❦16. Bölüm:"MERHAMET YÜKLÜ KALPLER."

9.3K 385 95
                                    

Herkese merhabalar.
Bu bölüm bir farklılık yapıp, Meleğin ağzından yazdık. Bölüm baştan sonra Melek ağzından yazıldı. Bundan sonra ki, bölümde Melek ağzından yazacağız çünkü; meleğin duygularını daha iyi hissetmek ve size daha açıklayıcı anlatmak için yazdık. umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın, seviliyorsunuz.

İletişim hesabını hem buraya hemde bölüm sonuna bırakacağım, bize burdan ulaşabilirsiniz.
Instagram: esaretimsensinkitap

Instagram: esaretimsensinkitap

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Melek saygınoğlu

Elvedayı zaten bir sözcük olarak değil,
Bir eylem olarak fark ettim.

Bazı kelimelerde olur ya hani
O kelime ancak yaşanınca anlam kazanır,

Onun gibi bir şeydi elveda da.

Yıllar önce Okumuş, olduğum satırlar arasında takılı kaldım. Bu garip bir döngünün baş rolü olmak kadar, ıstırap bir şey yoktu. Zira; yaşadığım duyguları ifade eden tek şey; ıstırap.

Elveda.

Bir insana, bir şehire, bir hayale, bir geleceğe, bir dosta, bir sevgiye elveda.

Bu kadar kolay mı, bırakıp gitmek?

Ben oldum olası, vedalardan hiç hoşlanmazdım. Bana veda diye gelen kişiler, bir daha karşıma çıkmamak üzere hayatımda yok oldular. Acı. Acı hissediyorum onlar gittikten sonra. Başka da hiç birşey hissetmedim. Böyle küçük bir, oynun içinde olmak ve bu oynun altı ay gibi bir süre olması bana ağlama isteği uyandırıyordu. Bilmediğim bir şehirde, bilmediğim insanlarla yaşamak ürkütücü olduğu kadar, rahatsız ediciydide. Nasıl bir çıkmaza girmiştim inanın bende bilmiyorum. Tek bildiğim, elli iki saat sonra kınam olacağı.

Yanlış duymadınız. Evet, evleniyorum ciddi ciddi..şaka gibi geliyor bana. Her an, biri bana el salla bak kamera diyecekmiş gibi hissediyorum. Ama sonra işin resmiyeti bir tokat gibi yüzüme çarpıyor ve ben, çarpan tokadın etkisiyle, bir okyanusa düşüyorum. Yaşamak için çırpınıyorum ama sonra, bakıyorum ki, olmuyor bırakıyorum.

Savur diyorum denize. Savur ulan, istediğin yere. Karışmıyorum artık.

Karışamıyorum daha doğrusu. O kadar zorlayıcı bir süreç ki, dikenli bir yolda yürüyüp de ayaklarınız kan reva içinde olmasından daha acı verici. Etrafımda beni anlamıyan kişiler o kadar çok ki, onlar beni anlamadıkca, ben kendimi o dikenli yollardan koşuyormuşcasına, deli gibi haykırıyormuşcasına ölüyormuşcasına gibi hissediyorum.

ESARETİM SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin