❦3. Bölüm: "RUH SIZISI ve KALP İSİ."

19K 881 112
                                    

Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen sizleri seviyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen sizleri seviyorum

"yanan yangındı hayallerim.."

Bir mecburiyet çığlığına hapsolan ruh; çıkmak için çırpınmaya yeltenmez bile. Çünkü bilir; çırpındıkça batacağını.

Sessiz ve tok adımları loş ışığın aydınlattığı koridorda ilerledi. Hüküm masasına vurulan tokmak sonrasında soluğu, Levent’te ki evinde aldı genç adam.

Arkasından gelen, babasıyla beraber evine girdi.

Kapıyı açıp geçmesini bekledi.

İçeri giren Cemal, az çok tahmin ediyordu yaşanacak olanları. Aslında oğlu ne dese haklıydı ama o da bilmiyordu böyle olacağını.

Hâlâ yaşananları kavramış değildi.

“Salona.” Sesinde o soğukluk evin duvarlarına darbelerini indirmişti. Babası salona doğru adımladı.

Salona geçip tekli koltuğa oturdu Cemal. Sesli bir soluk verdi. Bakışları ağırca oğluna kaydı. Aynı onun gençliğine benzeyen oğlu, bir zamanlar onun babasına rest çektiği dönemleri hatırlattı. Gençken kanı deli akardı. Başına buyruk hareketleriyle meşhurdu. Akabinde bu başına buyruk olması da şu an, hayatını küçük bir dokunuşla değiştirilmesine neden olmuştu.

“Sana, bundan bir ay önce ne dedim baba!” damarlarında kaynayan öfkeyi dindirmek istese de, kendini tutamıyordu. Bağırmak istemiyordu ama, dili zehrini bırakıyordu.

Üstünde ki siyah ceketi indirip gelişigüzel koltuğun üzerine fırlatmıştı. Karşıtlığı bu olayın baş kahramanı olmasına mı kızsa yoksa onu dinlemeyip sözüne gelen babasının vurdumduymaz haline mı bilemedi. Gömleğinin ilk üç düğmesini sinirle açtı. Öfke boncuk boncuk terletiyordu esmer bedenini.

Uzun kemikli parmakları, gür siyah saç tutamları daldı, geriye iteklemek için.

Ona boş gözlerle bakmayı sürdüren babasına, “Sana söylüyorum baba!” diye dişlerini arasında kükredi. Sıkmış olduğu dişleri yanağını içe çöktürmüş, kemikli yüz hatlarını belirginleştirmişti. Burundan soluyor, burun kemerini sıkıyordu. Öfkeden kaşının ortasında beliren yeşil damar, patlayacak gibiydi.

“Duyuyorum Azad! Ama ne yapayım, oldu bir kere. Geriye dönüp değiştirmek için uğraş verdim ama köşeye sıkıştırdı beni o pezevenk arkadaşın!” Cemal’in ani yükselmesi oğlunu geri adım atmasını sağlamadı. Aksine daha da sinirlenip, öfkesini püskürtmeye dürttü.

ESARETİM SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin