Antrakt 5
《Can》Eski tişört, ayakkabı bağcığı problemleri ve tek şekerli çay
🍒
Kendimden Hallice -
Bir GelseneSıkıcı! Biri hayatımı tarif etse böyle bir kavram çıkardı kesin ortaya. Sıkıcı bayaaaaaa sıkıcı. Yatakta diğer tarafa döndüğümde bir süredir yatıyor oluşumun bilincinde kendimi kalkmaya zorladım.
Yata yata bir yere varamazdım, toparlanmam gerekti. Bir şeyler yapmam gerekti. Telefonumun göbeğime doğru titremesi ile ne ara yatağın içinde kaybolduğuna hayret etmeden usulca kendimi kaldırarak aldım. Gelen mesaj bildirimine usulca tıklayarak açtım.
Mahmut şu an okulda olduğunu ve bizim nerelerde olduğumuzu sorgulayan mesajını okuduğumda umursamadan tekrar kapatmak üzereydim ki İlke'den gelen 'neredesin, yanına geleyim. Sıkıldım' mesajı ile aniden kaldırdığım bedenimi bir anda ayakta bulmam zihnimin de şaşırmıştı.
Elime aldığım rastgele kıyafetleri bir şekilde giyinip telefonu cebime atarak dışarı çıkmam aniden gelişmişti. Arabayı çalıştırdıktan sonra rehberden arama yerine girerek Mahmut'a tıkladım.
" Alo"
Sesi dışarı vermemin avantajı ile rahatça önüme bakıyordum.
"Nerdesin Mahmut? "
Mahmut bir süre durakladı. Arkadan gelen, o kim? diyen İlke fısıltısını duydum.
"Okuldayız Can." Dedi Mahmut. Genelde isim kullanmaktan ziyade kanka kelimesini kullanırdı. Sözde bana çaktırmadan İlke'ye kim olduğumu söylüyordu.
"Bende okuldayım. Tam konum?"
Yalandı, birazdan giyinerek arabaya atlayıp mezarlık yokuşunu dönecek ve güvenliğe kartımı gösterip içeriye girecektim. Ama bunun bilinmesine gerek yoktu."Sarmaşıklardayız. Fef arkası."
"Geliyorum."
Telefon kapanmadan önce arkada homurdanma duydum ama umursamadım.
Toparlanmam ve giyinmem çok hızlı olmuştu. Sanki İlkeyi ilk kez göreceğim gibi heyecanlıydım. Elime neye ilk attıysam onu geçirdim üzerime. Karşılık almayı bekleyen bir aşkta kişi böyle oluyordu... Hiç bir zaman tam doyum olmuyordu, sanki mutlak bir açlık içerisindeydi. Haftalardır açtı fakat o ,ona verilen minik bir ekmek parçasını yiyerek doymak yerine daha çok acıkıyordu.
Bende öyleydim. İlkeyi ne zaman görsem daha çok görmek isterdim. Yanımdayken hep özlerdim. Ona bir kez dokunsam hemen diğer dokunuşum için hevesler kurardım.
Her gece ondan vazgeçmeye çalışır, ertesi gün tekrar aşık olurdum.
Sadece evde giydiğim eski sarı tişörtü umursamadan giyip altımdaki pijama yerine gri eşofmanı geçirir geçirmez anahtarı cebime atarak evden çıktım.Mantığımı aceleyle yanıma almayı unuttum elbet. Hep öyle olurdu.
Okulun mümkün mertebe boş bir alana arabayı soktuğumda sadece sekiz dakika geçmiş olduğunu fark ettim. Ben, işin ucu İlke olunca nefesim kesilene kadar koşturur dururdum.
Onların olduğu yere koşar adım giderken son duvarı dönmeden bir süre duraklayarak nefeslendim. Elimi koşmaktan mı, Heyecandan mı? Olduğunu bilmediğim çarpan kalbime götürerek bir süre yokladım.
Terim alnımdan aktığı sırada nabzım da zonkluyordu. Koşmaktan diyerek telkin ettim kendimi bir süre. Hafif esen rüzgar baharın habercisiyken tekrar soludum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entracte
RomansaCan yıllardır İlkeyi seviyordu, İlkeyi sevmeyi bile seviyordu. İlke ise Can'ın varlığından rahatsız olduğunu söylüyordu. Ama sonuç olarak; Can pek iyi biri sayılmazdı... İlke'de öyle. ~melodram • • b x b • • 04.07.22