BÖLÜM 36 : "İHANETİN KIRIK GÜVENİ"

324 15 15
                                    

BÖLÜM 36 :

"İHANETİN KIRIK GÜVENİ"

İnsan en çok güvendiği ya da bir umut ettiği an çelmesi takılırmış ayağına ben güvendiğim değilde inanmak istediğim birazda olsa dediğim anda çelmemi ayaklarıma takmıştım bakışlarım Canan'daydı

Bakışlarım kaydı ya da inancım yitip gitti belki de nefretim ilk defa kendine hak verdiğim için sevindi belki de benim kırdıklarım beni çoktan kırdığı için nefretim benimsendi bitki kadar yetti büyüdü ve güçlendi belki de benim anladığım gördüğüm hissettiğim hissetmediklerimdendir dediğim

bakışlarım boynundan yukarıya gözlerini bulurken bir kaç adım attı ve durdu gözleri benim onu süzdüğüm kadar süzerken bakışları iğneleyici hatta aşağılayıcıydı ,boy farkımız yoktu ama giydiği topuklular aramıza mesafe koyuyordu.

"Demek sende buradaydın Nazlı Atasoy!" Dedi ince bir sesti ama Emir'in ağzından dökülecek kelimeleri kopyalamıştı

"Evet ben buradayım da sizin ile ne zamandır samimiyiz de benimburada olmam sizi rahatsız etti." Dedim sözleri rahatsız olduğunu açık bir şekilde belli ediyordu bakışlarım Zelda'yı bulurken.

"Üst katta bekleyebilirsiniz beni Zelda hanım gelinlik seçimi için yanınıza geleceğim,bu arada seçtiklerinizi paketleyiniz." Dedim bakışlarım Canan'ı bulurken şuan için ne alındığı umrumda bile değildi Zelda gülümseyip.

"Alacağım." Dedim Zelda asansöre binip uzaklaşırken bir adım attım

"Neden korkuyorsun?" Dedi gülüşleri büyüdü ama ben öfkenin yettiği kadar somurttum "Beni tanıyormuş gibi konuşma senin ile ilk defa karşılaşıyoruz!" Dedim çenem gerilirken devam ettim

"Tüh dışarıdan öyle mi anlaşıldı." Dedim ve ekledim "Sen rezil olma diye gönderdim kadını." bana uyarak bir adım daha yaklaştı platin sarısı saçını geriye savururken sanki taktığı pırlanta kolyeyi bile isteye belirtmek istiyordu o bir masaldı...

"Nedenmiş o! Emir ile benim adımı yakın zamanda duyduğun için mi ama ben değil sen rezil olursun." Dedi iğne gibi cılız vurguları ile Canan Mardin magazinde gördüğüm kadındı bir de Hande'nin blooger arkadaşının fotoğrafında görmüştüm hakkında tam bir bilgim yoktu

"Ben öyle mi,sizin iğrençliklerinizi ben duyduğum için mi rezil olacağım ?hah!yanılıyorsun ben Emir'in arkasına saklanmadım,ya da onun evleneceğini öğrendiğim halde peşinde dolanmadım." Dedim benim söylediklerime ben inanamazken karşımda ki cidden öfkesini harekete geçirmiştim

"Ben mi dolanıyorum sen gözlerini hayata kapamışın üzüldüm sana." Dedi onursuz bir tondu bu ne kadar inkar etsede biliyordu ama haklılık için aç bir karga gibi savaşıyordu.

"Daha dün yanımdaydı." Dedi bir adım attı dolgun dudaklarını ıslatıp arsız bir gülüş sergiledi "Daha dün masamda benim hazırladığım yemeklerden yedi." Dedi ve daha fazla güldü gözlerime aşağılayıcı bir bakış bırakırken Bir adım daha attı gözleri alevlendi ama sönmedi

"Dün gece benim yatağımda benim evimde benim ile." Dedi bakışlarım öfke ile aralanmıştı çoktan öfkemi yenmek mi hiç zannetmiyordum

"Boynunda ki kolyeyi çaldın o halde." Dedim bakışları gülüşlerin kapanmadı "Emir'in hediyesi." Dedi.
Sözlerine inanmam mi gerekti yoksa düşlediğim gibi mi davranmam gerekti tek kaşımı kaldırıp

"O halde her zaman ikinci konumda olduğunu unutma!bunu ben aldım ben beğendim." Dedim Nazlı sözlerini dikkatli seç o bir cambaz sen bir usta ol.Alaycı bir sırıtış belirdi

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin