Antrakt 7》Vicdan Oyunları

1.4K 119 71
                                    

Antrakt 7
《Can》

Ev arkadaşı sorunsalı, vicdan sızısı, fişlik adam

Sabahları uyanmam genel olarak kendi kendime olurdu. Ya da alarmla. Hiç evde oluşan bir gürültü kirliliği ile uyandığım olmamıştı. Ama son bir aydır buna alışmak durumunda kalmıştım ya da yataktan yine korkarak uyandığım için henüz alışamamıştım.

İnanç evime kapak attığında beri sessizlik kavramım sekteye uğramıştı.  Sessizlik sadece sözlükte görebileceğim bir kavram olmaması için her gün söylensemde bunu pek umursuyor gibi değildi. Genelde geceleri evde pek durmasa da kahvaltı onun temel öğünü gibi mutlaka sabah kahvaltısı ardından akşama kadar uyurdu.

Devam sorununun olmaması onun için iyi mi kötü mu olduğunu bilemezdim.  Uzun zamandır bizimkilerle oturmuyordum. Taylan  haftada iki üç sefer akşamları bana geliyor bazende onun projelerinden ve benim de veterinerden arta kalan vakitlerimizde okulda bir iki saatliğine oturuyorduk.

İlke  ile en son ayakkabımı bağladığım an bir araya gelmiştim. Sonrasında ona ulaşmak için pek çaba harcamamıştım. O da beni aramazdı zaten. Bazen araya böyle uzun bir zaman dilimi girince yokluğuna alışık hale geliyordum. İlk günler onu sürekli arasam da sonrasında hayatın telaşına kapılıyordum.

Bu yaz tatilinde de böyle olmuştu. Üç ay hiç görmemiştim onu. Bir şekilde hiç geçmez derken geçmişti. Onu görmek için onun tatil yaptığı konuma gitmemek için kendimi zor tutmuştum.Duygularım dengesizdi. Bazen onu unuttum gibi geliyordu fakat onu tekrar gördüğüm ilk an anlıyordum onu unutmaktan çok uzak olduğumu. Sadece medcezirdi bu. Gece ve gündüz gibi değişiyordu yüksekliği.

Etki faktörüm ortada yokken duygularım daha dingin oluyordu. Etki faktörü ortaya girdiği an deliriyordum. Yataktan kalkarken kulaklarımda takılı durak tıkaçları çıkardım. Gürültüye hızlı çözüm bulmuştum ama tıkaçlar çabuk eskimiş olmalı ki eskisi kadar gürültü engellemiyorlardı.

En son o gün giydiğim sarı tişörtün bana hatırlattığı o günün etkisinden dün gece kararlılıkla çıkmıştım. Banyo yapmış, çarşafları değiştirmiş ve dolabım gibi zihnimi de tekrar toparlayarak yeni kararlar almıştım.
Tutamayacağımı bildiğim kararlar...

Artık eskisi kadar İlkeyi görmek istemeyecektim. Hatta bilerek görmemek için ondan uzak duracaktım. Bu yüzden, temizlenip dolaba koyulmuş tişörtü giyip güzel bir uykuya vermiştim kendimi.

Yataktan çıkıp adım attığım an mutfaktan gelen başka bir gürültü ile duraklayarak suratımı buruşturdum. Umarım bir şeyler kırılmamıştır umudu ile kapıyı açarak son duruma göz attım.

Demlik kapağı yerde yuvarlanara dolabın altına ilerlediğinde yeniden başka bir gürültü çıkararak durdu.

"İnanç." Dedim isminin üzerine bastırarak. Suçlu bir tebessümle bana dönerek sırıttı. "Günaydınlar şehzadem. Sarı selimim günaydınlar."

"Tahminen ne zaman siktirip gideceksin."

Gitmesi için acayip hevesli sayılmazdım ama kalmaması için bir çok neden sayabilirdim. İlk olarak özel alan istilası. "Gerekli zaman elbet gelecektir.Allahın bize hayırlı koştuğu o vakti beklemekteyim."

Bugün kırmızı bandanası kolunda sarılıydı. Benimle yaşadığından beri daha çok zayıflamış gibi pijamasının beli düşmüş, kalçaları tutuyordu. Yalan değildi bu görüntü oldukça hoş duruyordu. Belki İlke olmasa inançtan etkilenebilirdim. Kırmızı dolgun dudakları ve kıvrılan uzun kirpikleri ile oldukça etkileyici bir surata sahipti. Yine de sanırım o çiçek gibiydi. Gördüğüm ve beğendim bir çiçek gibi. Pek bir etkisi yoktu güzelliğinin. En azından bana karşı.

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin