O gece konuşulan, anlaşılan hiç bir şey gerçekleştirilmemeliydi.
Ama gerçekleşti.
Gerçeklere kör olan gözleri, ailesinin kalbine doğru hedef aldığı kurşun sayesinde öğrendi Melek.
Çok güvendiği dağ yıkıldı ve altında kaldı.
Kendini hiç bilmediği...
İyi okumalar. Bayram hediyesi getirdik sizlere. 🥳 Oy verip bol bol yorum yapmayı unutmayın seviliyorsunuz. 💓
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güneş ışınlarının gri bulutlar arasından sızlıyordu, uçuşan siyah perdelerin arasına. Gözlerini bu ışınlar yüzünden buruşturan Demir, çalan telefonuna küfür edip, komidinin üstünde ki telefonuna uzandı. Arayan, spor salonunda ki, arkadaşı olan Bartu'ydu.
Açtığı telefonu uykulu hâliyle, cevapladı. "Ne var!" Kızgın geliyordu sesi. Uykusundan uyandırıldığı içindi bu kızgınlık. Karşı tarafta olan Bartu seslice gülüp, "Oğlum birde diyordun ki, ben kendim kalkıp gelirim spora. Aramasam daha yatacaksın." Demir dün sabah konuştuğu arkadaşının dediklerine sıkıntıyla oflayıp, "Tamam lan. Geliyorum hemen." Diyip kapattı telefonu. Ağız üstü yattığı yataktan sırt üstü döndü. Kollarını geriye doğru eğip, esnedi.
Ayaklarını yataktan sarkıtıp, kalktı yataktan
Altına giydiği siyah eşofman dışında, üstünde başka birşeyi yoktu. Adı gibi olan vücudu, dağılmış siyah saçları, çocuktan farksız olan ifadesiyle, banyoya ilerledi.
Evi, onun aksine daha sadeydi.
Duşa kabine girmeden önce üstünde olan iki parça kıyafeti de çıkarıp kenara fırlattı.
Kabine girip hızlıca suyu açtı.
Sabah erken saatleriydi. Bu sabah üç saat bir boşluğu vardı, ve bunu yatarak değil de spor yaparak değerlendirmek istemişti Demir. Eline döktüğü, şampuanı saçlarına sürüp ovalamaya başladı. Suyu açıp durulayıp çıktı duştan.
Havluktan siyah havlu alıp beline sardı. Saçlarından, damlayan su damlacıkları göğsünde süzüldü. Sıkı bir vücuda sahipti Demir. Uzun boyu, geniş omuzları, sıkı olan vücuduyla tüm kızların aklını başından alıyordu.
Gardolabına yaklaşıp, kapaklarını açtı. İçinden, siyah şort ve gri sporcu atletini çıkartıp kenara indirdi. İç çamaşırını çıkartıp üstüne hızlıca geçirdi. Ardından, çıkardığı şortu ve sporcu atletini giydi. Beyaz ünisexs olan çoraplarını da ayaklarına geçirip, düzeltti. Saçları ıslak olduğu için, kurutma gereği duydu. Hava soğuktu, ve ıslak ıslak aşağı spor salonuna inmek istemiyordu. Banyoya gidip, fon kurutma makinesiyle, saçlarını düzeltip ileriye doğru kuruttu. Fazla yapmadı, çünkü saçları hemen şekil alıyor ve sabit duruyordu. Demir ise o görüntüyü sevmediği için daha, doğal bırakıyordu.
Saç tutamları, dalgalı dalgalı olmuştu. Banyodan çıkıp, odasında ki, komidine ilerledi. Bluetooth kulaklığını, telefonunu ve, spor giriş kartını alıp, dolabına yöneldi. Dolabından, aşağıya ineceği için, giydiği yağmurluk tarzı bir ceket alıp çıktı odasından. Kendi kendine, sabah sabah yaptığı bu iyilik için tebrik etti. Sabahları aşırı, enerjisini sömürmüş gibi olsa da, bir şarkıyla tüm motivasyonunu yükseltmeyi başarabiliyordu.
