Karışalım (BxB)

28. Bölüm

Selamlarr güzel kuşlarımm 🤍🤍 malum ve oldukça da uzun olan yeni bölümümüzün ilk partına çok bi hoşgeldiniz 😌✨

Bölüm Baran'ım sağ olsun, öylesine uzun oldu kii.. Şimdiye kadar yazdığım en uzun ve yazarken en çok zorlandığım smut ve genel bir bölüm oldu bu bölüm 🦋

Bu yüzdensii sizlere de panomda duyurduğum gibi ikiye bölme kararı aldım. Merak etmeyin herhangi bir his kaybı yaşamayacaksınız. Buna çokça önem verdim 💋

Ayrıca bu bölümü, son bölümde söz verdiğim gibi güzel kuşumm heileyizz'e ithaf ediyorumm 😌😌💗

Her birinize keyifli okumalar dilerimm 🌟 öyle olacağına emin gibiyim ama neysemsii ✍🏿🤤

Vee kendinizi ayıplı sahnelere kaptırıp yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen, çokça emek vererek, günlerimi adayarak yazdım çünkü bu bölümü 💙💙

Öyleyse, geçelim bakalım bölüme 🍀

Derin bir nefes alır gibidir bazen emeller gözcüsü atılımlar. Geceleri, arzulu bedenlerin istisnai ritminde güne adamaktı, birbirlerine karışmak isteyen bedenlerin ruhlarının seyrinde salınan incimsi perdeler. Her anında, bir başkası uğrunda arzular duyanın yılgın düşkünlüğüydü artık bu son çıkışları. Göz haresine boyanan suretler serabı günü ve gecesini karıştırırken, şimdi vakit de ruhları bir diğerine dayanmış bedenleri birbirlerine karıştırmaktı.

Bittim ben ah denilen zaman gelir çatardı bu sefer de, tek bir zamanın uzaklığına karşı tahammülsüz olan bedenin vah edişlerinde. Kaçıp gitmeler yolcusuyken ömrü hayatı boyunca, bu sefer uzun bir tahta parçasına bağlayarak sırtına aldığı bohçasının yönü, ihtiraslarının siması bedendi.

Kaçışlar ya da kararsızlıklar yoktu. Bırakma vaktiydi kendisini, bir diğerine yaslanma ve soluklanma anıydı.

Bilmiyordum ben neye güvenmiştim, Assolist olanın yakasına yapışarak kaldırdığını indirmesini emrederken? Belki de, bir damla su hesabıydı benimkisi, kendimi bildim bileli süregelen kuraklıklarıma deva olmasını istediğim adamın sulak temaslarıydı arzuma denk düşen muhtaçlığım.

Direncimin sonuna varmış, hemen karşımda benim ihtirasımı gölgeleyen bir arzuyla bakan beden son noktam olmuştu. Böyle olmuş olmalıydı, emirlerimin safi nedeni.

Assolist olan iki kalça yanağımı da sıkıca kavrayarak bedenimi güçlü tutuşuyla yükseltmişken, aç bir atılımla dudaklarına kapanmış oluşumdaki aceleci tavrımdaki hoyratlık işten bile değildi. Onun güçlü beline ve bir kalça yanağına sıkıca sardığım ellerim teni üzerinde daha içten baskılara dayanırken, sabırsızlığımın lisanı olmuştu bedenlerimiz arasından çıkan ihtiras fısıltıları.

"Küçük ağa," Dudaklarım sert bir baskıyla Assolist olanın dudaklarını ağzımın kuyusuna doğru çekerken doya doya, bu doyma pahasına yapmış olduğum sert baskılarımdan kaçınarak doyumsuzluğumun hararetli bir tavırda kalkınmasına neden olmuştu. Konuşmak pahasına dahi olsa tenimin kıyısından ayrılmış olan temasları, benim içten içe ona bilenişlerim, öfkelenmelerimdi.

Benden bir an bile ayrılmamalıydı. Tahammülüm yoktu.

"Ulu orta çiftleşmeye meyledersen böylesine, gözler önünde oluşacak seyirlerin sonu yaman olur. Tutkuların sonunda zafer kazanmak için, önce onu yenmelisin." Turgut Ağa'sının hafiften alaylı, hafiften ise ciddi bir tavırda sarf ettiği sözler ardından kalçamın iki yanağını da sıkıca kavrayan parmaklarını yavaş bir tavırda kumaş pantolonumun üzerinde kaydırması, benim sahici arzular nehrinde kulağına sular kaçırmış bedenimin uğultulu yakınışlarıyla karşılık bulmuştu.