Selam Cesurlar📘
Bu hikayede bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler...
Umarım beğenirsiniz...
Keyifli okumalar.📖
⌨⌨⌨
Telefonuma gelen bildirim sesiyle Kadir'in gönderdiği konumu açtım.
Onlara bir şey olmaması umuduyla hızla hastaneye doğru sürdüm.**********

6. BÖLÜM "SESSİZ ÖLÜM"
Bütün yol boyunca içten içte ne Paydar'a ne de Yüsra'ya bir şey olmaması için dua etmiştim ve Derin'in ağlamaktan kısık çıkan sesi ve "Şuan getirildiler." Demesiyle hızımı daha da arttırdım. Ne kadar gelmesini istemesem de Alaz'ın da peşimden gelmesiyle hastaneye ulaşmıştık. Arabayı hastane önünde park etmemle hızla indim ve Alaz'ın da indiğini gördüm ama onu beklemeden koşarak acile girdim ve hızla danışmaya gittim. "Yüsra Çalman ve Paydar Acar, az önce getirildiler neredeler?" Sordum telaşla.
"Bir dakika lütfen." O sırada yanımda Alaz belirdi. "Yüsra Çalman 2. kat ameliyathane, Paydar Acar müdahale odasına alındı." Yüsra'ya bir şey olmasından içimi saran korkuyla merdivene ulaştım ve hızla 2. kata çıktım.
Nerde olduklarına bakarken Alaz'ın "İz gel, burdalar." Demesiyle bakışlarım onun gösterdiği tarafa kaydı. Derin sandalyede oturmuş ellerini yüzüne bastırmıştı. Yalın'sa sırtını duvara yaslamış öylece zemini izliyordu.
Yanlarına koşar gibi gelerek "Durumları nasıl?" Diye sordum hemen. Yalın hiçbir tepki vermezken, Derin yüzünde olan ellerini çekerek ağlamaktan kan çanağına dönen gözleriyle yüzüme baktı, ayağa kalkarak yanıma geldi ve bana sarılmasıyla ellerim hızla belini buldu.
"Paydar iyi ama Yüsra..." Diyerek sustu ve ağlamaya başladı, gözlerim doldu, kendimi sıktım ve geri çekilerek yüzünü avuçlarımın arasına aldım.
"Sakin ol, hiçbir şey olmayacak. Anlaşıldı mı?" Kafasını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı. Gözlerim hâlâ hiç bir tepki vermeden aynı pozisyonda duran Yalın'a kaydı. Derin'den ayrılarak yanına gittim ve ona sarıldım. Bir süre hiçbir haraketde bulunmasa da ilk önce kafasını omuzuma yasladı sonraysa eli belimi bularak sarılmama karşılık verdi.
"Ona bir şey olmasın İzel." Sesi donuk ve ruhsuz çıktı, onu böyle görmek canımı yaksa da daha sıkı sarıldım.
"Ona hiçbir şey olmayacak Yalın! Hiçbir şey!" Başını kaldırdı, yutkundu.
"Eğer olursa..." Lafının ardını getirmesine izin vermeden sözünü kestim.
"Olmayacak!" Dedim sert ve net çıkan sesimle, bakışlarını kaçırdı. "Bana güveniyor musun?" Bakışları tekrar beni buldu, gözlerini kapattı ve kafasını olumlu anlamda aşağı yukarı sallayarak beni yanıtladı. "Dik tut o zaman kafanı, toparla kendini, Yüsra'nın bilmese de en çok sana ihitiyacı var."
Tekrardan kafasını salladı ve bana bakarak "Sen iyi misin?" Diye sordu.
Kolunu sıvazlayarak sorusunu "İyiyim." Diyerek yanıtladım.
Kısa bir sessizlikten sonra "Geçmiş olsun." Diyen Alaz'ın sesine döndük "Kaza nasıl oldu?" Yalın, Alaz'ın bu sorusu üzerine dışarıya sert bir nefes verdi.
"Fren tutmuyormuş." Dedi kısaca, Alaz'ın burada olmasına tepki vermemesi gözümden kaçmasa da kaşlarımı çatarak ona döndüm.
"Nasıl fren tutmuyormuş?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH&MAT Mahalle Hikayesi
Action*Yetişkin okurlar için uygundur!* Aramızdaki uzaklık 7 metre, bir birilerine tuşlanmış iki silah, her birinde bir mermi. Alaz bana doğru bir adım attı ve eş zamanlı olarak ben de ona doğru bir adım attım. "Bu tetiğe aynı anda basarsak bile ilk ölen...