4. Bölüm

10.4K 701 1.3K
                                    

Yaptığımız doyurucu kahvaltının da etkisiyle yerimde biraz yayılarak karşımda duran manzarayı izlemeye devam ettim.

Çoğu zaman sessiz geçen bir kahvaltı yapmıştık ve şimdi de sıradaki durağımızı kararlaştırmaya çalışıyorduk. "Seni gelinlikçiye bıraktıktan sonra biz de Kayra Ağa ile damatlık bakmaya gidelim. Ardından gelir seni de alır ve artık çeyiz için neye ihtiyacınız varsa hallederiz." Hazala dönüp konuştuktan sonra Kayra Ağa'a döndüm. "Sana da uyar mı Kayra Ağa?"

Kayra dikkatlice beni dinledikten sonra başını sallayıp beni onayladı. "Benim için uygun Baran Ağa, o zaman hesabı isteyip kalkalım. Yapacak çok işimiz var daha." Dedi, eliyle genç garsona işaret verirken. Elim cebime doğru uzanırken elini uzatarak beni durdurdu.

"Bu seferlik benden olsun Baran Ağa. Bir dahakine hesabı sen istersin." Başımı sallayıp elimi cebimden geri çektim. Burada olan tek erkek ben değildim ve onun da bir ağırlığı vardı. Hesap ödemek istemesi gayet doğal bir davranıştı. Dediği gibi bir sonraki hesabı da ben öderdim.

Kayra hesabı ödediğinde yavaşça ayaklanmaya başlamıştık. Hazal hemen yan tarafımda dururken diğer tarafımda Kayra vardı. Evlenecek olan iki insanın arasında olmam biraz abesti ama yinede orada durmak benim için en doğru seçenekti.

"Baran?" Bana seslenen Hazal'a başımı aşağı eğerek baktım. İkisi arasında en uzun bendim ve Hazal da minyon bir kızdı, ona tepeden bakmam çok normal bir durumdu. "Hım?" Dedim geri önüme bakarak ilerlerken. Bir kat indikten sonra sola döndük ve bir kat daha inmeye başladık. "Kız arkadaşınla ne zamandır birliktesiniz?" Dedi hafif çekimser bir sesle. Onu tersleyeceğimi falan sanıyordu galiba. Böyle basit bir konu üzerine ablamın kalbini kırmazdım tabi.

"Çok uzun zamandır arkadaşız. Ama ilişkimiz daha yeni." Dedim sağa doğru dönüp alışveriş merkezinin büyük kapısından dışarı çıkarken. Başını anladığını belirtir bir şekilde salladı.

Kayra Ağa arabasını park ettiği alana yürüyerek cebinden arabasının anahtarını çıkardı. Ben de etrafa baktığımda Mahmut'un henüz dönmediğini görmüştüm.

Benim etrafı süzen gözlerimin farkına vararak bana dönen Kayra Ağa eliyle arabasını işaret etti. "Sizin şoför yok galiba ortalıkta, benim arabayla gidelim o zaman Baran Ağa. Zaten aynı yere gidiyoruz." Dedi, arabanın anahtarlığına basıp kapıları açarken.

Ona cevap vermedim, o sürücü koltuğuna geçerken ben de ön koltuğa oturdum. Hazal da oflayarak arka koltuğa geçmişti. Kayra, alışveriş merkezine geldiğimizde şoförünü geri yollamıştı. Bu yüzden şimdi arabayı o kullanıyordu.

"Sana yerini mesaj attığım konuma gidelim ağam." Dedi ablam, dikiz aynasından Kayra Ağa'a bakarak. Kayra başını sallarken benim kaşlarım kalkmıştı ama bir tepki vermedim. O kadar da değildi tabi. Her insan gibi telefonla konuşup mesajlaşabilirlerdi.

Uzun zamandır görmediğim yolların akıp gidişini izliyor bir yandan Kayra'nın açtığı türküyü dinliyordum. Adamın sesi öyle yanık ve güzeldi ki insan istemsiz bir şekilde kendini o sese hayran kalmış bir şekilde buluyordu.

Kısa süreli yolculuğun sonlarında şehir merkezinin çıkışlarına doğru kalan bölgede arabayı durdurdu ve insanların dolu olduğu sokakta, arabayı sol tarafa park etti.

Arabadan yavaşça inerken gözlerimi etrafta dolaştırıp, yandan yandan arabaya ve içinden çıkan bizlere gözlerini dikmiş, öylece bakan insanlara baktım. Bazıları Kayra'ı tanıyıp ona selam verirken bazılarıda sadece bir bakış atarak geçip gidiyorlardı.

Bu sefer Hazal gelip benim ve Kayra'nın ortasında durduktan sonra ara sokakta olan büyük bir gelinlikçiye soktu bizi. İçeri girer girmez sonsuz gibi görünen beyazlık karşıladı bizi.

Karışalım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin