Herkese yeni bölümle merhabalar canlarım:)hayırlı Ramazanlar dileriz🤗
Oy ve yorum sınırı bundan sonra katmayacağım. Vicdanınıza kalmış.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın canlarım sizi seviyoruz
İyi okumalar dileriz.
Bir dağ vardı önünde; tüm yükü sırtına almıştı.Mutluluk mu?
Not kağıdında olan şaşkın bakışları, tedirgin yüreğini daha da strese, katıyordu. Bir kuş gibi çırpındı göğsü altında, olan kalbi. Titrek gözlerle baktı Azad'a. Hiç bir tepkinin barındırmadığı, yüzü donuktu.
Onun yanlış anlama ihtimalini düşündü Melek. İçi boğucu bir kasvetle doldu. Neydi bu Allah aşkına. Biri ona oyun mu oynuyordu!
"Bu... Kimden geldi?" ne diyeceğini bilmeden konuştu Melek. Zihnine düşen korkunç düşünceleri yok sayarak, etrafta dolanan bakışları arasında sahibi adamın dikkatini üstüne çekmeyi başardı. Azad, etrafta olan bakışlarını Meleğin, zümrüt gözlerine düşürdü. İçinden, binlerce soru olsa da, bu çiçeklerin kimden geldiğini biliyordu.
Bilmek istemezdi.Hayal kırıklığı. Azad'ın gözlerinin içinden düştü Meleğin kalbine. Bu bakış. Canı ayrıldı sanki, ruhundan. Azad'ın gözlerinde ilk defa bu kadar, açık ve net bir şekilde gördü duygularını. Hayal kırıklığının ney olduğunu anladı elbette Melek. Ama nasıl bir açıklama yapması gerektiğini bilmiyordu. Azad, "Bilmiyorum. Arkadaşlarından olabilir. İsim yazmıyor mu?" Dedi, aldırış etmem havasında.
Bu da Meleğin, yüreğini burktu. Başını eğdi Melek. "Yazmıyor. Arkadaşlarım olmaz ki. Benim, bizim çocuklardan başka öyle samimi olduğum arkadaşım yok ki. Hem olsa isim yazar, yada mesaj falan atar bana." Açıklama yapmaya çalışıyordu kendince. Azad'ın gözlerinde ki o kırıklık onu o kadar, kırdı ki sanki
dünyanın en büyük suçunu işlemişti.
Başını iki yana salladı isyanla. Neydi bu gizemli, hediyeler. Bekarlığa veda partisinde ona gelen o hediye ile bu çiçekler meleği çıkmaz bir sokağın ortasında diri diri yakıyordu. Nedenini bilmez bir, acı vardı şuan yüreğinde ve bunu hatırlamış gibi, "Geçen gelen o isimsiz hediye ile bir bağlantısı olma ihtimali var mı?" Bir umut arayış içerisindeydi.Azad'ın onu yanlış anlamasından deli gibi korkuyordu. Onu yanlış anlarda.. giderse. Ya değişirse. Bu düşünce, onun tehlikeli bir yılanın koynundan şerbet içmesiyle bir oldu. Hayat bir yılan olmuş ona bu tür oyunlar yaparak kızılcık şerbetini içiriyordu.
Azad elini ensesine atıp kaşımış gibi yaptı. Bakışlarını anında kaldırdı. "Melek." Dedi ve durdu. Nefesi soluğuna yetişmedi sanki. Dili, yanlış yapar diye korktu. "Bu konuyu düğün sonrası konuşalım mı. Sana şuan demem gereken başka bir şey var." Sakindi ses tonu, içi aksine. İçinde bir fırtına kopuyordu adamın. Gözleri bile bu fırtınanın rüzgarına kapılmış, daha da siyah olmuştu. Kuzguni bir kartal gibiydi şuan gözleri. Sindiremiyordu düşüncelerinin tehlikeliğini. Ne zamandan beridir böyle bir hararet içerinde düşünceler suyuna kapılmıştı o da bilmiyordu ama dengesiz hareket ettiğinin farkındaydı. Değişimi onun beynini sulandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARETİM SENSİN
Dla nastolatkówO gece konuşulan, anlaşılan hiç bir şey gerçekleştirilmemeliydi. Ama gerçekleşti. Gerçeklere kör olan gözleri, ailesinin kalbine doğru hedef aldığı kurşun sayesinde öğrendi Melek. Çok güvendiği dağ yıkıldı ve altında kaldı. Kendini hiç bilmediği...