BÖLÜM 16 :
"ÇELMENİN İLK SORUSUNDA"
Masadan kalkmıştık belki de kırgın belki de yarı tok ama bir şekilde kendi odalarına çekilmişti herkes, ben ise ikinci katta ki avluya bakan tarafta koltuğa oturmuştum dedemler bu akşam çaylarını yine çalışma odasına istemişlerdi,yengem ile annem ise kısa bir konuşma ardından odalarına çıkmıştı,Banu yine telefon elinde geziyordu fark ettiğim konuyu epey geriye atmış hatta silmiştim nasıl olacağını düşünmemiştim belki de engel olmak istememiştim aşk belki de Banu'nun kalbinde güneşi doğurmuş ve çiçekleri daha mutludur belki de bu konakta onu mutlu eden tek kişi Selim'di.
kafamı kaldırıp göğe baktım karanlık ay ve yıldızların ardından bakıyordu ,tıpkı o aya dertlerimi sığdırmak istediğim gibi bu konuda da çözüm istemiştim ama çözümü benden başkasının bulamayacağının da farkındaydım.
Bileğimde ki siyah toka ile saçlarımı toparlayıp geriye yaslandım yaz aylarının neredeyse ortalarındaydık ve Mardin yazın sıcaklığını gece ise hafif serinliğinde bırakıyordu üşümemiştim aksine serinlik iyi gelmişti ama bir kitap okumayı özlemiştim fakat biliyordum ki kapağı açtığım an Banu ile Selim'i düşünmeden edemeyeceğimi, veya benim bu gün ki yaptığım aptalığı bayıldığımı ,gözlerimi sıkıca kapatıp derin bir nefes verdim omzumda bir el hissetmiştim gözlerimi açıp omzumda ki ele daha sonra kafamı kaldırıp sahibine baktım babam bana küçük bir tebessüm bırakırken yanıma oturdu omzumda ki eli dizimde yerini alırken.
"Anlat bakalım sana bu of sesini çektiren konuyu." dedi gözlerimin içine bakıp anlatmamı beklerken ama nasıl diye bilirdim Banu ile Selim'i veya beni. "Bir şey yok sadece üniversite ödevleri biraz birikti." dedim gözlerimi kaçırırken. "Yalan mı söyledin daha yeni sen,gözlerini kaçırdın." dedi meraklı ses tonu ile dudaklarımı yalayıp burnumu kaşımıştım."Hayır sana yalan söylemem yani baba ilk ben halledeyim eğer olmaz ise sana anlatacağım,hem sen boşver dedem ile konuştun mu okul işini?" dedim meraklı gözler ile bakarken babama döndüm ellerini ellerime alırken gözlerimde ki ışıltıyı görebiliyordum babam yüzünü düşürüp. "Konuşamadım Kaan zadeoğlu'nun dosyaları ile uğraştık Emir'de toplantı yaptık konuyu açmaya zaman kalmadı kızım." dedi omuzlarım düşerken gözlerimi masaya kaydırmıştım. "Kaan zadeoğlu ile ne oldu tamamen çekildi mi yani dedemin dediği gibi parası gitti mi?" Babam kafasını onaylar şekilde salladı "Evet ama tek taraflı değil bu dosyaların bir düzeni var bir zararın da kazancında ortaklığı var dava açmamız gerekebilir o zaman hem markası hemde parasal olarak kendisi sıkıntıya düşer." Babamın aklında ki düzine sözlerin ardından bir kaç cümle dökülmüştü daha sonra tekrar bana baktı ve dizimde ki eli omzuma kaydı "Boşver,halledilir bir şekilde sen şimdi okula gitmiyorum diye dersleri biriktirme ben konuyu dedene bahsedeceğim ama sizin bu konakta ki özgürlüğünüzün kısıtlanması." Durdu umutsuzluk vardı gözlerinde sildi babam unut bekliyordu ve geleceğini biliyordu "Benim kızlarım dediğim noktamdan yakalıyor deden ama halledeceğim merak etmeyesin sen." Dedi tok sesi bana umuttan daha fazlasını verdi bu hayatta ki mucadelemi dedem ile olan gizli savaşımızın kazancımı,ailemi.
Ayağa kalkıp kolundan ki saate baktı "İyi geceler kızım sende çok geç saate kadar kalma." Gülümseyip giderken
"Baba." Dedim bana doğru dönerken oturduğum yerden kalkıp sarıldım.
"Teşekkürler baba ne olursa olsun bana bize değil dedeme göğüs gerdiğin için bizim için pes etmediğin için teşekkür ederim." Saçlarımı okşayan el ve sırtımda hissetigim elin sahibinin güveniydi. "Siz benim kızlarımsınız sizleri ezdirmem Nazlı, Nazlı'm sözlerinde benim için kıymetli bilesin." Dedi ayrılırken elleri yüzümde durdu gözleri o umudu bulmuş gibi parlıyordu "Siz Ahmet Atasoy'um kızısınız onun veya bir başkasının değil, anlıyorsunuz değil mi küçük bir konuda pes etmeden mücadele edeceğimizi biz bu konakta olsakta bizim ayrı bir aile olduğumuzu unutma deden derse ben silerim ama biraz zamana ihtiyaç var anla." Dedi elleri yanlarına inerken "İyi geceler kızım." Dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP
Genç Kurgu"Lütfen" dedim sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duraksamıştım "Emir Karacabey lütfen bırak gideyim." Dedim öfke ile bakan gözleri bir an olsun sapmadı bileğinden kavrayıp kendine doğru çekip "Bana bunu nasıl yaparsın!" Dedi tok sesi bir adım gerileme...