İnsanın sevdiğine korkmadan iç dünyasını göstermek ve tüm maskelerinden arınarak salt bir biçimde soyunarak karşısına çıkması en büyük şiirdi.
Pamir yorulmuştu. Sürekli kendine başka maskeler takarak yorulmaktan.
Olmadığım biri gibi davranırsam canım acımaz diye olmadığı bir ruha bürünmekten ya da bu ve bunun türevi tüm hastalıklı düşüncelerinden.
Ezik,sıkıcı ve çocuksu bulunan çizim defterinin içindeki karakalem çalışmalarını birbir Güngör'e göstermişti akşam yemekten sonra dizlerine uzanırken. Zaten biliyordu esmer bu pamuk şekeri saçlı sarı oğlanın ne güzel resimler çizdiğini ve hayal gücünün engin denizler kadar dipsiz olduğunu. Biliyordu lakin görmek bambaşkaydı.
Zihnine açılan tüm uçuk evrenlerin çocukluktan bu yana olan iz düşümlerine hayranca baktı. Savaşçı bir elf prensesi, kalkanını havaya kaldıran bir tanrı figürü,Lilith ve kıvrım kıvrım elma renginde canlı kızılla boyanmış saçlarının gerçek gibi duran kağıtla dans edişi...
Her biri sevdiği oğlanın gizli dünyasına açılan bir altın anahtardı ve seve seve elinde tutuyordu Güngör bu anahtarı.
"Ben kesinlikle..."dedi Pamir Hogwarts armalarını çizdiği sayfayı gösterirken. "Gryffindor olmak isterdim. Cesurum bence."
"Kandırma kendini. Biz Slytherin olurduk hatta Sırlar Odası.."dedi Güngör kahkaha savurup oğlana kucağında doyasıya sarılırken. "Bizim tarafımızdan açılırdı. Bir de giderdik Sırlar Odasını sevişmeye yer bulamayan gençlere pavyon gibi günlük olarak kiralardık..Büyücü evreni pezevenkleri olurduk."
"Sahibinden günlük kiralık sikiş odası."diye kıkırdadı Pamir alayla. "Basilisk yılanı Sırlar Odasında sanardım ama Güngör'ün pantolonunda.."
"Tabi lan."diye sırıttı Güngör diğer çizimlere bakarken. "Bu ne ? Güç Yüzüğü mü?"
"Hepsine hükmedecek olan tek yüzük!"diye sırıttı Pamir. "Bunu da garanti kuyumcuda okuturduk cinci hoca yüzüğü diye."
"Koca Sauroun'un haline bak.."diye mırıldandı Güngör yeniden sayfa çevirip. "Darth Vader'i neden pavyon fedaisi gibi çizdin ?"
"Neon ışıklı ışın kılıcını dildo niyetine popoma sokuyorum senin yokluğunda ancak boşaltıyor beni babacım."diye yanıtladı Pamir alayla çizimini eleştiren Güngör'e laf çarpıtırken. "Senin ışın kılıcını sürmeyi seviyorum en çok ,hmm?"
"Arsız herif."diye homurdanarak defteri kenara koyup yerde uzanan kedinin göbeğine bakındı Güngör alayla. "Chaplin bazen cidden Hitler'e benziyor."
"Biliyor musun?"dedi Pamir dudak büzüp. "Hitler ve Tarkan öpüşse bıyıkları birbirine değmezdi.."
"Ne?"
Pamir göz devirip telefonunu çıkardı. "Sana da espri anlatmak otuz yaş üstü ebeveynlere espri anlatmaya benziyor..."
"Ya bi siktir git.."diye mırıldanıp oğlanı kucaklayarak yatağa götürmüştü Güngör. "Espri yapacağına ağzın saksoya çalışsın mesela...Salatalık var burada hakikisinden...Dadanma manav reyonlarına."
"Seninki patlıcan ama.."diye mırıldanmıştı Pamir..
***************************************************
Şaşırtıcı bir sabahtı lakin Pamir'in bugün ilk iki dersi beden eğitimi sonra da edebiyat olduğu için evdeydi.
Yani çöreklendiği esmerin evindeydi daha ziyadesiyle. Hitler kılıklı Chaplin bir kenarda yatıyordu Pamir diğer koltukta yatıyordu.
Ve evde babacıklarını bekliyordu uslu uslu ikisi de.
Pamir bugün öğleden sonra Hüseyinler ile birlikte matematik sınavına uğrayacaktı ve onlara kopya verecekti. Aslında zaten verirdi isteseler ama Hasan gecenin köründe "Mal kardeşimin kafasında babam odun kıracak senin sarışın kopya salsın bizim embesile."diye Güngör'ü arayınca kesinleşmişti "kopya" düzeneği.
Velhasıl kelam Pamir ağırca dişlerini fırçalamış ayna karşısında sivilcelerini süzmüştü.
Seksten sonra sivilcelenmişti hormonu tavan her ergen gibi...
Azdım sivilceleri yakında her ergenin bayrak niyetine taşımasının vergiye bağlanacağı bir itemdi kuşkusuz!
Duşta bolca karga sesiyle bağıra bağıra köpüklenmiş durulanmıştı. Havlusu belinde yüzüne krem sürerken ve saçlarını spreylerken de ağır kanlı bir solucan gibi yavaştı.Evden çıkmak üzere üzerine bir eşofman ve kot ceket attığı vakitte çalan kapıyla olduğu yerde durmuştu.
Okulda önemli bir gündü ve akşam altıdan önce de işten gelmezdi Güngör..Hasta falan mıydı ?
Kapı zili sesine Chaplin hırlamıştı. Normalde bu kedi pek uysaldı. Yani biblo gibi bir köşede durmak ve yemek yiyip uyumak haricinde pekala tıslamazdı. Yabancılara temkinliydi ama tırmık atardı ne ısırırdı. Genelde çok huzursuz olunca kamburlaşır şişko bedenini saat gibi dikeltir ve sonrasında "Krrr."gibisinden genizden bir ıslık çığırırdı.
"Reisimi kızdırmışlar."diye mırıldandı Pamir kediyi kucaklayıp öpücük kondururken tüylerine. Onun da aşı vakti gelmişti hasta olduğu için ağır ilaçları vardı ve Pamir seve seve onu veterinere götürecekti iki gün sonra. Çünkü cidden bu şişko hayvan ruh eşi gibiydi evde dik dik birbirine baktığı.
"Sakin.."diye mırıldandı Pamir. "Esmerim biçim biçim izin aldı herhalde.."
Pamir kilidi çevirip kapıyı araladığında elinde valiziyle dikilmekte olan kadına bakındı.
"Sen kimsin ?"dedi kadın tersçe kaşlarını çatıp süzerken.
"B-Ben..Siz kimsiniz ki ?"dedi Pamir.
"Burası daire beş değil mi ?"diye mırıldandı kadın sinirle içeriye bakınıp.
"Evet..."
"Güngör nerede?"diye burnundan soludu valizini çekiştiren kadın.
"İşte."dedi Pamir omuz silkip.
"Senin ne işin var burada o zaman?"
"Ben kardeşiyim."dedi Pamir tek kaşını havaya kaldırıp.
Kadın alayla süzdü ve tiksinir bir ifadeyle bakındı Pamir'e.
"Seni doğurduğumu hatırlamıyorum,ne işin var oğlumun evinde!"
--
N-Neler oluyor ?
Unutmayınız ;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytanın Tüyleri
RomanceSeni çiğneyeceğim ve seni tüküreceğim Çünkü gençlik aşkı bu demek Yani beni yakına çek, ve sertçe öp!