Antrakt 22》Bazı Şeylerin İzahı

1K 76 62
                                    

Antrakt 22
《Can》

İtiraf, Masum, Uzak Durmak ve Kabullenme

🍒
Sezen Aksu-
İsyancı

İçkili gecenin sabahından beri tam bir hafta geçmişti. Taylanla üç sefer bir araya gelmiş ama İlke ile sadece bir kere mesajlaşmaktan ileri gitmemiştik. Geceye dair bir şey hatırlamıyor oluşumun klişesinden olmalıydı ki gergindim.

Yanımda oturan Taylanla gelecek olan İlke'yi bekliyorduk. İçimin kıpırdanmasıyla yerimde duramazken bedenimi elinde tuttuğu telefonunu kurcalayan Taylan'a yönelttim.

"O gece kafam çok uçtu. Ya bir şeyler dediysem ? Bir şey olmuş ki benimle iletişime geçmedi."

Taylan telefonu kilitleyip bir haftadır konuştuğumuz konunun bıkkınlığıyla beni süzdü. "Bilemiyorum ki Can." Dedi. Sonra ekledi. "Bir şey yaptıysan bile en fazla itiraf etmişsindir."
Kafamı olumsuzca sallayarak güldüm. "Deli misin? Bu ilk içişim değil. Öyle bir halt yesem önceden yerdim."

Taylan'ın beni rahatlatacağı olmadığından kendimi rahatlatmak bana düşüyordu. "Bilemiyorum Can." Dedi Taylan bir anlık hayretle. "İnsanlık hali her şey olabilir. "

Yumruğumu omzuna geçirdim. "Salak salak konuşma." Diyerek inatlaştım. "Sağlam kafayla itiraf etmem gerek."

"Bence sen çok uzattın. Birincı sınıfta söyleyip kurtulman gerekti."

Oturduğum yere daha çok yerleşirken ona çok biliyorsun bakışı atmaktan geri durmadım. "O iş öyle olmuyor." Dedim gafletle. Kendi ibneliğime bile düşmandım. Kendimi kabullenemezken onun beni kabullenmesini beklemek bana ızdırap olurdu.

"O zaman eğer söyleseydin şu an bu kadar yakın olmazdınız, belki umut olmadığını anladığın an hislerin azalırdı."

"Tamam konuyu kapatabilir miyiz artık?"

Omuz silkerek önünde duran içecekten bir yudum aldı. "Kendin bilirsin, ama bu iş böyle gitmez."

Taylan'ın sevdiği yüksek not ortalaması dışında önemsediği şeyler var mıydı acaba? "Birini seversen göreceğim seni." Diyerek mırıldandım. "Severken, sevdiğini bile söyleyememek nasıl büyük bir yük yaşamadan anlamazsın."

Gözleri bir süre benim üzerimde turladı ama konuşmak için hiç kıpırdanmadı.

Ellerim terliyorken gergince çevreye bakındım. Yoktu. Gelen giden kimse yoktu.

"Geleceğine emin miyiz?" Bunu kaçıncı telkin edişimdi bilmiyorum ama Taylan benimle aynı düşünüyor olmayıdı ki saate bakarak sıkıntıyla ofladı. "Pek emin sayılmayız."

"Sana kesin geliyorum yazdı mı?"

Benim aramalarıma ve mesajlarıma pek geri dönmediğinden Taylanla iletişim halinde olması işime geliyordu.
Bir şeyler dönmüştü o gün evet. Ama ne olmuştu bilmemem beni daha da telaşlandırıyordu.

"Hayır, gelmeye çalışacağım yazdı."

"Ara" deyiverdim. Böyle kurbanlık koyun gibi beklemeyecektim. "Hatta ara, ben konuşayım."

Benim telefonlarımı açmadığından pek zorlamıyordum ama bu bir hafta yeterince beni geriyordu.

Evde bebek mızmızlanmaları, annemin hamilelik süresince ilaçlarını rafa kaldırmasından dolayı yarım kalan tedavisi, yeni bebek psikolojisi ile daha beter bir duygusallık içinde olması....Babamın ikimizi hatta artık üçümüzü ve işini idare etmeye çalışması. Birde İlke olayı. Gerilmiştim.

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin