"Nişandan sonra bu yıl sonuna kadar düğün olmalı ardından eğer yurt dışı stajım kabul olursa oraya gidebiliriz."
"Hani temelli dönmüştün?"
ayağa kalkıp tam karşımda durdu "Temelli dönmemi çok mu isterdin,yoksa verdiğim bu habere sevinmedin mi?"
"Rüzgar."
"Nazlı,bak bazı şeyler çok hızlı gelişti farkındayım,eğer Hande kabul etmese neler olacağını düşünmek istemiyorum,onu tanıyorsun sen cevap ver bana söylesem ne tepki verir bana."
dudaklarımı ıslatırken bakışlarımı cama kaydırdım "İtiraz eder muhtemelen."
omuzlarının düştüğünü görmem ile bakışlarım tekrar Rüzgar'a çevirdim. "Sadece sorun bu mu? yengem nasıl mutlu Hande'yi bir şekilde konuşup ikna edebilirsin."
"Düşüneceğim." yanımdan geçip giderken "Rüzgar." adımlarım hızlandı kolundan tutup çevirirken "Sana bir şey sormak istiyorum."
Bir kaç adım sonrası durdum ve ardından tekrar Rüzgar'a baktım bana anlamsız bir kaç saniye baktığında "Bir sorun mu var?"
başımı hızla olumsuz anlamda salladım,defalarca kere sorsam da ona asla kesin bu sefer tamam gerçekten o Hande'yi seviyor diyemeyecektim,hep bir şüphe aramızda kol gezecek ve sonunda yüklerimizi sığdırmak istediğimiz o heybeye atacaktık düşüncelerimizi.
"Hande...o çok iyi biri bunu biliyorsun değil mi?" kaşları kısa süreli çatıldığında yerini sahte bir tebessüme bıraktı "Bana hiç bir zaman güvenmeyeceksin Hande konusunda değil mi? onu sevdiğimi hiç düşünmeyeceksin,sana saplantılı kaldığımı düşündüren ne o zaman?"
Yutkunurken "Ben öyle söylemek istemedim,aslında sadece birbirinizin kıymetini bilmeniz gerektiğini hatırlatmak." sözümü kesip araya girdi.
"Sana bizim aramızda uçurumlar olduğunu hissettiren ne Nazlı?" bir adım atarken tam karşımda durdu "Onu sevdiğimi söylediğimde olan inançsızlığında neyin nesi,illa gözlerinin önünde ilanı aşk mı etmeliyim,dudaklarından mı öpmeliyim,senin inanaman için ne yapmalıyım!"
elim alnıma değerken "Hiç birşey ben sadece şaçmaladım,kusura bakma."
"Kaçma!"
"Her defasında Hande ile yan yana olduğumuz her an bakışlarında olan o şüpheyi fark etmediğimi mi sanıyorsun! sana olan aşkımı itiraf ettiğim gece ardından evlendiğin gece kapına geldiğimde anlıyorumda sana fazla değer verdiğimin sebebi bu konuşmanın temeli."
"Rüzgar!"
elini kaldırıp susmamı işaret ederken "Bir sen yoksun,bir seni sevmez ya bu kalp,güneşi açtıranı kalbini hızlandıranı sever,sen benim kalbimi umutsuzlukla çürütmeye yemin etmiştin."
"Olamazdık biz."
"Sen ve ben diye bir şey olurdu,sende severdin beni elbette,kırılmadan incinmeden yaşardın bu çatı altında,gerçek bir eşi görürdün karşında sahteliklerle değil yalanla değil,asıl ben ne görüyorum biliyor musun? her şeyden önce sizin sahteliğinizi."
bir adım daha atıp işaret parmağını bana doğru doğrulttuğunda "O yüzden Nazlı,kendi hayatında yön veremediğin konularda başka insanların hayatında da hakimeyet sağlaman pekte mümkün değil,Hande'yi seviyorum,inanmak ya da inanmamak sana kalmış ama her defasında bizi aynı noktaya getirme olur mu! sen bana o gece uzak dur hayatımızdan dedin ve bende uzak durdum sizden sıra sende!"
odadan hızla çıktığında peşi sıra bende onu takip ettim ve dışarı çıktım kolundan tutup çevirdiğimde bakışları yüzümde gezindi ona kızgın değildim aksine haklıydı onların hayatlarına karışmak haddime değildi,Hande'nin de aklı vardı ve sevip sevmediğini görebilirdi,aptal aşık olduğunda bile mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
أدب المراهقين"Lütfen" dedim sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duraksamıştım "Emir Karacabey lütfen bırak gideyim." Dedim öfke ile bakan gözleri bir an olsun sapmadı bileğinden kavrayıp kendine doğru çekip "Bana bunu nasıl yaparsın!" Dedi tok sesi bir adım gerileme...