"Öyle bir çıkmazdayım ki adımlarımın, yönü yok.."
Çizilmiş, yazılmış bir kitabın içindeydi sanki Melek. Ne yaparsa yapsın çıkış yolu yoktu.
Uğraşıp kendini yoracaktı. Boşa çabalıyordu, kaderi değiştirmek için. Öfkesi hâlâ tazeliğini koruyor, gözlerinde ki yaşlar yağmur misali akıyordu intihar etmiş bulutlardan.
Arabasını evin bahçesine doğru sürüp, park yerine park etti. Hızlıca kapıyı açıp, çıktı. Sert adımlarla evin kapısına yöneldi.
Kapının önünde durup, kapıya bir iki kere vurdu sertçe. Anahtarı arabada, çantasının içinde kalmıştı.
Kapının çalınmasıyla ayaklanan, Canan endişeyle kocasına bakıp, "Melek mi geldi acaba?" Diye sordu. Karısının diyişiyle ayaklanan Kenan, "Seher kapıya bak." Diye gürledi sesizliği yuva yapmış olan salonda.
Kapıyı açan Seher, karşısında ki alnı kanıyan meleği görünce, "Melek, bu ne hâl?" Bağıran Seher, karşısında gördüğü kızın ifadesini sindirmeye çalışıyordu.
İçeride oturan Kenan ve Canan, duydukları sesle, panikle ayaklandılar. Korku bedenlerini ele geçirdiğinde kapıya ilerleyen adımları birbirine dolandı. Kenan, hiç olmadığı çaresizlik içinde çaresiz hissediyordu.
Kızına ne olmuştu, biricik yavrusuna ne olmuştu korkusu sardı içini. Kapının önüne gelince, alnı kanıyan kızını görünce duraksadı.Sorular hücum ediyordu, zihnine. Vicdan kol gezdiriyordu kalbinde. Eli kalbine giden Kenan'ın, nefesi sıkılaştı. Ne olmuştu böyle kızına? Düşüncelerin istilâ ettiği Zihni ona oyun oynamaya meyilliydi.
"Melek ne oldu yüzüne?" endişe dolu sesle konuşan Kenan, kızına doğru yaklaştı. Melek ifadesiz bakışlarıyla bakıyordu babasına. Yarasına bakmak isteyen Kenan elini uzatı, ama Melek geri çekilip, " Dokunma bana," diyip içeri doğru adımladı. Ağlamaktan konuşamayan annesi, kızının peşinden ilerledi salona.
Ağlamaklı çıkan boğuk sesle yürürken konuşmaya başladı, "Meleğim ne oldu sana annem." acıyordu genç kadının içi. Kızının bunları yaşamasına neden, sebep oldukları için.
"İçimi acıtığı gibi acıtmıyor," diyip durdu salonun ortasında. Arkasından gelen anne ve babasına baktı. Hayal kırıklığını yuva yaptığı yeşil hareleri dönüp dolaştı. Aklı ve kalbi çok karışıktı. Kelimleri seçip ayırmak yerine bodoslama bir giriş yaptı.
"Beni dinleyin, ilk ve son kez konuşuyorum." Dedikleri ailesini duraksatı. Oldukları yerde durup, kızını dinlediler. Yukardan inen abisine bakıp, "kadro tamam olduğuna göre devam edebilirim." diyip abisine kınaycı bakışlar gönderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARETİM SENSİN
Novela JuvenilO gece konuşulan, anlaşılan hiç bir şey gerçekleştirilmemeliydi. Ama gerçekleşti. Gerçeklere kör olan gözleri, ailesinin kalbine doğru hedef aldığı kurşun sayesinde öğrendi Melek. Çok güvendiği dağ yıkıldı ve altında kaldı. Kendini hiç bilmediği...