Antrakt 1》Salıncakta Sallanan Kırık Kalp

7.8K 170 59
                                    


Antrakt 1
Can

Klinik, Salıncak, Karadut, Teslimat

🍒
Teoman- Güzel Bir Gün

GK zaman çizelgesinden çok daha önce olan bir zaman diliminde...GK'dan ayrı okunabilir.

Tolstoy, "Birini seversen onu olmasını istediğin gibi değil olduğu gibi seversin." der. Her ne kadar okursam okuyayım bunun saçmalıktan ibaret olduğunu düşünmüştüm. İlke beni olduğum gibi sevmezdi, ben onun istediği gibi olsam yine de sevmezdi...
Bazı şeyler ne olursa olsun sevilmezdi, ben gibi.

Kaderimin ilk çizgileri yaşım henüz çok ufakken atılmıştı. Cinsel yönelimimin bu kadar huzurumu kaçıracağını bilsem hiç fark ettirmeden bir süre yaşar sonra her şeyden ve herkesden uzaklaşırdım. Bir sabah ışığı gibi ani bir parıltı bırakıp sonsuza dek kaybolurdum. Bu kadar kötü, bu kadar kindar ve belki de bu kadar bencil olmazdım.

Karanlık geçen lise yıllarımın ardından sonunda kendimi üniversiteye atabilmiştim. Aileden uzakta okuma konusunda oldukça hevesli ve istikrarlıydım. Babam biraz olsun annemden uzaklaşmam için bu kararı destekliyorken annem ile fikir ayrılığına düşmüştük. Her zaman olduğu gibi beni avucunun içinde tutmak ve yönelimimden vazgeçirmek isteyecekti. Biliyorum, bunu yapacaktı, hep yapmıştı ve tekrar yapmaması için hiç bir sebep yoktu.

Evdeyken düzgünce nefes bile alamıyorken birde İlke'den uzak asla ve katiyen yaşayamazdım. O yüzden kendimi onun tercih sırasını yazarken buldum, ardından onunla beraber aynı okulu kazanmam ile bu kentte.

Elimde duran son mamayı yerine yerleştirip dizdiğim sıraya baktım. Ailemin bir nesil veterinerlikle uğraşması sonucunda her şehirde bana referans olacak bir tanıdık oluyordu. Babamın üniversite arkadaşına ait olan bu klinikte okulu kazandığım ilk günden beri çalışıyordum. Hem paramı kazanıyor hemde deneyim ediniyordum. Birinci sınıf veteriner öğrencisi olarak, rakiplerimden kat ve kat öndeyim. Gerçi önde olmasam bile hatta ve hatta okumasam bile babamın zincir kliniklerden gelen parayla idare edecek kadar da rahattım. Ama öyle değildi, ben sadece evdekilerle daha az muhattap olmak istiyordum. Mümkünse hiç görüşmemek.

Ailemden nefret etmem normal miydi? Ben nefret ediyordum. Özellikle annemden. Eskiden onu çok severdim ama artık çok değil. Belki ara sıra onun eskiden beni seven halini hatırlar içime sıkarım ama elbette o his de geçici. Ya da öyle olmak zorunda.

Geriye attığım bir iki adımla sabahtan beri dizdiğim rafa göz attım. Gayet düzgün ve tertipliydi. Yerde duran dağınık kutuları bel ağrısıyla toplayarak arkadaki çöpe götürdüm. Saçlarımın arasından ter damlaları sırtıma aktığını hissederek rahatsızca kıpırdandım. Duş almam gerekti, acilen.

"Can?"

Bana seslenen Gülşen'e baktım. Henüz kırkları başında yeni doğum yapmış bir veteriner hekimdi. Aslında tatlı biriydi yani en azından bana bulaşmadığı sürece her insana duyduğum sevginin aynısını duyuyordum ona.

"Efendim?" Elinde tuttuğu minik köpeği hafifçe kaldırdı. " Bu miniğin sahibine teslim edilmesi gerek."

Kaşlarım hafifçe çatıldı."Sahibi geldiyse ederiz." Bizim bakacak halimiz yoktu ya. Benim sözlerimle hafif bir tebessümle "Bizim" diyerek devam etti cümlesine.
"Paket siparişi yapan fast food dükkanı olduğumuzu bilmiyordum." Dedim  hafif laf sokan iğneleyici bir tonda. "Nasıl istermiş? Buğlama, közleme, haşlama?" Evden alıp eve götüren bir sistemimiz yoktu. Evet bunu yapanlar vardı fakat henüz böyle bir sisteme geçmemiştik.

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin