❦30. Bölüm: "TAHTAKURUSU"

8K 332 110
                                    


Hello!
Empati kurarak okuyun ballarım:)
Keyifli okumalar!😘

30. BÖLÜM: TAHTAKURUSU


Çiftlik evine de ki son gece.

Bir tahtakurusu gibiydi aslında onların hayatı. Geçmiş; içini kemirip dururken gelecek çökmemek için ayakta duruyormuş izlenimi verirdi. Ama bilmezler ki er yada geç yıkılacağını. Altında kalıp, ezileceklerini.

Tıpkı tahta kurularının o sağlam ceviz ağacından yapılmış aile yadigarı, yemek masasının tek bir dokunuşla yerle bir olduğu gibi.

Yaşanan hiç bir şey boşa değildi. Olduğumuz yerden geriye bakarken bunları yaşayıp gördük ve şimdi buradayız diyoruz. Bazen kendimizi tebrik ederken bazen suçlayıcı gözlerle bakıyorduk kendimize.

Omzunun üstünde, yatakta mışıl mışıl uyuyan kadına bakıp iç çekti. Aylar önce aralarında bir şey olmaz dediği kadına sırılsıklam aşık olmuştu.

Azad kendine yenilmişti.

İlk zamanlarda Melek'in davranışları ona soğuk olsa da zamanla ona karşı ılımlı olmuştu. Bununla birlikte Azad da yelkenleri suya indirmiş ve ne zaman açıldıklarını bilmedikleri geminin içinde bulmuşlardı kendilerini. Azad'ın sağı, solu, önü arkası, gerisi ve sonrası Melek olmuştu. Pat küt bir şekilde hayatının tam merkezine düşmüştü Melek. Şimdi de o merkezin ortasında Azad'ın karşısındaydı.

Azad'ın içinde ki mahkeme hâlâ sürüyordu. Azad Melek'e her baktığında kendinden nefret ediyordu.

Düşünüyordu. Ama çıkış yolu bulamıyordu.

Bulamazsın. Bir kere bulaşır insan günaha. Sende bulaştın!

Kafasında dönen sesi susturmak istedi. Susmadı. Daha çok bağırdı. Yok olmuştu yıllar önce bu ses ve yine çıkmıştı ortaya.

Azad kafasına bastırdı elini. Elinde olsa kafasını söker duvardan duvara tekmeleyerek vururdu. Ona en büyük acıyı zihni veriyordu. Bir bedel ödüyorsa bile bunu zihni yapıyordu.

Gözlerini yumdu. Çatlayan başı ağrıdan ve düşüncelerden patlayacak gibiydi.

Az önce sıcacık yatağında, sevdiği kadının kolları arasından çıkmış balkonun soğuk esen havasıyla kalmıştı bedeni.

Balkonda sırtı odaya dönük olan koltuğa genişçe yaydı bedenini. Başını geriye atıp düşündü. Az önceyi düşündü.

Tahsin'in sağ kolu olan adamın dedikleri döndü dolaştı aklında.

Durmadan çalan telefonuyla uyandı Azad. Uyku mahrumu bir şekilde telefonunu komodinin üstünden alıp kulağına yasladı. Gecenin bu saatinde ne olmuş olabilir diye düşünmeye fırsatı yoktu.

"Alo?" dedi kim olduğuna dahi bakmadan.

"Alo abi benim Çakır." Sessiz konuşuyordu hattın ucundaki.

ESARETİM SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin