7

1.1K 423 64
                                    

Yatak odasının kapısından kibar bir tık sesi gelince uyandım. Giray, kapıdan kafasını uzatmış "Canfeza" diye sesleniyordu.

"Ne oldu?" dedim.

"Cinayet var. Kalk hadi."

Kendimi umutsuzca yüzüstü bir şekilde yastıklara bıraktım. Bir saniyelik iç çekişten sonra kalktım.

"Çay mı kahve mi?"

"Çay olur" dedi.

Hazırlanıp, termosumu kucağıma aldım ve Range Rover'a bindim.

"İnsan uykusuzluğa kaç gece dayanabilir" diye sordum.

"Rekor 11 gün ama genelde üçüncü günden sonra sıkıntılar başlıyor. Hayal görmeler, muhakeme bozuklukları, konuşmanın peltekleşmesi, algılama güçlükleri gibi. Daha sonra ise şizofrenik davranışlar ortaya çıkıyor. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmada ise on beşinci gün ölümler gerçekleşiyor."

"Aman ne güzel. Benim kaç günüm kaldı şimdi?"

"Merak etme sana bir şey olmaz. Bir-iki saat de olsa uyudun."

"Olay neymiş."

"Durum biraz karışıkmış. Silahla öldürme ama bir de kayıp bir çocuk var."

Çocuk için endişelenmeye başlamam uyanmam için yeterli bir gerekçeydi. Kaçırılma vakalarında ilk üç saat ve sonraki yirmi dört saat çok önemliydi. Giray bunun farkında olacak ki çok hızlı araba kullanıyordu. Beylikdüzü Limanı'na yarım saat içinde gelmiştik. Hızlı adımlarla olay yerine doğru gittik. Resmi ekipten hemen bilgileri aldık.

"Komiserim, kurban liman işçilerinden Caner Kocatürk. 42 yaşında, evli. Bu gece limandaki prefabriklerde kalacakmış ve yanına yeğenini getirmiş. Çocuğun ismi Eymen'miş ama tam olarak teyit edemedik."

"Çevreye baktınız mı? Çocuk korkup saklanmış olabilir."

"İşçilerden biri çocuğun siyah bir pick up araca bindirildiğini görmüş."

"Ha siktir."

Memur konuşurken biz de kurbana doğru ilerliyorduk. Ceset, devasa deponun kapısının önünde sırtüstü yerde yatmaktaydı. Giray Komiser benim gibi kapıyı gören güvenlik kamerasını fark etmişti.

Giray, "Kamera çalışıyor mu?" diye sordu.

"İşçiler çalıştığını söylüyor ama henüz ofise ulaşamadık. Liman çok büyük ve gece vardiyasındaki işçiler biraz sorun çıkartıyor."

"Savcı geldi mi?"

"Henüz gelmedi."

"Siz etrafı güvenceye alın. Ben kamera kaydına bakarım."

Giray'la birlikte liman ofisine doğru yöneldik. Güvenlik görevlisiyle birlikte kamera kayıtlarını inceledik. Önce deponun önündeki görüntüleri geriye doğru hızlı bir şekilde sardık. Aradığımız görüntüye kırk dakika öncesinde ulaştık. Görüntüdeki kişi, Giray'la şaşkın bir şekilde bakışmamıza neden oldu. Orta yaşlarda başörtülü bir kadın, koşarak görüntüye giriyordu. Silahını çekip bir şeyler söylüyor ve son söylediği kelimeden sonra da çocuk, kadına doğru koşuyordu. Sonrasında silah ateş alıyor ve adam yere düşüyordu.

Bundan sonraki görüntü daha ilginçti bence. Çünkü çocuk en az on yaşında görünüyordu ve istese kadına direnebilirdi ama o, kadının elinden tutmuş bir şekilde koşuyordu. Kadını tanıyor muydu acaba?

Siyah pick up aracı bulmamız ise neredeyse yirmi dakikamızı aldı. Liman çok büyüktü ve binlerce kamera vardı. Liman çıkışına doğru çalışır durumda olan aracın ön koltuğuna kadınla çocuk birlikte oturuyordu ve araç hareket ederek mekândan uzaklaşıyordu.

Çocuk Çığlığı #Aşk-ı Polisiye II#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin