13. BÖLÜM "KANLI ELLER"

38 5 0
                                    

Selam Cesurlar📘

Bu hikayede bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler...

Umarım beğenirsiniz...

Keyifli okumalar.📖

⌨⌨⌨

"Alaz." Diye seslenen Kadir'di. İkimiz de bakışlarımızı Kadir'e çevirdik. "Paydar." Bu sefer de Paydar'a seslendi ama Paydar bizim aksimize öfkeli bakışlarla Alaz'a bakıyordu. "Ve geçmişimizin diğer tüm bağları." Paydar dışındaki herkes merakla Kadir'e bakarken ben de Alaz'a kısa bir bakış attım. "Çocuklar biz n'apıyoruz Allah aşkına?" Sorduğu soruyu kaç kez düşündüğümü hatırlamıyorum ama n'aptığımızı ben bile bilmiyorum.

Yalın "Çelişiyoruz." Dedi kısık çıkan sesiyle. "Hem birbirimizle hem de bireysel olarak kendimizle." Elleriyle yüzünü sıvazladıktan sonra kanepeye çöktü. "Ya biz böyle sonsuza kadar birbirimizi yeriz, ya da kökten çözüp bitiririz."

Haklıydı biz çelişiyorduk, odadaki sessizlik bile bunun kanıtıyken bu bitmeyen bi döngü hâline dönmüştü. Ve biz bu döngüden nasıl çıkacağımızı dahi bilmiyorduk...
__________

13. BÖLÜM "KANLI ELLER"

"Sizin aksinize benim bildiğim tek şey var!" Paydar'ın hırsla dediği şey herkesin ona bakmasını sağladı. "Bu herife tolerans gösterirseniz, o bok çukuruna geri dönecek olan yine sizler olacaksınız. Ben bunu çok net biliyorum." Alaz'a olan öfkesi o kadar büyüktü ki en sonda kendine zarar verecek diye endişe duyuyordum.

"Tolerans beklemiyorum." Karşımdaki Alaz sakince bunu söyleyerek salona doğru ağır adımlarla yürüdü. "Herkesin bir sırrı vardır değil mi Acar?" Diyerek Paydar'a garip bir bakışla baktı. Paydar'ın duraksadığını ve yutkunduğunu gördüm bu da kaşlarımı çatmama sebep oldu. Allah aşkına ne dönüyordu bu ikisi arasında?

"Bu sırlar artık açığa çıkması gereken sırlar diye tahmin ediyorum Alaz." Kadir bunu diyerek kalktığı kanepeye geri oturdu.

Alaz da kanepeye oturarak öne doğru eğildi ve dirseklerini dizlerine yaslayarak ellerini birleştirdi. Derin bir nefes alarak "Keşke dediğin kadar kolay olsa Kadir." Gözlerimi Alaz'dan çekerek yerinde donmuş gözlerini yere dikip öylece durmuş Paydar'a baktım.

Yanına gidecekken bunu farkederek eliyle beni durdu. Ne bana baktı ne de başka bir şey o da diğerlerinin yaptığı gibi sadece kanepeye oturdu. Ben artık bu ikisinin kafasının içindekileri çok fazla merak etmeye başlamıştım. Düşüncelerimi bölen "Dikilme öyle İzo, gel şuraya." Kadir'in sesi oldu. Yalın'ın yanı boş olduğu için oraya oturmak istedim ama Alaz bir anda elimden tutarak beni yanındaki boş yere oturtdu.

Bunu beklemediğim için "Hey!" Diye saçma bir tepki verdim. Bana kısa bir bakış atıp. "Olman gereken yerdesin, şaşırma." Bu dediğini benim duyacağım şekilde söylediği için kimse onu duymadı. Sadece tek cümlesiyle kan akışımın hızlanmasına neden olan bu adama karşı çıkmam fazladan efordu benim için.

"Evet ne diyorduk, Sayın Karayağız?" Yalın sorgular gibi Alaz'a bakıyordu.

Alaz'sa "Ne?" Diyerek sorgular gibi hepimize tek tek bakarak. "Ben bir şey demiyordum." Diyerek sıyırmak istedi konudan ama tabi ki de bu imkansızdı.

"Belki senin haberin yok kardeş ama senin gidişin bizim götümüze girdi ya hani, onu diyorduk." Yalın'ın bu cümlesiyle ona baktım ve fazlasıyla ciddi olduğunu gördüm.

"Biliyorum." Alaz kısaca yanıtlarken az önce sessizliğe gömülen Paydar güldü.

"Biliyormuş arkadaşlar." Diyerek alkışlamaya başladı. "Hani nerede ödül manası, bir madalya falan takalım istersen? Ha? Fena olmaz bence."

ŞAH&MAT Mahalle HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin