22

903 393 21
                                    

"Canfeza! Canfeza uyan!"

Ne kadar süredir baygındım bilmiyorum ama bu güzel ses, beynimin içinde yankılanıyor ve sis perdesini aralamaya çalışıyordu. İlk hissettiğim şey soğuktu. Kar suyuyla ıslanan pantolonum bir kez daha üstümde kurumuştu ve üşüyordum. Dizlerim titriyordu ama elimi ve ayaklarımı oynatamıyordum. Bağlanmış olmalıydım.

"Canfeza!"

Giray'ın sesi çok yakınımdan geliyordu. Tam başımı kaldırıp cevap verecektim ki demir bir kapının açılma sesini duydum. Kendinden emin adımlar, bize doğru geliyordu. Sanırım işkenceye başlayacaklardı ve eğer buradan kurtulma şansımız varsa o da rol yapmamla mümkün olacaktı. O yüzden başımı kaldırmadım ve baygın hâlime devam ettim.

Bir sandalye, kulakları acıtan bir sürtünme sesiyle önümüze doğru çekildi ve biri üstüne oturdu. Bir başkası ise ayakta duruyordu.

"Evet Komiser Giray. Seni çok merak ediyordum. Neden senin hakkında hiçbir bilgi bulamıyorum acaba? MİT'e mi çalışıyorsun?"

Bu, kadının sesiydi. Giray'ın da bağlı olduğunu tepinmesinden anladım.

"Beni çöz de sana kime çalıştığımı göstereyim."

"Beni vurmaya çalıştın. Evime izinsiz girdin ve şimdi de tersleniyorsun. Öyle mi? Hâlbuki seninle iyi anlaşacağımızı sanıyordum."

"O zaman sürpriz kaltak. Sen benim hakkımda daha hiçbir şey bilmiyorsun."

Kadın güldü.

"Cesaretini takdir ettim açıkçası ama yüzümü görmüş olsan da sen de benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun. O yüzden ilk nezaketi ben gösteriyorum. Gece olanları ve bağlı olmanı unutalım ve baştan başlayalım. Merhaba ben Umay Anne."

"Ben de seni öldürecek olan kişi."

"Ama böyle olmuyor ki. Daha adını söylemekten acizsin. Belki de biraz motivasyona ihtiyacın vardır. Kız sevgilin mi? Pek de güzelmiş. Ayrıca çok da yırtıcı."

Bir çift ayak bana doğru yaklaştı ve saçımı okşamaya başladı. Bir kadına ait olmayacak kadar iri ve sert elleri vardı. Muhtemelen Koca Oğlan'dı.

"Ona dokunmayı bırak. Yemin ediyorum ikinizi de ellerimle öldürürüm."

"Ama komiser esas olayı kaçırıyorsun. Ben sadece seninle konuşmak istiyorum."

Giray, cevap veremeden Koca Oğlan, yanağımı okşamaya başlamıştı.

"Anne, yanağı çok yumuşak."

Avarel'in salyalarını akıtarak kurduğu cümle Giray'ın çıldırması için yeterliydi. Yan tarafımdan sert bir darbe aldım. Ben sandalyeyle birlikte yere düşerken bana çarpanın Giray olduğunu sanıyordum. Kafam sert bir şekilde zemine çarptı ve baygın rolü yapmam son buldu. Çünkü acıyla inledim.

"Canfeza iyi misin?"

Gözlerimi açtım ve etrafıma baktım. Kadın hâlâ sandalyede oturuyordu ve Koca Oğlan da beni kaldırıyordu. Ellerim sandalyenin kolçağına plastik kelepçelerle bağlanmıştı. Şu an göremiyordum ama aynı şey ayaklarım için de geçerli olmalıydı. Zonklayan başımdan sıcak bir sıvı yanağıma doğru akmaktaydı. Bayılıyormuş gibi yapıp etrafa hızlıca göz gezdirdim.

Kadının elinde pompalı tüfek duruyordu. Ayrıca Koca Oğlan'ın belinde de bir tabanca vardı. Kenarda duran masanın üstünde plastik kelepçelerden oluşan bir paket, makas ve bizim üstümüzden çıkan eşyalar konulmuştu. Giray'ın cep telefonu oradaydı. Silahlara ya da en azından masaya ulaşmanın bir yolunu bulmalıydım.

Çocuk Çığlığı #Aşk-ı Polisiye II#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin