Kulakları dolduran gıcırtılı ses büyük salonda yankılanırken bütün herkesin odak noktası olmayı başarmıştı. Büyük, işlemeli kapı yavaşça aralanmaya başladığında nefesler tutulmuş gibi etrafta tek bir ses kırıntısı dahi bulunmuyordu. Bu adam her kimse, varlığının gerçekliğiyle odadaki herkesi şaşırtmış gibiydi.
Başımı çevirince babamı yerinde dikleşmiş vaziyette, ellerini masaya yaslamışken bulmuştum. Yüz hatları tam anlamıyla kaskatıydı. Bu yüz ifadesinde bir nefret mi yoksa başka bir şey mi gizliydi? Bilemiyordum. Ama bu ifadeden yaptığım tek çıkarım, birazdan tam anlamıyla içeride olacak adamdan uzak durmam gerektiğiydi.
Yavaşça aralanan kapı sonunda, sonuna kadar açılmıştı. Kapıyı açan kişinin bize de kapıyı açan koruma olduğunu gördüğümde boğazımı temizleyerek, heyacanla gelmesi beklenilen adamın, salona girme anını gözledim. İlk önce hükümlü bir sessizliğin hakim olduğu geniş salonda ayakkabı sesleri yankılanmış ardından ise kapının girişinde, ucu görünen bir kundura belirmişti. Göz ucuyla, merakla kapıdan giren kişiye bakan Kayra'a baktım. Bu adamı göreceği için fazlaca heyecanlıydı, zannımca.
Göz açıp kapatıncaya kadar geçen bir zamanda, beklediğimiz adam sonunda salona giriş yapmıştı. Kısılmış bakışlarım, herkesi sadece toplantıya gelmesiyle dahi şaşırtan adamı süzmeye başladı. Fazlaca yapılı vücuduna, simsiyah bir takım geçirmişti. Takımın gömleğine kadar siyahlar içindeydi adam. Bu fazlaca siyahlığın içinde göze direk çarpan bembeyaz teni vardı.
Geniş omuzları ve uzun bacakları bu karşımdaki adamı, gözlere daha yüce gösteriyordu. Ben de uzundum ama bu adam benden en az yedi santim daha uzun olmalıydı. Köşeli çenesi, sert bir geçişe sahipti ve hafif siyah sakalları güzel bir görsellik eşliğinde lekelemişti, şekli güzel çenesini. Yukarılara çıktıkça, ne dolgun ne de ince şekilli dudakları, düzgün hatlarla çevrelenmiş burnu görünüyordu göz kadrajınızda. Ama beni şoka uğratan bir tek gözleri olmuştu, tüm bu sima uyumunun içerisinde.
Herkese tek tek keskince bakan gözlerin tonu, o kadar açık bir renkti ki, ne renk olduğu kesin olarak söylenemezdi. Şu rengin bir tonu diye işaret edilecek bir kalıbın içine girmezdi, o gözler. Kesin bir renk tonu belirlemek imkansız olurdu. Ama illâ bir kalıp içerisine sokulacak olursa, şüphesiz ela renginin en açık tonu diyebilirdik. Göz merceğinde, her rengi esaretine almış bir yansıma vardı. Hoş bir görsellikti bu yirmilerinin sonunda, ama yaşının getireceği olgunluktan çok daha olgun görünen adam.
Assolist diye tabir ettiğim adamın içeri girmesiyle, Sergihan aşiretinin ağası hemen ayaklanmış ve yanına doğru aceleci adımlarla ilerlemişti. Şu an resmi olarak tanışmadığım birkaç aşiret ağası daha da, Sergihan aşiretinin ağasını taklit etmiş, yeni gelen ağaya ilerlemişti.
Birkaç tane ağanın, yeni gelmiş yapılı adamın çevresinde bir kalabalık oluşturmasının ardından, adamın yanına ilk varan Sergihan ağası konuşmuştu. "Sizi bunca zamanın ardından burada, aramızda görmek ne hoş bir durum Turgut aşiretinin genç ağası." Sergihan aşiretinin ağası konuştuktan sonra elini uzatarak gülümsemişti. Altmışlarına merdiven dayamış bir adamın oğlu yaşındaki bir adam karşısında böyle hafif davranması, Sergihan aşiretine karşı olan küçük de olsa yeşermiş saygımı yitirmemi sağlamıştı.
"Sağolasın Sergihan ağası." Adamın ilk defa duyduğum, tonu güzel sesinin duyulması ardından o da Sergihan ağasının elini tutup sıkmıştı. İkilinin bir süredir devam eden konuşmasından sonra, Sergihan ağasından sonra ayaklanan ağalarda, özel olarak yerlerinden kalkıp adama hoşgeldin tarzı konuşmalar yapmaya başlamıştı. Bu durum kaşlarımı çatmama neden oldu.
Bu salondaki herkes güçlü topraklara sahip ağalardan oluşuyordu. Toplantıya bu kadar geç gelmiş bir adama bunca ağayı yok sayarak ilgi göstermeleri beni kızdırmıştı. Kimdi bu adam Allah aşkına da bu kadar ilgiye tâbi tutuluyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karışalım (BxB)
ActionEvvel zaman içinde, insanların gerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan iki adam varmış. (BxB) 12 Ekim 2018 yayımlanma tarihi~ Lütfen emek hırsızlığından kaçının. Artık bunlarla ilgili mesajlar almaktan çok sıkıldım ve yoruldum. Eğer yazar olmak is...