32. Bölüm

2.2K 112 1.4K
                                    

Yeni yılın ilk bölümüne hoşgeldiniss güzel kuşlarımm 💕💕

Yeniden uzun, umarım beğenerek okuyacağınız bir bölüm olurr 🤍🤍

Bu bölümü güzel kanatlı kuşum @Doyumsuzcan'a ithaf ediyorumm 💗

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfenn 💋

Her birinize keyifli okumalar dilerimm güzel kuşlarım benim 💕

İnsanoğlunun fikri neyse zikri de öyle olurmuş. Gururları olmazdı artık ona hakim olana, veyahut durup bir düşünme yoluna da girmezlerdi. İçine dolan tüm korkuları, kırıklıkları ve yarının merakı ve endişesini gerisinde bırakarak bugününe ve yarınına ulaşmak için adım adım çabalar harcarlardı. Sonun bir beklenti, bir oluş ve yöneliş olduğunu fark ederdi işte o vakit insanoğlu. Her daim en güzel, en çok arzulanan beklerdi onları, çabalar ve direnişler sonu yollarında.

Deli bir kuyuya taş atmışcasına hayatımda can bulan adamın akın akın sularıma karışma çabası, benim onun ömrüne bereket misali sızıntılarımda çağlayanlar oluşturmuştu, yine kendi varlığımızda. Bileğimden sıkıca tutan parmakların ısrarlı, bir o kadar da sabırsız çekiştirmeleri benim yüzümde oluşmuş olan hin sırıtışın keyifli yansısıydı. Assolisti sonunda delirtmiş, çeke çeke kendi yolumda iz sürmeye davet etmiştim.

Ben, Baran Çetinkaya her daim olduğu gibi zafere çiçekli yollarla yürümüş, kurak yollarda ise Assolist olanın sabrındaki kuru otları çiğneyip geçmiştim. Sırada ise, Assolist olanın aklını başından alıp, ruhunu ruhuma teslim kılarak cezasını vermek vardı.

Yoktu öyle elin kadınının elini kolunu tutarak o nahoş gülüşünü en ışıltılı tavrıyla suretine bulamak, hali hazırda oldukça çirkin olan sıfatını daha bir çirkinleştirmek. Gören gözlere de yazıktı, o surete şahit olmasınlardı. Ben, en büyük fedakarlığı yaparak kendime saklardım o yandan kıvrımlı, nahoş gülüşünü. Gocunmazdım velhasıl, yandan sırıtışı günümü kör etse dahi fedakarlık yapardım. İyi bir adamdım ben vesselam.

"Beni takip et, Baran Ağa'm." Assolist olan, sıkıca tuttuğu bileğimi parmak ucuyla hafifçe okşamış ve bakışlarını üzerimize dikmiş olan insan kalabalığı yüzünden, istemediği bariz bir tavırda tutunduğu elime veda etmiş ve delice bakışların en koyu tonuna bürünmüş bakışlarını üzerime doğru dikerek, emir buyururcasına ricalarını duyurmuştu.

Assolistin yüzündeki can çekişen kızıl damarlara hin bir gülüşle karşılık vermiş ve kıskacından kurtulmuş olan ve şimdiden yoksunluk çekmeye başlamış olan bileğimi bir diğer elimin avcuyla sıkıca sararak üzerine doğru bir adım daha atmış ve dik bir güvenle bakan bakışlarımı kaşlarımın altından kısarak burnumun ucunu kibirli bir tavırda havaya doğru dikmiştim.

Benim bu tavrım Assolist olanın, hayali titremeler almış ellerini üzerindeki gömleğinin yakasına atmasına neden olurken, bakışlarımı ileriden üzerimize doğru büyük bir hız ve hırsla gelen Mahmut'a doğru çevirmiştim. Assolist olan ne kadar sınırına dayanmışsa, karşıdan gelen Mahmut da öyle görünüyordu. Bu iki suretin yansıması ise bende keyifli hislerin oluşmasına neden oluyordu.

"Ne o Ağa'm? Etrafta bu kadar adam varken oyunlar peşine düşmek sana yakışır mı hiç? Üstüne üstlük hava böylesine sıcakken, yakan bedenler hasretine yenik düşmek olası mı senin için? Sen kendinden şaşmışsın o aşikar lakin, öylesine içten hissettiğin özlemler ve arzular, sadece dokunmakla geçmez bunu da bilesin." Bakışlarımı Mahmut'un üzerinden çekerek irite eden gülüşümü yüzüme daha bir yaymış ve alt dudağımı itinayla, anlık bir zaman diliminde dilimin sivri, ıslak ucuyla dürterek bileğimin üzerinden kaldırdığım parmak ucumu da kasti olarak erkekliğimin üstünde yumuşak bir hareketle kaydırmış ve pantolonumu düzeltiyormuşcasına kemerimi yayvan bir hareketle tutmuştum.

Karışalım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin