Antrakt 57 》Ne Bu Korku?

788 60 47
                                    

Anktrak 57
《Can》

Siyah Torba, Süpriz Kişi , Tost ve Garip Beşli


Hastanenin acil kapısında kayıt görevlisine, İlkeyi tarif ettikten sonra, servise doğru yürüyordum.

Açık kapı önünde sıra olmuş bir dolu insanı aşıp yatakların olduğu bölüme gelmişken kapalı perdeler arasında tanıdık bir sima arıyorken içeride kırmızı kodlu odadan çıkan ve ter içinde kalan bir doktor, orta bölümde duran bir kaç hemşirenin olduğu yere doğru geldi.

"Hasta ex oldu. Güvenliği çağırın ailesine haber verelim."

Duyduğum cümle ile bakışlarım oraya dönerken hemşire olumsuzca başını salladı. "Ailesi yok galiba."

"Ulaşın o zaman, morga götürüyoruz şimdi. İstedikleri an gelip alabilirler. Şimdi ölüm evraklarını doldurmam gerek."

Duyduklarım ile gergince başımı odaya çevirdim. Olamazdı değil mi? Adımlarım odaya doğru hızlanırken kapının kolunu tutup aşağıya indirmek üzere durmuştum.

Bir an hazır olup olmama konusunda kendimle cebelleştim. Elimin altında duran metal kulp dünyadaki en zor ve en ağır şey gibi hissettiriyordu beni.

Ben kapıyı açma cesretinde bulamıyorken kapı beni de içine çekecek şekilde içe doğru açılırken bedenim çoktan kapıyla beraber içeri girmişti. Siyah bir torbaya koyulmuş bedeni göremedim. Fakat gözlerim kapının diğer tarafından kapıyı açan kişiye döndüğünde şaşkınca araladım dudaklarımı.

"Mehmet?" Dedim tedirgince. O da benim kadar şaşırmıştı belli ki.

"Can?" Derken bir süre etrafı süzdükten sonra kolumdan tutup siyah torbalı odadan çıkardı beni.

"Burada ne işin var, bu odaya giremezsin."

"O kişi" dedim. Parmağımla artık kapalı olan odayı gösterip. Sonrasını getiremiyorken  bir süre durdum.

"Kim?" Diyen Mehmetin ardından başka bir ses duydum.

"Can?"

Kulaklarım aslında korktuğumun başına  gelmediğini söylüyordu fakat bir an sanrı olmasından korktum. "Ölen adam" derken durakladım.

"Can! Buraya mı geldin?"
İşte yine o ses.

"Ölen adam mı?" Dedi Mehmet garipçe. "Kadındı ama." Diyerek sustu. Sonra bedenimin yanında başka bir beden duraklarken başımı garip bir heyecanla çevirdim.

İlke. Elinde büyük bir tost ekmegi ve ayran. Başı sargılı ve tişörtü kan olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Sonra sırıtmaya başlıyorken konuştu.

"Gelmezsin sanıyordum!"

Bacaklarım boşalmış gibi sendelerken sinirle gözlerimi kapatıp geri açtım. Aklımdan ne geçmişti? Iki saattir kabusu yaşıyordum. "Bok ye." Diye mırıldandım. Oturup hüngür hüngür ağlamak ve İlkeyi gerçekten öldürmek arasında gidip geliyordum.

"Acıkmıştım ama." Diyerek mırıldandı. Sonra omuz silkti. Bir nefes alarak kendime gelmeye çalıştım. "İyi misin peki?" Diyerek mırıldanarak başına baktım.

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin