Antrakt 53》Bir Adın Daha

826 66 105
                                    

Antrakt 53
《Can》

Misafir, bir ad daha, geçmiş, kabullenilmesi gerekenler.

İlke ve Raif'e daha fazla katlanamadığımdan oradan uzaklaşmaya başlamıştım. Bir adım arkamda İnanç'ın olduğundan emin sokakta yürüyordum.

"Biraz aksiyonlu bir gün ha?"  Demesi ile önümde duran şise kapağına tekme attım. "Ne demezsin." Diyerek sustum.

Kapak yuvarlanıp arabanın altına girmişken tekrar sokak lambası ile aydınlanan ara sokak yoluna göz attım. Mehmet yoktu, iyi ki yoktu.

"Ben benim kızı beklerken, senin kız çıktı geldi" diye devam etti.  Onu  konuşmasıyla aniden bir şeyler idrak olmuştu zihnimde.

Arkamı dönerek, eli cebinde yürüyen İnanç'ı süzdüm. "Senin kız üniversiteden biri demi ?"

İnanç  başını salladı."Aynen partilerden tanışıktık."  Az çok beni bulmalarının nasıl olduğunu anlamıştım. "Off." Diyerek inledim.

"Sikeyim senin kız merakını yaa " diyerek ona baktım. Aniden suçlanmanın verdiği şaşkınlıkla adımlarını hızlandırdı dibimde bitti. "Ne alaka oğlum, ben sana diyor muyum ne İlkeymiş beee diye."

"Demiyorsun."  Ona bezgince bakıyorken birden kalçasını kalçama vurdu. "Aman Can ya oğlum ağla ağla nereye kadarr, siktir ett. Her şey olacağına varır...." Duraklayarak bana baktı. "Hem sen çok anlatmadın detayları ama İlke'nin buraya gelmesi de baya büyük bir olay değil mi?"

Büyük bir olay değildi, çok büyük bir olaydı elbette. Son ayrılmamızı ve sevişmelerimizin detaylarını anlatmak istemesemde bugün patlak vermesi bir şeylerin kafasında oluşmaya başlamasına yaramıştı elbet.

Omuz silktim. "Büyük olay olsa ne olur, adam beni sevsin diye sikişelim o zaman diye yalvardım ben. Hem ayrıca iddia olayları döndü." Son cümlemle suratımı buruşturdum.

O konuda da ayrı hassastım. İnanç olayların sandığından daha kapsamlı olmasına şaşırmış gibi ağzı o şeklinde açıldı. "Sen İlkeyi tavlamak için iddiaya girdin, tavlamak için de sevişmek mi istedin?"

Olayları götünden anlamasıyla başımı olumsuzca sallayıp yürümeye devam ettim. Bu kadar sakin bir şeyleri konuşuyor olmam iyi hissettiriyordu. Sabki üzerimden bir kamyon yük boşalmış gibiydi. "Öyle değil" dedim mırıldanarak. "Konu çok daha başka, nereden başlasam..."

O gece eve gidene kadar her şeyi tartıştık. İnanç bana bazen kınayıcı bakışlar atsada yargılamadan sonuna kadar dinledi. Sonra  sızmıştık. Ertesi günler her şeyin aynı olacağını umarak uyumuştum...Öyle olmayacaktı ama.

Sabah kahvaltı masasına boş boş baktığımız ilk sırada kapı zilinin çalmasıyla üşengeç bir şekilde ocaktaki menemeni yapan İnanç'a baktım. Fakat o da kapıyı açmaya yeltenmeyeceğini anlayınca sonunda açmam gerektiğinin bilinci ile kapıya doğru ilerledim.

Yüksek ihtimal İnanç'ın annesi börek getirmişti. Genelde sabahladı bir şeyler yapıp getirmesine alışkındık.

Kapıyı açarak  gelen kişiyle suratım asıldı. Mehmet gergince kapıda dikiliyorken onu orada bırakamayacağımın bilincinde geriye çekilip yol verdim.

"Geçsene." Diyerek mırıldandım. Dün geceden sonra onunla olan ilişkimi tekrar katı bir tavırla gözden geçirme kararına sıkıca tutunsamda birden kestirip atılacak bir durum olmamıştı.

O da ayakkabılarının arkasına basarak çıkarıp içeriye girdi.

Bir şey demeden direkt mutfağa girdiğinde benden daha agresif bir tavırla başını salladı İnanç. Birilerinin benim adıma sinirlenmesi iyi geliyordu .

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin