14

976 398 33
                                    

Gün içinde Cipsi taburcu oldu ve eve üçümüz birlikte geldik. Zavallı kedim acıdan inliyor, sarhoşlar gibi duvarlara çarpa çarpa yürüyordu. Arada gözünden yaş geliyor ve yemek yemekte zorlanıyordu. Zayıfladığını şimdiden görebiliyordum. Acaba bebeklerini kaybettiğini biliyor muydu? Kediler mimik yapabilseydi eğer şu an yüzünde acı içinde kıvrandığına dair bir iz olurdu. Cipsi'nin kulağına doğru fısıldadım.

"Dertlerimiz çok farklı ama ikimiz de acı çekiyoruz kızım."

Geç vakte kadar Giray'la dosyalar üzerine çalıştık. Bunu takip eden iki hafta boyunca da adam akıllı bir delil bulamadan çalışmamıza devam ettik. Vakit ne kadar geç olursa olsun Giray, evimde hiç kalmadı. Onu tedirgin eden neydi? Birbirimize bağlanırız diye mi korkuyordu? Açıkçası ben ona zaten bağlanmıştım. Bir yanım Eymen'i hemen bulmak istiyordu. Bir yanımsa Giray'la birlikte sonsuza kadar bu dosya üzerinde çalışmak istiyordu.

Büroda işler bir süredir sakindi. Havaların soğuk gitmesi katilleri yavaşlatmıştı. Giray'ın masasına dönüp baktım. Bakışımı yakalamış bana hafif tebessüm etmişti. Eğer Giray'la birlikte olacaksam kayıp çocuk dosyasına ihtiyacım yoktu. Aşk, bizi her şekilde bir araya getirirdi.

"Allah'ım ne olur bana bir ipucu ver," diye dua edip bilgisayarıma döndüm. Benzerlik olabileceğinden şüphelendiğim dosyaları emniyet arşivinde tekrar arattım. Ekrana yansıyan özellikle iki dosya, hemen gözüme çarpmıştı. Notlarımı tekrar gözden geçirdim ve kişilerin doğruluğunu teyit ettim. Aynı isimler için önce taciz davası açılmış daha sonra da çocuklar kaçırılmıştı.

"Aman Allah'ım," dedim ve bu sefer emniyet arşivinde tacize uğrayan çocukları arattım. Bulduklarım karşısında gözlerim irileşmiş heyecandan titremiştim. Yine liste çok uzundu ama aramamı daralttım. Erkek, yaşları 9-10 arası olanlar ve son on yılı kapsayanlar olarak girince listem azaldı. Hem tacize uğramış hem de kaçırılmış olarak baktığımda ise önüme üç dosya geldi. Diğer iki dosyayı incelemiştim zaten ve birinde başörtülü bir kadının çocuğun kaçırıldığı gün evlerinin önünden geçtiği yazmaktaydı. Ama üçüncü dosyada yazan kelimeler ayağa fırlamama neden olmuştu. Bu, zihnimdeki sesleri doğrulayan sessiz bir kanıttı.

"Sokağın başında siyah pick up beklemekteydi."

Giray'ın masasına baktım ama yerinde yoktu. Delirmiş gibi "Giray Komiser'i gördünüz mü?" diye bağırdım. Telefonunun masasının üzerinde olduğunu gördüm. O zaman yakınlarda olmalıydı.

Koridora çıktım. Tanıdığım ya da tanımadığım mesai arkadaşlarıma Giray Komiser'i görüp görmediklerini sordum. En son birisi onu tuvalette gördüğünü söyledi. Bende tırnaklarımın kenarlarını yiyerek Giray'ı beklemeye başladım. Ama sonra dayanamayıp erkekler tuvaletine girdim. Elini yıkayan iki memur bana şaşkınlıkla baktı.

"Giray Komiser'im burada mısınız?" diye seslendim.

"Ne oluyor be?" diye cevap geldi.

"Bağlantıyı buldum," dedim.

"Çık dışarı Canfeza."

İki dakika içinde Giray yanıma gelmişti ve bana "Pes artık," diyerek bakıyordu. Ben de yaramaz bir çocuk gibi tebessüm ettim.

"Kadın tacize uğrayan çocukları kaçırıyor. Eymen vakasına benzeyen üç dosya buldum."

"Toplantı odasına geçelim."

Elimizdeki notlarımızı masanın üstüne yaydık. Zihin haritası oluşturmak için önüme boş bir kâğıt çektim. Elimde kalemim öylece bekliyordum. Giray, sessiz bir şekilde toplantı odasında bir ileri bir geri yürüyordu.

Çocuk Çığlığı #Aşk-ı Polisiye II#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin