11. Bölüm

8.5K 476 1.9K
                                    

Uppppuzun bir aradan sonra, zor da olsa yeniden kuşlarımlayım :))

Hoşgeldiniz ;**

Ağır hareketlerle boynuma dolanan kollar, ensemi sıkıca kavrayan parmaklar. Beynim algı kapasitesine sınır çizgisini çekerken, sadece baygınca bakan gözlerle karşımdaki kapalı tuvalet kapısını izler olmuştum.

Dudaklarım üzerinde hareket eden, alışık olduğum dudak dokularından farklı dokudaki dudaklar ve burnuma dolan yoğun alkol kokusu. Tek algıyabildiğim unsurlardı. Gözlerim sonuna kadar açıkken zaman ve mekan kavramını algılamaya çalışıyordum. Şu an ne oluyordu Allah aşkına?

Üzerimde gezinen parmaklar ve dudaklarımı ezen dudaklar beni çok başka yönlerden etkilemeye başlamıştı. Her sürtünmede biraz daha aklımı yitirdiğimi hissediyordum. Sarhoş zihnimin izni ile, dudaklarıma sürtünen yabancı tattaki dokuyu, bana uyguladığı dokunuşlarıyla aynı oranda uyguladığım geri tepkimeyle cezalandırıyordum. Belki de ödüldü bu hareketim, bilemiyorum.

İçten içe, kucağıma oturmuş bir şekilde dudaklarımı öperek vücudumda parmaklarını gezdiren bu adamın kim olduğunu, bu yaşanan olayların ne kadar yasak ve gerçek dışı olduğunu biliyordum. Ama iş ki, sarhoş benliğim bu farkındalığa karşı bir engel oluşturuyordu. Dudaklarımı içine çeker gibi öpen dudaklar tüm sınırlarımı karalamama neden olurken, yarın uyandığımda bu anları hatırlayıp hatırlamayacağım ise, altı kara kalem ile çizilmiş büyük soru işaretlerine sahip, kesin sonucu bilinmez o soru ekiydi.

Uyluklarımdan kasıklarıma kadar ilerleyen beden, nefes alış verişlerimi hızlandırmıştı. Üzerimde uygulanan bu dokunuşlar beni etkiliyor, bedenimi tahrik ediyordu. Buna vücudumun verdiği karşı tepki ise, sergilediğim hareketlerden dolayı çok net bir şekilde seçilebiliyordu.

Gözlerim hala yarım bir şekilde açık, kapalı ahşap kapıya bakıyordum ve dudaklarımla bir oyun içerisinde olan dudakları yakalamaya çalışıyordum. Oldukça yumuşak bir dokusu vardı, dudaklarımla bir köşe kapmaca oyununa girişmiş bu dudakların. Bir erkeğin bu kadar yumuşak dudaklara sahip olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi.

"Baran!" Kayra, nefes nefes adımı söyledikten sonra üzerimdeki gömleğin düğmelerine parmaklarını temas ettirmeye, küçük düğmelerle onun açık ara kazanacağı belli olan bir savaşın muharebesine tutuştu. Yüzüme bırakılan her yeni öpücükte, yeni bir düğmem bu savaştan mağlup ayrılıyordu. Her yeni düğme ise, beni rahatsız etmek yerine daha büyük bir haz ile ödüllendiriyordu. Kendimi oldukça sıkıyordum. Rita ile sevgili olduğumuz günden beri kimseyle birlikte olmamıştım. Rita ile dahi.

Onunla sevgiliydim ama hiç o kadar ileri gitme gibi bir düşünceye sahip olamamıştım. Onu öpüyordum evet ama, hiçbir şekilde onunla sevişmeyi düşünmemiştim. Sanırım ona dokunmaya kıyamıyordum. Benim için değerliydi.

Gömleğimin son düğmesi de açıldığı gibi direk göğsümün üzerine bir el çıkmış ve orada konaklamaya başlamıştı. Kayra'nın arsızca bedenime sürttüğü parmakları, oldukça soğuktu. Parmak uçlarından bedenime işleyen buz esintilerini gayet net bir şekilde hissedebiliyordum. Çeneme yapışan ve içine çeke çeke orayı öpen dudaklar başımı geriye atarak nefeslenmemi sağlamıştı.

Uzvuma temas eden doku ise, aklımı başımdan almayı çoktan başarmıştı. Her yeni hareketinde biraz daha hırçın olan beden, siyah bir bilye taşını anımsatan gözlerini gözlerime dikmişti. Yarı aralık gözlerimin zorlukla seçtiği gözler yoğun bir parıltıyla gözlerimin içersine odaklanmıştı.

Gözlerimin tam içine bakarak dudaklarını aralamış ve dilini dışarı çıkarak, nefeslenmek suretiyle araladığım dudaklarımın çizgisine ıslak dokuyu sürtmüştü. Yutkunarak aklımı toparlamaya çalıştım. Sarhoş zihnim bile bu gözlerin kime ait olduğunu, bu yaptığımız şeyin ne kadar kabul edilemez olduğunu ortaya seriyordu. Ne yapıyorduk biz böyle?

Karışalım (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin