Göğsümün üzerinde ki bu anlamını bilmediğim duygu da neydi,kalbim neden ritmik olarak düzenli değildi neden karnımın üzerinde kelebekler uçuşuyordu,yanaklarım neden sıcaktı üstelik sıcak dudaklarını yanağımda hissetmem ile oldu,bakışlarım odanın kapısına çevrildiğinde yüzüme konan aptal sırıtışı anlamam zaman almıştı.
"Nazlı!kızıyorum bak! net tavırlardı hani hani güzel sözlere kanmak yoktu kızım,sen iki söze değil ya bir adımına onu kalbinde boğulmaktan kurtarıyorsun." dedim ellerimi göğsümde bağlarken "Neler oluyor ya!" dedim bakışlarımı cama çevirip derin bir nefes aldım,şuan için kendime kızıyordum.
Yakalandınız Naz daha ne olacak... Yanağıma öpücük kondurmadan hemen önce Bora'nın sesini duymuştuk hızla ayrılması gereken yerde yanağıma öpücük bırakıp öyle geri çekilmişti ben ise açlığımı daha doğrusu yalandan olan açlığımı unutup Bora'ya selam vermenin hemen ardından mutfağı terk etmiştim.
"Aptalsın!" dediğimde
"Kim...Aptal olan?" bakışlarım hızla çevrildi kapıdan içeri giren Emir'di peki ya Bora o neredeydi.
"Sen...yani ben...her neyse işte." dedim cama tekrar döndüm ve derin bir nefes aldım aranızda mesafeler varken daha iyi konuşuyordunuz Nazlı.
"Bana mı aptal dedin yoksa kendine mi aptal dedin bunun arasında dağlar kadar fark var Nazlı."
Derin bir nefes alıp bıkkın bir tavırla döndüm "Sana desem?" dedim kollarımı iki yana bırakırken bir kaç adım attım o da aramızda ki mesafeyi kapatırken gözlerimin içine baktı.
"Ne değişir." dediğimde gözlerinin içi parladı ve hızla yok oldu "Çok şey." dediğinde, çenemi hafif kaldırıp "Sana dedim o zaman." dedim çünkü bu yakınlık beni aptallıktan başka hiç bir yere sürüklemiyordu.
"O zaman." dedi.
gözlerimi kısıp "Ne yapacaksın? sana aptal dediğim için." dediğimde bakışlarımı dudaklarından boynuna doğru kaydırdım boynuna yaklaşıp koklasam çam ve sedirin o eşsiz kokusunu alabilir miydim? dudaklarım aralandığında güldüm ama düşüncelerim yüzünden güldüm "Ne düşündüğünü bana söylersen bu seferlik seni affederim." dediğinde boynundan bakışlarımı çektim bu yaptığım hiç hoş değildi.
"Hayır." dedim düz bir ses ile ona ne düşündüğümü söylersem yapmadığım için pişmanlık duyardım...ne diyorsun Nazlı biz uzaklıktan bahsediyoruz sen Emir'in boynunu öpmeyi hayal ediyorsun.
"Hayır,bir cevap değil." dedi bir adım üzerime doğru attığında geri adım atmadığım için aramızda ki mesafede iyice kapanmıştı "Hayır,hayır gayette yeterli bir cevap."
Güldü"Hayır değil."
"Bunu mu tartışacağız şimdi? hem neden geldin ki sen?üstelik sana hala." Ellerimi iki yana açıp "çok kızgınım." Dediğimde kızgın olabileceğim hatta kırgınlığın ötesinde bile sebeplerim vardı.
Gözlerime baktı "Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için." dediğinde gözlerimi kısıp muzip bir gülüş belirdi dudaklarımda bakışları kısa süreli dudaklarıma kaydı "Uyumadım,uyumadığıma göre beraber mi uyuyacağız." dedim dan diye evet dedim konuyu tamamen değiştirme çabaları Nazlı... boynundan öpmek istediğimi söylersem.bu çok farklıydı ya Nazlı!
Bir adım gerileyip sağ omzuna doğru kafasını hafifçe eğdi "Beraber uyusak o düşüncelerinin ne olduğunu söyleyecek misin?"
Başımı ağır ağır iki yana salladım "Hayır,üstelik beraber de uyumayacağız,asla...asla." dedim başımı iki yana ağır ağır salladım "Şimdi sen odana bende yatağıma,bugün için cidden çok yoruldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
Novela Juvenil"Lütfen" dedim sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duraksamıştım "Emir Karacabey lütfen bırak gideyim." Dedim öfke ile bakan gözleri bir an olsun sapmadı bileğinden kavrayıp kendine doğru çekip "Bana bunu nasıl yaparsın!" Dedi tok sesi bir adım gerileme...