeleyecek bir şevkle konuşmuştu.

Büyük bir keyifle aşağıya doğru büzülmüş kaşlarım bu sefer, Assolist olanın gözlerine yayılan koyulukla beraber çatılırken, yüzüme binen arsız gülüşlerim son demlerinde tüterek yavaş bir halis muhlisinde kaybolmuştu. Kurşuni gözlerdeki soluk koyuluklar şerri, doyumsuz sofraların en leziz şerefine naildi.

Gözlerim koyuluk penceresinde oynayan ziyafet şölenindeki doyumsuzluğa yeni dalmışken, Assolistin, ben henüz ne olduğunu, nerede olduğumuzu kavrayamadan omzuna doğru yaslanmış olan bedenimi yana doğru el çabukluğunun hararetinde ittirmesinin hemen ardından, hızla arabanın da kapısını açarak çıkmasıyla beraber kaşlarımın daha bir çatılmasının önüne geçememiştim.

Sabır sularından zemzem misali yudumlayarak kendini sahraya adayan adamı sonunda, galiba delirtmiştim, iyi miydi?

Assolistin, hızla arabadan çıkmasının hemen ardından saniyeler henüz geçmişken, bu sefer de benim oturduğum koltuğun yan kapısı açılmış ve açılan kapı ardından üzerime doğru uzanan uzun kollar güçlü belimi kavradığı gibi vücudumu kendisine doğru hunhar bir atılımla çekerek, iri bedenimi kuvvetle kucaklamıştı.

Karışalım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin