BÖLÜM 39 :
"BİNBİR PARÇANIN BİRİ"
Adımlar ne bir adım geri ne bir adım ileri daima belli
Zaman ince çizgide kıvrak sesi
Benim ile senin sesin
Acı ve üzüntü
Buradaydım dedim ama neredeydin
Senin ilk adımında yıkıldım.Sözler zihnimde takılıp düşerken aşağı tutmak için tek hamle yapmamıştım gözleri derinleşirken sarı ışık yüz hatlarını daha da ortaya çıkartıyordu sert bakışları altında attığım Tokat'ın sebebini sorguluyordu Emir'in sebep aramasını engellerken biraz öfkemden ama biraz ben alırken.
Bir adım yaklaştım kaslarım çatılı sinirliydim Emir'e karşı."Bu gece gelmeyeceğini söyledin!" Dedim sert tonumda başlamıştım kolumda ki saatin tık tık sesi odada bile geniş yer buldu,sağa doğru yüzünü tamamen dönerken kaşları çatıldı kirpikleri kaşlarına yakın mesafede bitiyordu.
"Tokadı eve geldiğim için mi yedim!sen nasıl bir düşüncenin içindesin?" Dedi sorudan uzak ama merak hep içinde dururken ciddi bir yüz ifadesi almıştı"Hayır,aksine umurunda olmadığının altını çizmiştim." Dedim ellerini etrafı gösterir gibi kaldırdı ve daha sonra indirdi
"O zaman!Nazlı sen sıkılıyorsun da evde kavga işte heyecan mi arıyorsun ne evet o zaman ne diye yüzüme tokat indirdin." Dedi sert sözleri benim tonumu ezip geçerken bir adım yaklaştım
"Benim ile oyun oynama ikimizde biliyoruz birbirimizi ne kadar sevdiğimizi." Dedim tek kaşımı kaldırıp bakışlarından ayırmadım.
"Ve odaya böyle girmen içindi sonuçta benim odam öyle değil mi yoksa ben mi yanlış anladım yoksa Emir Karacabey!" Dedim ses tonum git gide artarken
"Emir Karacabey." Tekrarlamıştım adını ve soyadını söylediğim için yüz ifadesi değişirken.
"bir odayı resmi nikahlı kadına çok mu görüyorsun!" Dedim karısına dememi beklemiştim ben bile.
"Ne saçmalıyorsun, sana bu odadan çık dediğimi hatırlamıyorum, ayrıca ilk soruna cevap vermeliyim eve geldim işim erken bitti,ikincisi istediğim zaman istediğim yerde olurum." Dedi bir adım Emir atarken bakışlarım adımlarına kaymıştı siyah mat deri ayakkabıları zeminde tok bir ses bıraktı."Kapımı kilitlediğim halde girdin." Dedim kapıya kaymıştı bakışlarım tekrar Emir'i buldu omzunun üzerinde ki anahtarı işaret ederken "Kolay oldu kilidi arkasında bırakmalıydın yoksa uğraşacaktım." Dedi
yüzümü ekşitirken "Terbiyemizde tuz buz oldu galiba kapı kilidini zorlarken." Dedim
"odamsa eğer böyle girmeyi kesmelisin yoksa demir kapı yaptırırım." Dedim dediğim sözün ardındaydım,geçen yaptığını unutmamıştım,deliksiz bir uykuya kucak açtığım için koltukta uyuduğunu fark etmemiştim bile."Demir kapıda yenmez ise." Dedi imâlı bir şekilde bakışları değişmiş muzip bir ifade ise yerini almıştı kıvrılan dudaklarından sözler dökülürken
"Beni demir kapı ile durduracak mısın uyandığında beni yanında görürsen!"
Dedi üzerime doğru eğilirken bakışlarım tamamen keskin mızrak oldu "Seni vururum bu kadar basit." Dedim
hadi ya basit cümleye bak sen ki Mardin kızı silah tutmasını bilirdi ama atış dersleri hariç hiç denemiştim, Emir ilk mi olurdu tamam kabul sadece göz korkutma da kimi neyden korkutuyordum ki Aslana yılan yedirmekten farksızdı yılan belli kaybetmezdi nedeni zehriydi aslan belliydi gücüne güvenirdi silahın zehri Kurşundu Emir ise kurşunu parmaklarının arasında tutacak kadar cesurdu.
"Sahi yapar mısın!" Dedi meraklı gözler gözlerimi takip ederken "Neden olmasın hemen şuan başlayalım odamda olduğun her saniyenin adına!" Korkusuzluk mu aradığınız öğe bulunamadı, sesi zihnimde ince bir şekilde yerini aldı "Tamam." Dedi belinde ki özel işlemeli silahı çıkartıp namlusundan tutup bana uzattı siyahı hiç bu kadar asil görmemiştim üzerine işlenen desenlerin derinliği gözlerime işlenirken bakışlarım Emir'e kaydı elinde ki silahı tekrar uzatırken
"Bu odada olduğuma göre başladı." Dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
Novela Juvenil"Lütfen" dedim sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duraksamıştım "Emir Karacabey lütfen bırak gideyim." Dedim öfke ile bakan gözleri bir an olsun sapmadı bileğinden kavrayıp kendine doğru çekip "Bana bunu nasıl yaparsın!" Dedi tok sesi bir adım gerileme...