BÖLÜM 25 : "YILANIN TATLI ZEHRİ"

249 22 3
                                    

BÖLÜM 25 :

"YILANIN TATLI ZEHRİ"

Örümceğin ördüğü ağ içine takılmış çözümler.

Odamda ki Masada kaç saat geçti belli değildi arkamı döndüğümde güneşin ahengli büyüsü açık mavi ve karanlığı bölen güneş ışığı kendini belli etmişti tan yeri ağarmak üzereydi gözlerimi ovuşturup yerimden kalktım yatağımın kenarında ki komidonin üzerinden ince uzun bardakta ki sudan bir yudum alıp kenara koyarken elime telefonumu aldım biraz mesajlara bakmak istedim okul ya da dersleri aksatmıştım kısa süreli izinler oluşturmuştuk nasıl mümküdü biraz dedem sayesinde sessize aldığım okul gurubunda ki mesaj sayısını es geçmiştim hemen altında Hande'den milyon mesaj vardı tıklayıp tek tek okurken merak ettiğini Banu'nun iyi olduğunu ve Rüzgar'dan öğrendiğini söylemişti ve aşk şiirinden geçtiğimi yüksek bir puanla taktir ettiğini yazmıştı benim olmayan şiir yüksek bir not almıştı hadi ama yalancı konumundaydım,omuzlarım düşerken ilk yalan daima yeni yalanları doğurdu farkındaydım yılan daima zehrini damlatıyordu ve acı tat yerine tatlıya bırakıyordu engellemem lazımdı.

mesajına cevap vermeden çıkmıştım durumlara da bakıp çıkacakken Banu gönderi paylaşmıştı yüzüklerinin resmini atmıştı fakat secrenshot alınmış görüntü Selim'in yazdığı yazıya dikkat çekmekti.

"Varlığın gönlümde ki solmayan kırmızı gül sevdiğim." yazıyordu Banu ise bir kalp ile paylaşmıştı sürüklediği hayatın gülen tarafı Banu idi,aşkın en güzelini yaşamak isterken ben ise her gün yılanın zehri ile baş başaydım telefonu kapatıp yatağa uzandım.

bir kaç saatlik uyku ile güne merhaba demiştim üzerimi değiştirip kahvaltıya inmiştim,diğer aile üyeleri sofrada yerlerini alırken annem "Kınayı ve düğünü erken tarihe çektik." dedi uykulu gözler ile bakarken. "Ne,nasıl yani?" dedim dedem elinde ki çay bardağını bırakıp baktı "Gelin lafının altında ne demek istersin." dedi soğuk bir tonda annem
"Bu nişan meselesini katmadan hemen kına ve düğünü yapacağız baba eğer rızan varsa hatta bu gün aile ve ahbaplar arasında kına yapmaya karar verdik." dedi dedem memnun olmuş gibi baktı "Banu bu konaktan ne kadar erken gider adımızı soyadımızı temiziler bizim için en uygunu o dur." dedi ve devam etti. "Ki Nazlı konusunda daha karar verilmedi." dedi gözlerimi kaçırıp kahvaltı tabağına çatalımı bırakmıştım. "Baba konuştuk bilirsin eğer duyulmaz ise Emir ile evlenmek zorunda kalmayacak kızımı mecbur bırakmayacağım,Banu kendisini yakarken ablasının yanmasına izin vermeyecek." dedi babam engellemek istedi. "Mardin küçük ama dedikodusu çabuk yayılan bir şehir tek bir cümle ile evlenebilir töremize karşı gelmeyeceğimizi bilirsin." dedi dedem babama bakarken çok katı konuşuyordu bana söylediği sözleri biliyordu 'babanın aklını karıştırma,şimrıklıktır yaptığınız.' gibi bir çok cümlenin ve tokadının halla bende olduğunu biliyordu.

"Eğer töre evlenmeleri gerek derse ve sizde redderseniz Banu ve Selim için iki seçenek sunuldu" dedi "Oğul törenin emri kılıçtan keskindir bunu sakın unutmayasın ki canını yakmasınlar." dedi masadan kalkarken. "Benim az işim var siz holdinge gidin." dedi sözlerin altında kalırken çıkışı da zor oluyordu.

Zaman akmış hazırlıklar hızlanmıştı sanki bir bayram havasını alırken konak gelen kutular ve gidenler dolup taşan konaklar ve içten gülüşler ile sarılmıştı etraf,Bu gün Banu'nun kınası vardı ve kuaförün gelmesini bekliyordu zaten Banu önceden bakmış beğendiği kıyafetlerimizi almıştık bindalılarını çoktan kaçmadan önce beğenmişti Banu'ya gülümseyip,ben ise çarşıdan bir mağazaya girip almıştım.

"Ben erken hazırlanayım yanında hazırlandığını izlemek istiyorum." dedim Banu heyecanlı bakışlarını saklayamıyordu "Tamam abla,ah kuaförde geldi sen hazırlan annemleri ön plana atarım ben." dedi merdivenlerden çıkıp odama girerken askıda ki elbiseye baktım Rüzgar'ın elbise hediyesinden sonra iade etmiştim başta kabul etmese de ısrarlarıma daha fazla dayanamamıştı ve Hande'ye küçük bir hediye olarak götüreceğini söylemişti,şimdi ise kendim için aldığım elbiseye bakıyordum sabahtan duş aldığım için ilk makyaj daha sonra kıyafet taktiğini uygulayacaktım kuaför varken makyajını yapan tek kız ben olsam gerekti bir saat yüzüm gözüm derken sıkılacaktım ve gerekte yoktu abartılı olmasa da yine de kendini belli eden bir makyaj yapacaktım makyaj malzemelerini masaya koyup kısa sürede de tamamlamıştım kırmızı bir elbise giymeyi tercih etmiştim saten kalın kumaşı ve sadeliği ile o kadar güzeldi ki askılıklarından tutup giyindim fermuarını bel kısmına koymuşlardı ve rahatlıkla kapamıştım bel kısmından yukarıya doğru daralmıştı göğüs kısmı ve ince askılıklarını tamamlayan piliseli oluşu dik ve kat kat duruyordu eteği ile sade ama şıklıktan ödün vermiyordu sırt kısmı koltuk altı kısmına kadar kapalıydı saçlarımı hafif dalgalandırıp bırakmıştım parlak bir renk ruj sürüp parfümü boynuma ve bileklerime bolca sıkmıştım turunçgil kokusu odada yayıldı topuklu ayakkabıyı ince bilekten bağlamalı küçük taşlı kapalı stiletto tarzı tercih etmiştim rengini kırmızıdan daha çok zıt bir renk krem tonunda tercih etmiştim odadan çıkmadan odamı toparlayıp çıkmıştım Banu'nun kapısı açıktı içeri girerken gözler bana dönmüştü utangaclık limiti zorlanıyordu durdum ve utangaclığa yansımış bir tebessüm bıraktım.

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin