Antrakt 3
《Taylan》Geç Yapılan Oryantasyon, Tiyatro,Geveze, Sinir Krizi
Elleri yara bere olan arkadaşım, ellerinin sızısını unutmuş ilk aşkının gözlerinde ve ağzından çıkan her kelimede kendini kaybederken sinirle ayağa kalktım.
"Nereye?" İlke'nin sorgular sesiyle omuz silktim. "Tiyatro kulübünün oryantasyon haftasına özel gösterisi var hazırlık ve birinci sınıflara, izlemeye gideceğim."
"Şimdi mi?" Can'ın aklına gelmişim gibi sorusu ile başımı salladım. Birazdan gerilecek olan ortamdan kaçmak istiyordum. Ki Can zaten arada bir yalnız yakaladığı İlke ile yalnız kalmayı seviyordu.
Aklıma gelen fikirle başımızı usulca çevirdim. "İlke sende Can'ı revire götür. Ellerini mahvetmiş."
Dediklerimle birlikte İlke usulca yanında duran Can'ın ellerine çevirerek bir süre baktıktan sonra başını usulca salladı. "Gideriz biz, sana iyi eğlenceler."
Başımla son kez selamlayarak ezber bildiğim yere doğru ilerledim.
Tiyatro ile lisede tanışmış severek devam etmiştim. Kafam dağılıyordu. Oynamadığım zamanlarda dekorda ve ikinci yönetmen olarak yardım ediyordum. Bilinenin aksine her şeyin başrolünde değildim. Çok göz önünde olmam bir şeyi değiştirmiyordu.Bana ilgisi olan insanları bir iki sefer randevuya çıkıp olamayacağımızı üzmeden söyleyerek kendimden uzaklaştırıyordum. Birinin yüzüne söylediğim kesin reddetmeler daha kırıcı olduğu için bu yolu izlemem sadece adımın kötüye çıkmasına sebebiyet veriyordu fakat çok umursamıyordum.
Hayatımın başrolü olmam belki normaldi ama kimsenin başrolü değildim. Genelde arada görünen o kişiydim. Sadece bazen yan rolde olsam dikkat çekerdim. Bazıları için başrol olmasamda sürekli o kişinin sahnesi açtıkları kişiydim ben. Tuhaftı.
Konferanslarda ve tiyatrolarda kullanılan salon binasına girerek kalabalığı geçtim. Önlerden bulduğum boş sıralardan birine oturarak ceketimi kenarda duran boş koltuğa koydum. Biri gelene kadar kaldırmayı pek düşünmüyordum.
Saatime bakarak bir süre sahneye göz attım. Emindim ki arkada bir sürü kargaşa hakimdi. Son on dakika kalmıştı ve salonun yarısı anca dolmuştu. Oryantasyon sahnelerinden çoğu kişinin pek haberi olmazdı.
Çoktan bulunduğum sıra dolmuş sadece ceketimin durduğu koltuk boş kalmıştı. Işıklardan bazıları sönmeye başlamıştı bile.
Kalabalık insanların bacaklarından kalan yere sığmayan çalışarak bana doğru ilerleyen oğlanı süzdüm. Nefes nefese kalmış gibiydi. Yanakları kızarmış saçları gözünün önüne geliyordu. Sonunda ceketimin olduğu koltuğu parmağı ile gösterdi. "Boş değil mi? Arkadan izleyemiyorum da gözlerim bozuk." Biraz sitem, birazda heyecanlı sesine alayla sırıttım. Belki bir arkadaşım için tutmuştum, gıcık olmada edemedim. Ceketimi bacaklarımın üzerine koyarak ona yer açtım. Gülümseyerek teşekkür etti. Ince dudakları , gülümsemesi ile daha ince bir hâl almış hafif sinsi bir görünüm kazandırmıştı.
Önemli değil demedim. Önemliydi. Göremiyorsa gözlük takabilirdi. Bugün insanlara gıcık olasım var günüydü ya da yanımda sürekli kıpırdanan bu çocuğun beni gıcık etme gibi bir özelliğe sahipti.
"Kıpırdanıp durmasanız diyorum." Diyerek telkin ettim sessizce. Işıklar tamamen kapanmıştı. "Pardon." Dedi sessice. "Yerleşemedim bir türlü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Entracte
RomanceCan yıllardır İlkeyi seviyordu, İlkeyi sevmeyi bile seviyordu. İlke ise Can'ın varlığından rahatsız olduğunu söylüyordu. Ama sonuç olarak; Can pek iyi biri sayılmazdı... İlke'de öyle. ~melodram • • b x b • • 04.07.22