Antrakt 20》Aşk Nasıl Söylenirdi

1.1K 72 34
                                    

Antrakt 20
《Can》

Lise Günlükleri, Artık sır değil.

Hadi biraz benim katil oluşuma inelim.

Sezen Aksu'
Begonvil

On birinci sınıfın son günlerinden olsa gerekti herkes biraz gergin biraz da sınav stresi ile dolmuş gibiydi. Geçen hafta son sınıfların mezuniyet törenini ilgiyle izledikten sonra okulun flamasının mezun olan birinciden, Taylan'a yeminler eşliğinde geçmesini gururla izledikten sonra bol bol alkışlamıştık. Ardından akşam onu çektiğimiz video ile dalga geçmiş eğlenmiştik.

Seneye sınavın olması en çok İlkeyi gerer diye düşünürken bir şekilde geçen yıldan beri derslerini toparlaması sonucunda çoktan sınava hazırlanmaya başlamıştı bile.
Onun bu sorumluluk sahibi yanının bu kadar hoşuma gidiyor oluşu da ayrı bir tuhaftı.

Ellerimi uzayan saçlarımı parmak uçlarıma dolayarak aynadan kendime göz attım. Saçlarım ve bedenim o kadar açık bir renge sahipti ki. Kirpiklerim ve kaşlarıma kadar sapsarı bir çocuktum. Burnumun üzerinde çok aralıklı duran çillerimi rahatsızca izlerken kuruyan saçlarımı güzel bir siyah taç tokayla geriye doğru yatırdım. Biraz daha uzaması halinde omuzlarıma değecek olması tuhafıma gidiyordu. Üç yılda bu kadar uzamasını beklemiyordum.

Taylan'ın tek başına kaldığı evini kendi evimiz gibi bellediğimizden olsa gerekti onun banyosunda bu kadar rahat duş alıp okul formamla aynanın karşısında güneş kremini yüzüme bocalamazdım.

Liseli olmak kolaydı. Aile travmasına sahip bir liseli ise biraz zor ama yaygın bir tabirdi. Hem liseli, hem aile travması, hemde ibne olmak daha az yaygın ve daha zordu. Hem liseli, hem aile travması, hem ibne, hemde yakın arkadaşına yanlamam ise tamamen bir kabustu.

Kabusun içinde başka bir güne uyanmanın acısını bir kenara süpürdükten sonra elime döktüğüm kremi yüzüme ve boynuma bocalamamın ardında koruyucu spreyi ise kollarıma sıkarak güneşle minimum şekilde alakadar olmak istedim.

Kapıya aniden vurulup ardından sertçe açılması ile tedirgince arkamı döndüm. İlke henüz yeni uyanmış gibi tek gözünü zor açarken kısa bir göz teması kurduktan sonra klozete doğru koşturdu.

"Altıma yapacağım." Diyerek benim suratımı buruşturmamı önemsemeden kapağı kaldırdı ve benim olduğum yöne arkasını dönerek işini yapmaya başlarken kafamı haz etmez gibi salladım.

"İçeride ben vardım."

Başını omzunun üzerinden usulca bana çevirdi. "Biliyorum. Ondan dolayı rahat girebildim."

Benim kendi yetişmemden dolayı mı annemin bu zamana kadar yaptığı baskıdan mı bilmem ama pisuvarları saçma bulurdum.

"Banyo yapıyor olabilirdim." Dedim mırıltıyla. Omuz silkti. "Su sesi gelmiyordu."

İşemeyi bitirmiş gibi bana dönmeyi bırakarak sifonu çekti. Usulca bana doğru döndüğünde yanıma gelerek kalçasını, kalçama vurdurarak lavabodan beni uzaklaştırdı.

"Napıyorsun." Diyerek huysuzca mırıldandım. "Ellerimi yıkamayayım mı?" Diyerek üste çıkmasını umursamadan huysuzca omuz silktim.
Benimde işim kalmamıştı banyoda bu yüzden onun arkamdan geleceğinden emin bir şekilde önden çıktım.

İçeride hazır olduğundan emin olduğum sofraya sevinçle kuruldum.

Bir çok şey olmuştu. Taylanla çok yakınlaşmıştık mesela, Taylan benim karşılık bekleyen aşkımı öğrenmişti. İlke tam üç sevgili değiştirmişti. Alışmıştım. İlk ağlamalarım yoktu, umutsuzluk mu demeliydim yoksa henüz ona olan aşkımı bilmediği için belki öğrendikten sonra bana karşı bir şeyler hissedebilir beklentisi miydi bilmiyordum. Yani her türlü, umut acıydı.

EntracteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin