Antrakt 56》Rüya Gibi

752 67 75
                                    

Antrakt 56
《Can》

Sevilmek, Geçmiş zamanda BİZ, Kan ve Hiç kimse

İlke beni sevdiğini söylüyordu. İlke çillerimi  saydığını ve ayakkabı bağcıklarım hakkında şikayettinin bir yalan olduğunu itiraf ediyordu.

İlke'nin yeri sol tarafıma hep ağır gelirken bu söyledikleri ile onca şeyi boşa yaşadığım gerçeği yüzüme çarpıyordu.

"Peki sevdiğin halde nasıl Özge ile çıktın? Ben senin düşüncelerini anlayamıyorum İlke "

İlke zoraki bir tebesüm etti. "Babam diyorum ya Can. "

"Tek sorun baban mıydı?" Diyerek mırıldandım. "Şu an baban yok mu? Öldü mü? En son gayet sağlamdı çünkü."

"Sorun bendim." Dedi. Gergindim, o da üzgündü. Devranın dönmüş olduğu hissiyatı ile irkildim. Rolleri değişmiştik. Yıllardır dilediğim duam kabul olmuştu.

"Sorun sendin." Diye tekrarladım cümlemi. Sorun en başından bendim belki de.

"Ben ne kadar çok yıprandım biliyor musun İlke. Ben şimdi nasıl senin beni sevmeye devam edeceğine güvenebilirim?"

"Güvenme, sadece akışına bırakalım. Göreceksin bak her şey çok güzel olacak."

Olumsuzca başımı sallayarak ayağa kalktım. Gitmesi gerekiyordu, evden yanımdan, kalbimden ve hayatımdan.

"Sensiz iyi gidiyorum." Dedim. "Zihnim rahat, beklentim yok, tek amacım günü kurtarmak ve bundan memnunum İlke. Ciddiyim, kendim iyim. Sensizde iyim inan, hayatıma tekrar girip beni başka bir yıkıma sürüklemene izin veremem."

İlke'nin boynu yana doğru yattı. Gözleri dolmuş dudakları titremeye başlamıştı. "Lütfen..." diye mırıldandı. "Ne olur bana bunu yapma Can. Ne olur..."

Pervanesi durmuş bir helikopter gibiydi ilişkimiz. Yeri boylamak üzere, bir uçuruma çarpıp patlamayı bekliykr gibi.

"Ben yapmadım biliyorsun, en başından beri sendin."

"Yalvarıyorum, ben ne yapabilirim? Ne olursa yapacağım. Çabalamama izin ver. Öyle kestirip atma."

"Kangren olmuş uzuv kesilmelidir. Bir yerde vazgeçmen gerekiyor anlıyor musun?"

İlke olumsuzca başını sallarken bana sarılmak için hamle yaptı fakat buna izin vermemek için adımlarım geriye doğru çekildi. "Bizimkisi hala kanayan yara, iyileşir. Söz veriyorum ben iyi edeceğim."

"Zaman ilerliyor İlke ve biz, geçmişte kalmış bir kelimeden ibaretiz."

"Seni seviyorum." Diye hırsla bağırdı İlke. "Sikeyim Can! Seni seviyorum. Özgeyi sevmiyordum bile, geçmiş sadece düşman bana. Aklımı sikeyim yaptığım her şeyi geri alamıyorum. Keşke geçmişe gidip geri alabilsem ama olmuyor işte. Neden beni anlamaya çalışmıyorsun!"

"Çünkü sende beni anlamıyorsun!" Diye bağırdım.  Omzundan ittirerek sinirlerime hakim olmaya çalışıyordum.

İlkenin bedeni geriye savrulduğu an birden dengesini kaybetti. Onunla göz göze gelmem ve onun geriye doğru aşması aynı saliseler içinde olurken  yerde duran küçük halim ayaklarımız altında toplanıyorken İlkenin başı tezgahın köşesine çarpıp birden yere düştüğü an çığlığımı susturmak için ellerimi dudaklarıma kapadım.

Yerde yatmış bedenin ayakları ayaklarımın dibindeyken korku dolu bir adımla yanına çöktüm.

"Özür dilerim, bir anda...İlke?"

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin