BÖLÜM 21 : "UZAK YOLLAR ZAMANIN NÖBETÇİSİ"

280 20 1
                                    

BÖLÜM 21

"UZAK YOLLAR ZAMANIN NÖBETÇİSİ"

Uzak yollar kadar beklenmeli insan doğru yol veya doğru insan her ikisi de mutluluğa götürecek kadar yakın doğru yol her zaman varacağın noktayı gösterirken doğru insan ise hem o yolu hem de artık tek yürümemen gerektiğini gösterir,bakışları,belki bir tebessümü yolda ki tabela gibi belirir ve doğru yol dediğin zaman kesin konuşursun.

Arkamı dönüp baktığımda artık ne kesin konuşabiliyordum ne de doğru yolda yürüyorum diyordum ne de doğru insanın yanındayım diyordum öyle bir kara delikti ki baktığım zaman belirsizlikten ibaretti dönüp dolaştığım yer ise hep aynıydı ne doğru yol ne de doğru insan yanımdaydı ne de ben doğru yolun başındayım tamamen yanlışlar ile kaplıydı.

Gözleri gözlerime değip geçerken arkasına öfke ile baktı kime engel olmam gerekti yoksa kime güvenmem gerekti,kim ile yürümem gerekti,hangisi doğru insandı,hangisi yanlış.

Kolumu çekerken göz ucu ile Emir'e baktım daha sonra kolumdan tutan asıl kişiye zamanın da benimde haberimizin olmadığı kişiye.

"Rüzgar ne işin vardı burada!"
şaşkınlık sözlerime yansırken durdum "Nazlı asıl senin ne işin vardı burada hastanede!" Dedi gözlerimin içine endişe ile bakıyordu durdu ve arkasına baktı

"O şerefsiz mi zarar verdi ne oldu da hastanedeydin." Dedi yine cümlesini bitirmeden araya girdim "Hayır,hayır iyiyim Banu için geldik yani hastaneye de sormak istedik." Dedim sözlerime güveniyordu sorgulaması gerekti Gülümseyip fındık kabuğu tonunda ki saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı şaşkınlık ile bakışlarım tekrar Rüzgar'ı buldu "Ne yapıyorsun! Ne bu samimiyet" Dedim hafif tebessüm etti "Saçların yüzünü kapamış." Dedi.

Emir yanımıza gelirken öfke ile bakmak istedim ama Rüzgar şimdi bana göz ucu ile baktı daha sonra Rüzgar'a döndü "Rüzgar bey bizi takip ettiğinizi düşüneceğim." Dedi dişlerinin ardında Rüzgar ona karşı elini uzatıp kabanının altında parlayan pahalı saatine baktım "Takip etmedim ama tam vaktinde Nazlı'nın yanında bulundum." Dedi sanki tüm olaya hakim gibi bir izlenim bırakmıştı

"Konağa dönüyor olmalıydın Nazlı gel gidelim." Dedi Rüzgar aracı gösterirken "Buraya kim ile geldiyse onun ile dönecektir Nazlı! Ahmet bey bana emanet etmişken." Dedi Emir'e 'Hadi canım' bakışını atarken emanete böyle sahip çıkıyorsa pes.

"Rüzgar sen nasıl geldin?" Dedim Emir'i yoksayarken bana doğru döndü ve "Sadece hislerimi kullandım." Dedi tek kaşımı kaldırıp bakarken söylediği cümlelere bir anlam yükleyememiştim acabalar ile bırakılmıştım "Hisler öyle mi?" Dedi Emir ve devam etti "Konağın yolunuda hisler ile bulursun Nazlı hadi." Dedi gözleri öfkenin durdurmasına takılmıştı Rüzgar'a dönüp "Beni arabada bekler misin geliyorum." Dedim.

Emir bir adım atıp durdu öfkesi durulmazdı ama bana boyun eğdirecek kadar değildi Rüzgar yanımızdan giderken araca bindi gözlerim ile onaylarken tekrar Emir'e döndüm

"Senin ile geleceğimi mi düşündün! ,Bu kadar sözden sonra Emir karacabey tüm kadınlar sizin etrafınızda dönmüyor,söylediğin sözlerin de takındığın tavırda affedilemez,kardeşim için dediğim her şeyi sende virgül ile bırakıyorsun." Dedim bir adım atıp gözlerinin içine bakarken

"Benden uzak ol,gerekirse aynı yere gideriz ama bir daha senin aracına senin ile aynı yolda yürümem." Dedim kolumdan tutup kendine doğru çekerken bakışları dudaklarıma kaydı tekrar gözlerime bakarken "Beni hafife alma o yürümem dediğini yola seni mecbur bırakırım!" Dedi öfkesi o kadar belirgindi ki boynunda ki damarlar kendini çoktan belli etmişti eğilip "Şimdi git ama aklında benim cümlelerimde sen silmeye çalışsan da." Dedi ve işaret parmağı kafama koydu "Ben hep buradayım." Öfke ile dişlerimi sıkmıştım "Sen ne zihnimde ne de yanımdasın sözlerin ile korkutmaya çalışıyorsan başarısız üzgünüm taktiklerini yenile ama bende uzak yerde." Kolumu çekip araca doğru ilerledim sancım neredeyse azalmıştı ama Emir'in de dediği gibi sözleri zihnimde ki masada yerini almıştı.

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin